1. Bölüm: Hisler ve Hissedilenler

2.5K 110 90
                                    

1. Bölüm - Hisler ve Hissedilenler

Bölüm şarkısı;
Cihan Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide

Çok heyecanlıyım... Umarım beğenirsiniz. Burayı fazla meşgul etmek istemiyorum, sizde en az benim kadar heyecanlısınız zaten. Çok uzun zamandır bekliyorsunuz, bekliyorum onlarla kavuşmak için. Onlar da bizimle kavuşmak için. Artık vakti geldi... Yorumlarda buluşalım, onlardan mahrum bırakmayın beni. İnstagram'a da soru cevap kutucuğu bırakacağım, takip etmeyi unutmayın.

Instagram: meyus.diary

Keyifli okumalar.🌼💚

•••

Yapmak istemediğim şeyler yapmak zorunda kalmaktan nefret ediyordum. 

Tembel bir insandım. Bu hep kendimi bildim bileli böyleydi. Ablam ve annem hep dağınıklığımdan, tembelliğimden yakınırdı. Tembel olduğum doğruydu, evet. Ama dağınık olduğum fikrine katılmıyordum, uzun bir süre de katılacakmışım gibi durmuyordu. 

Onlara dağınık gelen oda benim için gayet düzenliydi. Annem ve ablam biraz fazla titizdi bence. 

"Rüya hadi nerede kaldın kızım?" Annemin seslenmesiyle bakıştığım tencereyi elime aldım ve evlendiği için ablama bugün bir tur daha sövdüm. Evin bütün işini bana bırakıp gidip evlenmişti, insan beni de beklerdi. 

Evde kalırsın sen. Kız niye harcasın boşu boşuna kendini. 

Elimde tencerem, lila eşofman takımlarım ve gelişi güzel yaptığım topuzumla beraber mutfağın bahçe kapısından çıktım. Annem, Nihan teyze ve Nuray teyze oturmuş bıraktığım gibi dedikodu eşliğinde sarma sarmaya devam ediyorlardı. 

Nuray teyze "Ah benim Mustafam da bir gelseydi." Derken tencereyi boş bulduğum bir yere sıkıştırmış eski yerime oturmuştum. 

Ben onlara hiç dahil olmadan sakince sarmalarımı sararken Nihan teyze konuşmaya başladı. "Sıkma canını kankim. Allah'ın izni ile sağ sağlim gelir inşallah." 

İnşallah. 

"İnşallah Nihan'ım." 

Mustafa abi askerdi. Bir özel kuvvet askeriydi. Sık sık göreve gidiyor uzun süre de dönmüyordu, bazen. Bir bakmışsın bir hafta sonra evde bir bakmışsın dört - beş ay sonra. Beraber büyüdük sayılırdı ama onu gördüğüm zamanlar sayılıydı belki de. Burak'la ne kadar yakınsak, Mustafa abi ile bir o kadar uzaktık. Mesleğinin getirisi olduğunu düşündüğüm, sert bir mizacı vardı. 

Biraz fazla ciddiydi. 

Biraz.

Eh benim gibi çocuk ruhlu birine göre de fazla sıkıcı geliyordu. Bende o yüzden hiç onun radarına girmiyor, kendi halimde takılıyordum. Böylesi daha sağlıklı bir ilişkiydi. 

"Bir de evlense başka hiçbir şey istemem ama," Nuray teyze derin bir iç çekti. "Çok zor meslek seçti. Kim ister bu devirde kocası bir hafta evde dursun, üç ay görevde." O Mustafa abiden dert yanarken bu sefer annem girdi araya. 

"Aa neden öyle diyorsun canım? Mustafa'nın mesleğinden daha kutsal meslek mi var Allah aşkına? Aslan gibi de delikanlı, sıra oluyorlardır çocuğun peşinde de sen bilmiyorsundur." Az daha övseydin anne, belki yarın akşam beni istemeye falan gelirlerdi. 

Ayrıca peşinde sıra oldukları da doğru bir gerçekti. Mustafa abi ile haşır neşir olmasam da sonuçta bende bu mahallede yaşıyordum ve ortada dönen dedikodulardan haberim oluyordu. Özellikle yaş grubumdaki kızların arasında dönen dedikodulardan. 

HARESEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin