Aradan geçen bir hafta da çok da bir şey değişmemişti sadece bu bir hafta da Kemal amca ve Cihangir tarafından bolca evin planına hızlı karar vermem için taslaklara boğuluyordum. Bir an önce karar vermemi istemeleri de ayrı bir ironiydi. Ben tamam bu olacak desem (ki o kadar beğendiğim yoktu) onlar itiraz edip bir kulp buluyorlardı. Ben bir tanesini beğenmiştim aslında baktığımız planlar genelde tek katlıydı. Planı kaliteli olmadıktan sonra iki katlı olmamasına karar vermiştik.
Şuan arazi temizleniyor ve tepecikler düzleniyordu sınır kısımlarına korunaklı duvarlar yapılıyordu. Ben ise çeyizlik bir sürü şey alıyordum internetten herkes bir meşguldü bu ara...Annem ördüğü dantelleri takım yaptırıyordu, Cihangir'in annesi Nazlı yengem bohça ve altın hazırlığındaydı. Gelin bohçası için alışverişe çıkacaktık gelinliği erkenden halledecektim çünkü bugün itibariyle CV'mi gönderdiğim iki yerle görüşmem vardı birer saat ara ile o yüzden erken kalkmış işlerimi halletmiştim.
Dolabın karşısındayken açılan kapıyla irkilip arkaya döndüm annem kapıdan kafasını uzattı eliyle telefonun ahizesini kapattı. "Kayınvaliden niye açmadın kadının telefonlarını" diye fısıldadı sinirlice. Derin bir nefes aldım. "Duymadım söyle tekrar arasın ." Terliklerinin topuklarını vurarak terk etti odamı ben de üzerimde iç çamaşırlarımla dikilmekten üşümüştüm. Elime aldığım telefon titrerken bekletmeden açtım. "Efendim nazlı yenge" "Ne yengesi yavrum artık neyse bak şimdi ben set modelleri getirtmek için kataloglara bakıyordum ya..." "Biliyorum bana da göstermiştin." "Modeller gelmiş bugün Cihangir'imle gidin de bakıverin" yerimde tepinip inlememek kendimi koltuğa atıp tüm gün oturmak fikirlerini def etmek için bekledim. "Yenge...bugün iki tane iş görüşmem var." "Olsun kızım ben hemen arıyorum hem Cihangir götürsün seni oradan geçersiniz." "Yenge Cihangir'i biliyorsun arama..." desem de arayacağını tabi ki benimle gelmesi ve aynı zamanda çalışabileceğim yerleri görmesinin iyi olacağını söylemişti.
Kapanan telefonun ardından malum uygulamadaki kadınlar grubundan mesajlar yağmaya başlamıştı öyle seç böyle al bu kullanışlı bu gösterişli diye her zamanki gibi hiç birine cevap vermezken kimin yazdığını bilmediğim "Boğazı yakası düz hareketsiz bir şeyler giy taktığın şeyin modeli belli olsun" mesajına "Tamam" yazmıştım ne alakaysa artık. Geriye artık boğazı düz ama resmi bir şeyler seçip giymekteydi. Düz siyah kısa üzerime yapışmayan elbiseyi giyip altına Chanel babetlerimi giymiştim. Bugün saçlarımı ensemde topuz yapmak yerine bir fularla bağlamıştım. Saat harici takı da takmamıştım.
Gayet zarif ve şık olduğum kanaatine varınca çağırdığım taksiyi beklemeye başladım. Cihangir...gerçekten onu bir kez daha bekleyip önemsenmediğimi tekrar hem kendime hatırlatmaya hem diğerlerine göstermeye aynı zamanda bu görüşmelere geç kalmaya hiç niyetim yoktu. Bahçeye indiğim sırada taksi kapıya yanaşmıştı. Gözlerim yine de etrafı taradığında Cihangir ya da arabasına dair bir şeyler yoktu. Hızlıca taksiye bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M A H B U B
Ficção Geralheyecanlı heyecanlı konuştuğu sırada Cihangir'in güçlü sesi duyuldu. "Helin..Güzelim..." niye böyle seslendiğini anlamasam da kararsızlıkla yavaş yavaş mutfağın çıkışı salonun girişine doğru ilerledim. Göz göze geldik yakası dağılmış gömleğini bir t...