0.5 ✆

1.1K 70 6
                                    

Russo's New York Pizzeria'ya vardığımızda çocukların söylediğine göre 'şanslı' masalarına yerleşmiştik. Siparişleri verdikten birkaç dakika sonra içeriye Vivianne girmişti ve bu masadan haberi varmış gibi rahatça bizi bulup Miu Miu marka platform topuklu ayakkabılarıyla yerde tıkırtı oluşturarak bu tarafa doğru yaklaşmaya başlamıştı.
Pizzacıdaydık. Kim pizza yemeye giderken topuklu giyerdi ki?
Muhtemelen hafta sonu alışverişini bitirmesi uzun sürdüğü için geç kalmıştı ve bu yüzden Aiden'dan ayrı gelmişti.
''Hey!'' Aiden'a sarıldıktan sonra kırmızı koltukta sevgili erkek arkadaşının yanına oturdu. Bir saniye bile benim olduğum tarafa bakmadı ve ben de rahatladım. Kesinlikle onunla muhattap olmak istemiyordum. ''Tanrım, trafik çok berbattı. Biliyorsun Aiden, daha klas bir yere gidebilirdik. Pizzadan nefret ediyorum. Kokusu saçlarıma siniyor ve yüzsüzce Victoria's Secret'tan aldığım yeni parfümümle yarışıyor. 250 dolları Heavenly Luxe gibi kokmak için verdim, peynir gibi değil!''
Ne?
Ne?
Ne?
Bu tuhaf kızın artık damak zevkinden de şüpheliydim.
''Yapacak bir şey yok, benim de en sevdiğim yemek, sevgilim,'' diyerek Vivianne'e dönüp hafifçe gülümsediğinde Vivianne sarı saçlarını arkaya itip sıkıntıyla iç çekti. Şu zıt kutuplar birbirini çeker saçmalığının canlı kanıtları gibiydiler.
Vivianne -bin defa lanet olsun ki- benim oturduğum tarafa göz kaydırdığında inanamamış gibi bir kez daha bana baktı ve kaşlarını çattı. ''Senin burada ne işin var?''
Sorduğu saçma soruyla dudaklarımı şaşkınlıkla aralamamak için kendimi zor tuttum.
Vivianne kıkırdadı. ''Yani demek istediğim, bizimle oturmayı bırakalı bir sene oldu. Biraz şaşırdım tatlım, kusura bakma.''
Yüzüme sahte bir gülümseme oturttum. ''Sanırım sizi özlemişim.''
Alaylı bir ifadeyle güldü. Başka hiçbir lanet olası laf söylemedi.
Tanrım, onlarla gelmemem gerekiyordu. Bu sikik grubu ve onları sürekli takip eden makyaj kutusunu özlediğim falan yoktu.
Sanırım eski bir kaçış taktiğini deneyecektim.
Sanki mesaj gelmiş gibi kazağımın cebinden telefonumu çıkardım ve sessizde olduğundan emin olduktan sonra telefonu kulağıma dayadım.
''Alo Michelle?''
Tamam, bir süre bekle.
''Ah, tamam. On beş dakikaya oradayım.'' Daha fazla katlanamayacaktım. Kulaklarımın içinde Vivianne'in sakız çiğneyiş sesi yankı yapıyordu. Her lafı ağzında uzata uzata Aiden'a anlatması, saniye başı saçlarını arkaya savurması ve gözlerini bazen dünyanın en büyük penisini görmüş bir sürtük gibi büyütmesi onun kafasını koparmam için resmen beni tetikliyordu.
Telefonu kapatmış gibi yapıp cebime attıktan sonra Chris'e döndüm. ''Michelle kız arkadaşıyla buluşacakmış. Dükkana onun yerine bakmamı istedi.''
Chris anladığını belli etmek istercesine başını salladı. ''Tamam, öyleyse sonra görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
Geçiştirmek istercesine hızlıca çocuklara el sallayıp arkamı döndüğümde henüz sadece bir adım atmıştım ki işittiğim sesle gözlerim irileşti. ''Görüşürüz, Mia!'' Bu boğuk sesin sahibini biliyordum.
Bu ses Aiden Cornell'a aitti.
Ve Ramsey konuşurdu, Kurt konuşurdu ama Aiden asla benimle konuşmazdı.
✘✘✘
Bir taksi tutup hızla boş eve ulaştığımda merdivenleri üçer beşer tırmanarak odama giriş yaptım. Telefonumu yumuşak yatağa attım ve üstümdekilerden kurtulduktan sonra da kendimi teslim ettim.
Tanrı aşkına, bu insanların nesi vardı?
Vivianne ilk kez beni bu kadar az iğnelemişti, -ya da bilemiyorum, belki daha fazlası varken ben tüymüştüm- hiç tanımadığım birinden bir haftadır mesaj alıyordum ve hakkımda her şeyi biliyordu, Aiden Cornell benimle iletişime geçiyordu ve kıyametin yaklaştığı haber olmuyordu, öyle mi?
Bana kalırsa bir gök taşının Dünya'yı parçalamasına az kalmıştı.
Telefonumu elime alıp müziklerin içinden herhangi birini rastgele başlattım. Green Day'in When I Come Around adlı parçası kulağıma dolduğunda huzurla gerindim ve tombul yastığımı başımın altına sıkıştırdım. Güzel, şimdi kafamı dağıtabilirdim.
Ben: neler oldu bilemezsin
Ben: tanrım buluşma bok gibiydi ama
Ben: of
Meksikan Pizza: biliyorum
Meksikan Pizza: yaptığın sahte telefon görüşmesi oldukça barizdi
Meksikan Pizza: öyle ki sahteliği birkaç metre öteden anlaşılıyordu
Ben: bir dakika
Ben: orada mıydın?!?!?!?!
Ben: lanet olsun beni izlemekten vazgeç bu çok rahatsız edici
Meksikan Pizza: üzgünüm devam et
Ben: beni izlediğine göre anlatacaklarımı da
Ben: biliyorsun
Meksikan Pizza: yine de bilmiyormuş gibi yapabilirim
Ben: pfffft tamam
Ben: masadan kalkıp gidecekken ne oldu tahmin et!
Meksikan Pizza: hmm
Meksikan Pizza: takılıp yere kapaklandın?
Ben: hAYIR AIDEN ARKAMDAN GÖRÜŞRÜÜZ MIA DİYE BAIĞRDI VE AH
Ben: ARKAMI DÖNÜP BAKAMAYACAK KADAR TUHAFTI
Ben: tANIRM AIDEN NEDEN BENİMLE KONUŞTU
Meksikan Pizza: hey mia sakin ol
Meksikan Pizza✌: belki de düşündüğün kadar piç kurusu değildir
Meksikan Pizza: piercingli çocuklara haksızlık ettiğini söylemiştim
Ben: hayır aslında söylememiştin
Meksikan Pizza: tamam
Meksikan Pizza: piercingli çocuklara haksızlık ediyorsun
Göz devirdim ve bunu ona da yansıtmak istercesine bir adet göz deviren emoji yolladım.
Meksikan Pizza: kollarındakileri gördüm
Neyden bahsediyordu?
Ben: kollarımdakiler?
Meksikan Pizza: bileğindeki çizikler

✉ Bay Bilinmeyen ⚥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin