pov changbin ::
"Lütfen, lütfen bizi vurma! Biz hiçbir şey yapmadık!" Titreyen ellerim ile silahı indirdim. Daha dokuz yaşındaydım ve hiçbir suçu olmayan birini nasıl vurabilirdim ki..
"Changbin, onları öldür yoksa seni öldürürüm." Babamın sert sesini duymam ile göz yaşlarımın yanaklarım ile buluşmuşması bir olmuştu. Neden? Neden onları öldürmeliydim?
Neden bu işi yapmalıydım. "H-hayır.. istemiyorum!" Son gücüm ile bağırdığımda kafamın arkasına bir silah dayatılmıştı. Bunun şakası yoktu..
"Yalvarırım bizi vurm-" Bir el, iki el, üç el, dört el.. tam dört el ateş ettim. Belki daha fazla.. gözlerim kapalı bir şekilde sadece ateş ediyordum. Çığlık seslerinin kesilmesi ile silahı yere fırlattım.
"İşte benim oğlum." Babamın sinir bozucu sesi.. kulağımda yankılanan çığlıklar..
Yine her zaman olduğu gibi gördüğüm kabuslarla güne uyandım. Acaba ne zaman doğru düzgün uyuyabilecektim, çok merak ediyordum. Kenardan telefonunu alıp saate baktım. Oldukça erkendi.
Hızla yatağımdan kalkıp banyoya ilerledim.. sıcak bir duş iyi gelecekti.
,,
Duştayken zamanın nasıl geçtiğini farketmemiştim. Yaklaşık bir saat su da oyalandığıma bende şaşırmıştım ama hala oldukça erkendi.. Montumu üstüme geçirdiğimde hissettiğim ağırlığı merak edip elimi montun cebine attım.
Elime gelen eski telefonun Felix'in olduğu aklıma gelmişti. Belki de onu almaya gitmeliydim.. değil mi?
Hızla evden çıkıp arabama bindim. İçimde oluşan garip hissi inkar edemiyordum.. Edesimde gelmiyordu gerçi, o çocuğa karşı bir şeyler hissettiğim doğruydu.
Fakat hala nasıl, nasıl bu kadar kısa sürede böyle olmuştu aklım almıyordu.
Cidden şu dizilerde anlatılan, ilk görüşte aşk doğru muydu? Kafamı sallayarak kendime geldim.Çok saçmalıyordum, ben sadece saçmalıyordum.
,,
Zile basıp boğazımı temizledim. Çok süre geçmeden de kapı açılmıştı. Bana garip gözlerle bakan Felix'e baktım bir süre.
"Oh, Bay Seo.. Günaydın." Yeni kalktığı her yerinden belli oluyordu. Kısaca cevap verdim.
"Hazırlan, ben seni aşağıda bekliyorum."Sadece kafasını salladığında apartmanın merdivenlerinden aşağı inmeye başladım.
Yeni uyanmış hali.. oldukça tatlıydı. çok zaman geçmeden o da yanıma gelmişti. Sessizce arabama ilerlerken pek konuşmadık.Çoktan arabaya bindiğimizde telefonu aklıma gelmişti. Elimi cebime atıp telefonu çıkardım. "Telefonun.." Sadece bunu diyebildim, o ise parlayan gözlerle telefonunu aldı. "Çok teşekkürler Bay Seo!" Oh, birden sevinçle bağırması.. tatlıydı.
Galiba etkilenmiştim ama yüzümün farklı gözüktüğünü tahmin edebiliyordum. O da korkunç yüzümü farketmişti. "Ç-çok pardon efendim." Hemen kafamı sallayıp kendime geldim.
"Telefon numaramı kaydettim, istediğin zaman beni arayabilirsin, ben.. her zaman açarım." Söylediğim şey ile bakışlarını kaçırması ve yanaklarının kızarması zaman almamıştı.
Yanlış bir şey mi söylemiştim?
uhm.. hikaye nasıl gidiyor? umarım beğeniyorsunuzdur.
sizleri seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐞𝐫𝐢𝐚𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐫' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐥𝐢𝐱
Teen Fictionfelix küçük kardeşini okutmak ve babasının kumar borçlarını ödemek için neredeyse bütün gün boyunca çalışmak zorundadır, bir katil tarafından kaçırılana kadar.