Medya, kötü çocuk (!) Ulaş ldlsmdwldm ❤
*
Ulaş, mutsuz bir şekilde elinde ki biletlere bakarken, Yamaç iki elide dolu bir şekilde zorla yürüyerek onun yanına gitmeye çalışıyordu. Evet, yalnızca çalışıyordu.
Bir mısır kovası sağlayamadığı dengesi sayesinde tam olarak Ulaş'ın göbüşünden bacaklarına doğru dökülürken, Ulaş sıçrayarak yerinde doğruldu ve bakışlarını Yamaç'a çevirdi.
Gözleri şokla, irice açılmışken Yamaç sinirle mısır kovasına sövüyordu. "Yavşak kova!" Ulaş küfürleri duyduğunda, 'aa terbiyesize bak.' Moduna bürünmüştü adeta. "Küfür etmesene Yamaç abi!" Huysuzca konuştuğunda Yamaç omuz silkti.
"Al hele bir şunları kollarımdan, daha çok dökerim yoksa üzerine." Ulaş 'hiii' diye bir nida koparıp hızla Yamaç'ın elinde ki içecekleri ve kovaları aldı. "Şantajcı birisisin Yamaç abi." Dediğinde Yamaç onu umursamadan yavaşça bileğinden tuttu ve ayağa kaldırdı.
"Üzerinde mahfoldu ama yapacak bir şey yok, film başlamak üzere kaldır kıçını bakayım." Yumuşak bir ses tonuyla konuştuğunda Ulaş mavi gözlerini kocaman açıp burnunu kırıştırdı. "Ama sen arkadaşlarınla izlemeyecek miydin?"
"Onlar sıkıcı bir filme girdiler, seninkisi daha eğlenceli görünüyordu. Hem böylelikle paramda cebime kalmış oldu." Diyerek göz kırptı mavilere bakıp. "Eee ne demişler, nerede beleş oraya yerleş!"
Ulaş homurdanmaya devam etsede içten içe çok mutlu olmuştu. Gözleri ışıldarken biraz daha yanaştı Yamaç'a. Yüzünde sıcacık, tatlı bir ifade vardı.
Beraber salona girip koltuklarına yerleştiklerinde Ulaş gözlerini fıldır fıldır etrafta gezdiriyordu. Yamaç, onun bu sevimli haline gülümseyip biraz daha yayıldı oturduğu yerde.
Sonunda film başlayıp ışıklar kapandığında ikiside gözlerini ekrana diktiler. Bir süre sonra Yamaç iyice mayışıp gözlerini kapattığında mırıltılar çıkararak başını yanında ki çocuğun omzuna yasladı.
Ulaş, ağzında çiğnediği mısırla donakalırken kalbi hızlanmaya başlamıştı. En sonunda dayanamayarak utangaç bir tavırla pamuk gibi olan yanağını Yamaç'ın mis gibi kokan yumuşacık saçlarının arasına yasladı. Memnun bir gülümsemeyle dudaklarını kıvırıp derin bir nefes çekti içine. Çok güzel kokuyordu.
Ara sıra kırmızı minik dudaklarını saçlarına bastırıyor, ardından uyanık mı diye hemen kontrol edip tekrardan dudaklarını sürtüyordu. Saçları çok güzeldi, çok hoş kokuyordu ve Ulaş bunu çok sevmişti!
Film bittiğinde ince ellerini Yamaç'ın geniş omuzlarına koyarak dürtüklemeye başlamıştı. "Uyansana be, bir horlamadığın kaldı. Ayı!" Gülmemek için dudaklarını ısırırken daha çok gülesi geliyordu.
"Ama burası çok rahat, sıcacık." Yamaç'ın uysal sesini duyduğunda yanakları kızarmaya başlamıştı Ulaş'ın. Kalbi hızlı hızlı pıt pıt atarken elini birini yavaşça kalbine vurdu. "Yavaşlasana seni gıcık şey!" Kalbi ise ona burun kıvırıp daha da hızlanmaya başlamıştı.
En sonunda Yamaç gözlerini araladığında bir süre etrafta gezdirdi bakışlarını. Ardından hızla kafasını yattığı omuzdan ayırıp derince esnedi. Ulaş ona sadece göz deviriyordu. "Ne ara bitti bu film? Daha yeni başlamamış mıydı?"
"Kış uykusuna yattığın için fark edemedin herhalde. Film biteli asır oluyor eeyy." Dediğinde Yamaç ona el hareketi çekmişti. Ulaş sinirle kızarırken Yamaç sırıtarak yerinden kalktı. "Haydi kalk, geç olmadan evine bırakayım seni."
Ulaş uslu bir çocuk gibi dudaklarını büzüp başını salladı ve Yamaç'ın kapşonlusunun kenarlarına tutunarak ilerlemeye başladı.
Dışarısı her zaman ki gibi buz gibiydi. İkili yavaş yavaş ilerlerken Yamaç Ulaş'ı takip ediyordu. Evinin yolunu bilmiyordu haliyle, o yüzden uslu uslu yanında ilerliyordu.
Ulaş, Yaklaşık yarım saat sonra geldikleri kahverengi apartman dairesinin önünde durduğunda utangaç mavileri ayakkabısında dolanıyordu. "Gerek yoktu ama yine de teşekkür ederim Yamaç abi, evime kadar bıraktığın için."
Yamaç kafasını salladı ve onaylayan tarzda mırıltılar çıkardı. Ulaş'ın beyaz, yumuşak yanakları soğuk esen rüzgarın etkisiyle allaşmaya başlarken Yamaç bu tatlılığa daha fazla dayanamayarak alt dudağını dişledi ve yavaşça yanağına doğru yaklaştı. İçinden gelmişti, bir kerecikde olsa öpmek istiyordu işte.
Tam yanağını öpecekken Ulaş ani gelen refleksle başını kaldırdığında dudakları birbirine yavaşça temas etti. İkiside put gibi oldukları yerde kalakalırken, gözleri sonuna kadar açılmış birbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı.
Yamaç, dudağına değen yumuşak ve ıslak dudaklarla ne yapacağını bilemeden yanlışlıkla dilini Ulaş'ın alt dudağına değdirdiğinde ikiside yeni kendine gelirmiş gibi hızla birbirlerinden uzaklaştılar.
Ulaş Yamaç'ın yüzüne bile bakmadan pıtı pıtı hızlı adımlarla apartmana yönelince, Yamaçta arkasından bir kaç saniye baktı ve ardından bacaklarını ilerletmeye başladı.
Dudaklarında engel olamadığı bir gülümseme vardı.
*
Beğendiniz mi bakayım, hmm?
(Benim pek içime sinmedide...)Keyifli okumalar. 💜🌈