33. Nişan

1.1K 79 76
                                    

Ağaçların yaprakları yeşilden kahverengi tonlarına dönmüştü. Artık iyiden iyiye soğumaya başlamıştı havalar. Başkaları bu kadarcık soğuktan şikâyet ederken kuyudan çektiği suyla kabı kaçağı yıkayan genç kadına ise işlemiyordu daha fazlası bile. Onun canını yakan, içini acıtan, elini ayağını üşüten çok başka şeyler vardı.

''Anne!''

''Söyle, boncuğum.''

Küçük kız kuyunun kenarındaki bir taşın üzerine oturmuştu ve işini yapan annesini izliyordu. Elleri üşümüştü, bu sebeple koltuk altlarına sokmuştu ellerini, iki büklümdü oturduğu yerde.

''Ne vakit bitecek?''

''Biraz daha... Hızlıca bitireceğim.''

''Bırak sana yardım edeyim.''

''O narin ellere kıyamam ben.'' deyip gülümsedi kadın. Bir köşede ev ahalisi için yıkadığı elmalar vardı. İçlerinden en kırmızı olanı seçip kızına uzattı.

''Olmaz! Dayım görürse çok kızar.''

''Görmez. Çabucak yiyiver.''

''Hayır.'' dedi küçük kız, kararlılıkla. Aslında ağzı sulanıyordu elmaya bakarken. Ama elini bile sürmeyecekti. Çünkü geçen sefer annesi çekmişti bunun cezasını. Böyle bir şeyin bir daha olmasına asla müsaade etmezdi.

Genç kadın ısrarı bıraktı. ''Peki.'' dedi üzgün gözlerle. İşini yapmaya devam etti.

''Anne sana bir şey sorabilir miyim?''

''Sor bakalım.''

''Piç ne demek?''

''Kimden duydun sen bunu?''

''Dayımdan... Çocuklar da söylüyor.''

Bir anlık öfkeyle gözü döndü kadının. Elindeki fırçayı kapların ortasına atıp ayağa kalktı. Ellerini önlüğüne kurulayarak yürüdü. Kapının eşiğine vardığında içeri bağırıp kardeşini dışarı çıkardı.

''Ne oluyor be? Neden bağırıyorsun?''

''Sen benim kızıma piç mi diyorsun?''

Adam iyice yaklaşıp kadının adeta burnunun dibine girdi. ''Öyle diyorum, ne olmuş?''

''Sizden tek bir şey rica ettim. Bu çocuğa dokunmayın. Bana istediğiniz eziyeti yapabilirsiniz, sesimi çıkarmam. Ona bir isimle seslenmeme dahi müsaade etmediniz. Buna da razı geldim. Ama ona piç diyemezsin!''

''Neyse onu söylüyorum. Piç değil mi? Kim babası? Yoksa sen de mi bilmiyorsun?''

Öfkesi bir kat daha arttı genç kadının. Bu imayı defalarca kez işitmişti. Kızının dolmuş ve korkmuş gözlerini gördükçe içine sığmaz oldu o öfke. Kardeşinin üzerine yürüdü. Ona gücünü yettiremezdi ama buna rağmen yüzüne bir tokat indirmekten geri durmadı. O tokadın acısını günlerce çekecekti.

Kardeşinden yediği karşı tokatla yere düştü kadın. Küçük kızı korkuyla yanına koşunca bir zarar görmesin diye ona sarıldı hemen. Ama çekip aldı onu kollarının arasından kardeşi olacak adam, bir köşeye savurdu. Sonra da onun gözlerinin önünde acımadan dövdü.

KafesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin