Sessiz acı
25 kasım 2007
H E S T İ A B A R N E S
İlahi bakış açısı
Pierce askerlerine 5 yaşında ki hestia'yı çağırmalarını söylemişti.
Askerlerden birisi sertçe küçük kızın odasına girdiğinde kızın resim çizdiğini gördü. Asker hızılıca odaya girip küçük kızın kolundan tutarak Pierce'in odasına doğru sürüklemeye başladı
Odanın önüne geldiklerinde kolunu tutan asker hızlıca onu odanın içerisine fırlattığı için Hestia dengesini kuramayıp odanın içine düşmüştü.
Asker kapıyı kapatıp çıktığında Hestia küçük ellerinden destek alarak ayağa kalkıp Pierce'ın karşısına dikildi.
Pierce karşısındaki küçük kıza bakarak oturması için karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Hestia zorlukla sandalyeye çıkmaya çalıştı. Çıktığında ise oluşan boy farkından dolayı ayaklarını sallamaya başladı.
Pierce büyük bir ciddiyetle konuşmaya başladı.
"Tiera sana bir hikaye anlatmamı istermisin?"
Hestia hızlıca başını salladı . Hikayeleri hep çok severdi. Renkli ormanlar, çikolatadan evler, cıvıldayan kuşlar. Kim sevmezdiki?
"Tiera önce sana küçük bir soru soracağım. Hydra neden var oldu biliyormusun?"
Hestia başını hayır anlamında salladı. Burada sürekli Hydra kelimesini duyuyordu fakat ne olduğunu bilmiyordu. Birinin ismi olduğunu düşünüyordu.
"Hydra yıllar yıllar önce dünya barışını sağlamak için kuruldu. Fakat sonra bu barıştan hoşlanmayıp dünyayı kaosa sürüklemek isteyen birileri ortaya çıktı. Kaptan amerika ve uluy"
Pierce lafını bitirmeden Hestia söze atladı
" ben kaptan amerikayı çook seviyoyum. Bence çok havalı"
Hestia ellerini açarak büyük bir mutluluk ve heyecan ile söylemişti. Fakat mutluluğu kısa sürdü
Pierce bunu duymanın verdiği sinir ile hızlıca oturduğu koltuktan kalkarak Hestia'ya var gücüyle bir tokat attı.
Hestia zorlukla çıktığı sandalyeden düşüp yere yapıştı. Pierce o kadar sert vurmuştu ki Hestia oracıkta bayılmıştı
Pierce kızın kolundan tutup ayağa kaldırdı. Hızlıca iki kat aşağı inip bir kapıyı açtı.
Hestia küçük gözlerini açtığında karşısında pierce ve bir kaç bilim insanı gördü. Fakat hala beynin içi uğulduyordu ondan dolayı ne konuştuklarını duyamıyordu.
Sadece bir bilim adamının Pierce karşı geldiğini gördü. Sonra Pierce yüzüne babacan bir ifade yerleştirip kızın yanına yaklaştı
"Tiera şimdi sen bu abilerle kalacaksın sonra ben senin yanına geleceğim tamam mı ?"
"Tamam ama bana zayay veymemzley dimi?
Hestia masum gözlerle Pierce baktı. Pierce Hestiaya bakarak sinsice gülümsedi ve ayağa kalktı. Hestia gitmeden onun "çok" dediğini duydu.
Pierce gidince bir bilim adamı Hestia'ya şefkatlice yaklaştı. Hestia ise adamın ona zarar vereceğini düşündüğü için iyice duvara sinip elleri ile yüzünü kapattı. Küçük kızın bedeni korkudan titriyordu.
Çünkü burada bulunan bütün doktorlar ona zarar vermişti
" Merak etme küçük kız sana zarar vermeyeceğim"
Hestia ellerini yüzünden çekip adama baktı. Adam yavaşça Hestia'yı kucağına alıp sandalyeye oturtu.
Çevresindeki bilim adamları Hestia'nın vücuduna kablo bağlamakla meşgul idi. Hestia ise canın yanacağını anlamıştı. Ona şefkatle yaklaşan bilim adamına döndü.
"Canım acıyacak değil mi?"
Adam ne cevap vereceğini bilemiyordu. Karşısındaki küçük çocuğa yalan söylemek istemiyordu.
" maalesef küçük kız"
Hestia masum gözleri ile adama baktı.
"Elinizi tutabilir miyim?"
Adamın aklına kendi küçük kızı geldi. Oda babasının elini tutmayı severdi. Fakat kızı yürürken babasının elini tutmak isterdi. Elektrik verilmeden önce değil.
Fakat küçük kızı kıramazdı. Hydra kendisini 1 yıl önce işe almıştı. Ailesini hiç göremiyordu fakat konuşabiliyordu. Eğer Pierce'in dediklerini yapmazsa ailesinin başına ne geleceğini biliyordu. Ailesini korumak için karşısındaki küçük çocuğa zarar vermek zorundaydı. Hiçbir çocuğun bu kadar acıyı haketmediğini biliyordu ama kendi kızının babası ile büyümesi için bunu yapmaya mecburdu
Hestia yavaşça adamın elini tuttu. Adam Hestia'ya güven verici bir şekilde gülümseyip elini kızın saçlarında gezdirdi. Pierce'ın işareti gelince çok zorlansada düğmeye bastı.
Çığlık. Herkesin tek duyabildiği küçük kızın çığlıkları ve acı içinde debelenmesiydi. Adam kendi kızı düştüğünde bile hemen ona sarılıp öperdi. Fakat bu küçük kızın öyle bir şansı yoktu. Acı içinde kıvranıyordu ve bunu kimse engelleyemiyordu.Küçük kız çığlık atıp acı içinde ağlarken adam yavaşça saçlarını okşayıp sakinleştirmeye çalışıyordu. Elinden sadece bu geliyordu.
Küçük kız acıdan bayılınca elektriği kestiler. Pierce "odasına götürün" dediğinde adam kızı sandalyeden kaldırıp yavaşça kucağına aldı . Odasına doğru yürürken baygın kıza baktı. Kim böylesine masum bir meleğin canını yakmak isterdi ki?
Odasına geldiğinde kızı yavaşça yatağına yatırıp üstündeki ince örtüyü örttü adam. Kızın baygınken bile gözlerinden yaş aktığını gördü .Yavaşça kızın önünde diz çöktü ve saçlarını okşadı küçük kızın bir müddet. İçinden kendisine lanetler okuyordu. Böylesine masum ve küçük bir çocuğun canını yakmıştı. Fakat başka bir şansı yoktu. Kendi kızına bir fiske bile vurmamışken aynı yaştaki masum bir başka çocuğa elektrik verip acı içinde ağlamasını seyretmişti .Elini kızdan çekip gitti. dilediği tek şey ise küçük kızın daha fazla acı çekmemesi ve burdan kurtulup her çocuk gibi mutlu olmasıydı.
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WİNTER SOLDİER // Daughter
Fanfiction"Kızım?" "Yalancı, sen benim babam değilsin" *** "Ben kötü birisi değilim, sadece iyi olmak ne demek bilmiyorum"