serial killer |7

4.4K 475 298
                                    

pov felix ::

Sonunda arabanın durması ile kemerimi çözdüm. Yolun geri kalanında hiç konuşmamıştık ve bu beni azda olsa germişti. Sessizce arabadan indiğimde buranın geçen günki yer olmadığını farkettim. Daha çok site girişi gibiydi.

"Burası..?" Ne diyeceğimi bilemedim, belki de yanlış hatırlıyordum. Yollara hiç bakmadığım için de bir sonuca varamamıştım.

"Benim evime geldik, bugün işlerimi evden yapacağım."

Tamam, gerginliğim kesinlikle artmıştı fakat sakin kalmaya çalıştım. Güvenliğe birkaç şey söyleyip içeri girmişti. Bende arkasından onu takip ettim.

Binalar.. gerçekten güzeldi. Biraz etkilenmiştim, birazcık. Büyük binaların birinin önünde durdu ve şifreyi girdi.
"C4578, şifreyi unutma. Bir dahakine tek geldiğinde sitenin dışında kalmış olmazsın."

Sadece kafa salladığımda içimden şifreyi ezberlemeye çalışıyordum. Asansörü çağırıp konuşmaya başladı.
"4. Katta Daire 16'da oturuyorum." Kafamı sallayıp asansöre bindim.

O da bindiğinde aramızdaki sessizlik bir süre devam etti. Sonunda asansör 4. kata geldiğinde derin bir nefes bıraktım. "Kolumu.. bırakır mısın?" dediği şey ile bir süredir onun kolunu tuttuğumu farkedip hızla elimi çektim. Ardından eğilip özürlerimi dile getirdim.

"Çok pardon Bay Seo." Sadece histerik bir gülüş bırakmış ve dairenin kapısına ilerlemişti. Aslında daha çok alay dolu bir gülüştü.. ama bunu takacak durumda değildim.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde onu takip ettim. Bu ev.. oldukça büyüktü. Dublex olduğunu yukarıya doğru çıkan merdivenden anlayabiliyordum. "Montunu çıkar hadi." Sadece kafamı salladım ve montumu çıkartıp Bay Seo'ya uzattım. O da alıp kenardaki askılığa asmıştı.

Ben de etrafı gezmeye başladım. Etrafta çokça bitki vardı, bir tanesini uzandım. Dokunmak istemiştim ama bileğimi tutan el beni durdurdu."Dokunma." Sertçe söylediğinde hızla kafamı salladım ve elimi çektim. "O küstüm otu.. dokunursan solar diye.." Elini ensesine atıp ovalamıştı.

Olumlu anlamda mırıltılar çıkarıp bakışlarımı başka yöne çekmiştim, elimin üstündeki el bakışlarımın aynı yöne geri dönmesini sağladı. "Birazcık dokunabilirsin." Elimi nazikça bitkinin üzerine koymuş ve okşamamı sağlamıştı.

Bu yaptığına oldukça şaşırtıcıydı  ama gülümsemeden edememiştim.. küçük bir çocuk gibi gözüküyordu. "Kahvaltı etmedim, sen?" Kafamı hayır anlamında sallayıp konuşmaya başladım. "Ben hemen bir şeyler hazırlarım Bay Seo." Sadece kafasını sallayıp onu takip etmemi söylemişti.

Bana para veriyordu ve onun için çalışmamı dile getirmişti. Benim de böyle şeyleri yapmam iyi olurdu. "Mutfak burada, ben hemen iki oda yanında, çalışma odamda olacağım." gülümseyerek kafamı salladım ve gidişini izledim.

Elimin lezzetini göstermeliyim..

,,

Sonunda harika bir kahvaltı hazırlamıştım. Tabii hazırlarken birazcıkta  kaçamak yapmış olabilirim fakat elimde değildi. Uzun zamandır yemediğim şeyleri yemek iyi hissettirmişti. Gülümseyerek önlüğümü çıkardım ve kapının yanındaki yere astım.

Ardından mutfaktan çıkıp iki oda yanıma, çalışma odasına ilerledim. Kapıyı bir kere tıktıklatmam gir sesini duymama yetmişti. İçeri girip konuştum. "Kahvaltıyı hazırladım Bay Seo." Kafasını sallayıp ayağı kalkmış ve yanıma ilerlemişti.

"Önceden başlamışsın." Siktir.. mutfakta kamera mı vardı acaba? Tedirgin bir şekilde konuşmaya hazırlanırken dudağımda hissettiğim parmaklar konuşmama engel olmuştu.

"Çilekli reçel.. güzel miydi bari?" Dudaklarımdan parmaklarına bulaşan çilekli reçeli ağzına götürdü, ne?

Klişe bir sonla bu bölümü de bitirdik ehe.
Oy atmayı unutmayın sizleri seviyorum canlar 😽

𝐬𝐞𝐫𝐢𝐚𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐫' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐥𝐢𝐱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin