(Yoongi'den)"Yalnızlığın yarattığı korkuyu azaltmanın yolu sadece topluma uyarak olmaz, rutin olarak yapılan iş ve eğlence de bu amaca hizmet eder."
Elimdeki kitabı kenara koyarken içimdeki tarifsiz mutluluk beni gülümsetiyordu. Yine her satırın altını çizip, defalarca okumuştum, iyi hissediyordum. Hafta sonu olduğu için okula gitmemiştim ve odada yapacak hiçbir şey yoktu. Taehyung dışarı çıkmayı teklif etse de canım istememişti. Ben oraya geleyim deyince de hayır diyememiştim ve şimdi onu bekliyordum. Onunla her zaman yapacak bir şeyler bulur, iyi vakit geçirirdik.
Yerimden kalkıp balkon kapısına ilerledim. Camın arkasından izlediğim, deli gibi yağan yağmur çok davetkardı. Perdeyi kenara çektim ve kapıyı aralayarak yağmurun şiddettini kendimce ölçtüm. Çok şiddetliydi. Bu beni heyecanlandırırken yurtta olmanın rahatlığı ile kendimi terasa attım. Saniyeler içinde ıslanan bedenim ile gülümsedim. Aklımda nenemin dediği şey gezinip duruyordu. "Yağmur seni temizler."
Esen rüzgar tüylerimi kaldırdığında artık içeri girmeye hazırdım. Islanan çoraplarımı balkonda çıkarttım ve yerleri ıslatmamaya özen göstererek dolabıma ilerledim. Herhangi bir uzun kollu aldıktan sonra banyoya girdim, tam kapıyı kapatacaktım ki çalan kapı ile çıkmak zorunda kaldım. Taehyung olmalıydı.
Kapıyı açtığımda, kabanının kollarından damlayan suyu eli ile engellemeye çalışan arkadaşıma minik bir kahkaha atamadan edemedim. "Bırak ıslansın, gel içeri."
Öfkeyle bana baktığında bunu beni korkutmak için yaptığını biliyordum fakat umrumda değildi. Tamam haline biraz, çok az üzülmüş olabilirim ama nerden bilebilirdim ki yağmurun birden bastıracağını.
Taehyung, bedenini umursamazca sallayıp fazla su damlalarından kurtulmuş ve içeri girmişti. "Hadi ben dışarıdan geliyorum o yüzden ıslandım, sen neden sırılsıklamsın?"
"Terasa çıkıp keyfiyen ıslandım, bir sorun mu var?"
Üzerinden çıkardığı ıslak kabanı portmantoya astıktan sonra yatağıma ilerledi. "Kafayı yemişsin sen."
"Sağdaki dolaptan kıyafet alıp üzerini değiştir, hasta olup başımı şişirme sonra. Ben tuvalete gidip geliyorum," dedim ve oyalanmadan lavaboya girdim.
Dakikalar sonra kapıyı açtığımda, kapının önünde Seokjin'i görmek beni şaşırtmıştı. Islaklar kervanına bir kişi daha eklenirken tek kelime etmeden nereye baktığını anlayamamıştım. "Sen mi geldin? Dün geç gelirim dediğin için Taehyung'u-"
Banyodan çıktığımda gördüğüm manzara ile gözlerim sonuna kadar açılırken Jin'in sessizliğine şimdi anlam verebiliyordum. Önümde baksır ve tek kolu geçirilmiş tişörtü ile yarı çıplak birini görsem eminim ben de susardım.
Hızla yanına ilerlediğimde, "Ne? Neye bakıyorsun, giyinsene" dedim ve elinden aldığım eşofmanı değiştirdim. Aptal bir de Seokjin'in dolabından almıştı kıyafetleri.
En sonunda hâlâ daha girişte bekleyen bedene döndüğümde kaşlarını kaldırmış, gülüyordu. Neden gülümsediğini anlamasam da, aklından her ne geçiyorsa ona böyle gülmesini tembihleyenler de o kirli düşüncelerdi. Islak beden yatağına oturduğunda yüzündeki gülümseme de aynı anda silindi.Taehyung'un giydiği uzun kolluyu da değiştirdikten sonra ona benimkilerden vermiştim. "Tam bir aptalsın."
"Soldaki dolap demiştin."
"Hayır sağ demiştim, hem dinlemiyorsun hem de..neyse al şu ıslak kıyafetleri banyoya götür ve beş dakika çıkma." sessiz sesim onu korkutmuş olacak ki kafasını sallayıp kıyafetleri aldığı gibi banyoya gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
roommate / yoonjin
Fanfiction"Işıklar kapandığında sığınabileceğim bir beden olacak mı merak ediyorum. Sanırım ben yalnızlıktan değil, karanlıktan korkmak istiyorum."