2. Bölüm: Yarım Kalan Sigara

893 34 20
                                    

2. Bölüm -  Yarım Kalan Sigara 

Bölüm şarkısı; 

Zaz - Je Veux  

İnstagram: meyus.diary 

Keyifli okumalar... 

***

Düğünleri severdim. Ama bu saçma bulduğum gerçeğini hiçbir zaman değiştirmiyordu. Bir kaç kuru gürültü, eleştiren bakışlar ve güzel yemeklerden ibaretti.

Evet, güzel yemekler.

Mustafa abi ve Şenay'ı terasta öyle bırakıp düğün alanına döneli neredeyse bir saat oluyordu. Bu bir saat içersinde Mustafa abi ve Şenay ile karşı karşıya gelmekten delicesine korktuğum için asla pissten inmemiştim. Bir süre sonra bacaklarım ve midem iflas bayrağını çektiği için pes ederek yemeklerin olduğu bölüme gelmiştim.

Çok fazla çeşit vardı ve hepsi çok güzel duruyordu. Hepsinden yiyemiyor muyduk ya?

Sonra kızınca ben suçlu oluyorum. Görgüsüz müsün Rüya?!

Konu yemek olunca, evet.

Oldukça kibar olmaya çalışarak tabağıma bir kaç çeşit yiyecek aldıktan sonra sessiz sakin bir yer aradım gözlerimle. Mustafa abi ve Şenay'ı görmeyeceğim bir yer.

Daha ne kadar aralarındaki bu şeyi saklayacaklardı bilmiyordum ama bir an önce söyleseler iyi ederlerdi. Bildiğim halde bilmiyormuş gibi davranmak çok zordu.

Elimde tabakla daha fazla dikilirsem rezil olacağımı düşünerek Karmen'lerin olduğu masaya ilerledim. Mustafa abi ortalıkta gözükmüyordu, bu iyi bir şeydi. 

Kalabalığın arasından zar zor sıyırılarak masaya vardığımda gülüşerek bir şeyler konuştuklarını fark ettim. Hiç onlara bulaşmadan Hilal ve Özge'nin tam ortasına oturdum. Hilal'in yanında da Burak oturuyordu, üstüne üstlük kolunu da sandalyesine atmıştı. İkisine imalı bir bakış attıktan sonra elmalı kurabiyemden bir ısırık aldım. 

Hilal'in yanakları hafif pembeleşmişti. Ah safım... 

Bence sen fazla arsızsın

Şşş kimliğimizi  ortaya çıkarmasana. 

"Sen neredeydin?" Oğuz'un sorusunun bana olduğunu fark etmemle ona döndüm. Önce yavaş yavaş lokmamı çiğnedim, bunlar hep zaman kazanma taktikleriydi. Kenarda duran peçeteyle elimi temizledim daha sonra da. 

"Oynuyordum işte, görmedin mi?" Diye sordum yalancı bir tavırla. Oğuz inanmışa benzemiyordu. 

Şaşırmadım. 

Kaşlarını havaya kaldırdı ve dirseğini yanında duran sandalyeden çekerek öne doğru eğildi. Müzik takı törenine geçildiği için daha sakin ve kısıktı artık. Birbirimizi duymamız kolaylaşmıştı. 

"Bir saattir?" 

Gayet olağan bir şey gibi alt dudağımı büzdüm ve omuz silktim. Oynamayı seviyordum ben belki. 

Oğuz pek inanmadı ama yine de bozuntuya vermeyerek arkasına yaslandı. Bende hiçbir şey olmamış gibi tabağımdakileri yemeye devam ettim. Kim yaptıysa güzel olmuştu vallaha. 

🌼

Sıkılmıştım. 

Hatta o kadar çok sıkılmıştım ki biri gelip dansa kaldırsa itiraz bile etmezdim. Birbirlerine aşık aşık bakan çiftleri izlemek çok daha can sıkıcıydı çünkü. 

HARESEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin