Bugün bir bölüm daha attım, önce ki bölümü atlamayınız ♡
*
"Yamaç! Eğer o havucu yıkamadan yersen döverim seni, pistir o şimdi mikrop kapacaksın!" Yamaç, annesinin sesini umursamadan dolaptan aldığı havucu gelişi güzel sudan geçirip kocaman bir ısırık aldı.
Mutfaktan çıkarken aklına gelen yüzle engel olamadığı bir gülümseme yerleşmişti dudaklarına. Havuç yerken bile aklına geliyordu resmen! Ama bu çok normaldi, çünkü Ulaş bir tavşandı ona göre. Yarın okula giderken onun için bir iki tane havuç almayı aklının bir köşesine not etti. Tavşancığı aç kalmasındı, değil mi?
Gülümseyerek havucu kıtlata kıtlata odasına ilerlerken önünden geçtiği odadan gelen seslere olduğu yerde durarak kaşlarını kaldırdı Yamaç.
Ece ile Ezgi görüntülü olarak konuşuyorlardı ve konu Ulaş ile ilgiliydi.
Yamaç'ın içine bir sıkıntı düşerken derin bir nefes alıp azıcık aralık olan kapıya doğru yanaştı ve ses çıkarmamaya özen göstererek dinlemeye başladı.
"Saçmalama Ece ya! Çocuk demek ki senden ayrılmak istemiş ve ayrılmış yani. Bunun Yamaç abi ile ne alakası var ki?"
Ezgi umursamaz bir ses tonuyla konuştuğunda Ece offlamıştı bu sefer.
"Ezgi bilmiyormuş gibi konuşma sen de. Abim bizi öğrenmeden önce gayette güzel anlaşıyorduk. Demek ki abimden korktu ve benden o yüzden ayrıldı. Yoksa hâlâ seviyor beni eminim buna ben."
Ece'nin sözlerinden sonra Yamaç'ın içine öyle bir sıkıntı çöktü ki, gözleri hafiften buğulanmıştı bile. Ece doğruyu söylüyor olabilir miydi?
"Dost acı söylermiş, alınma ama ben seni sevdiğini düşünmüyorum Ece. Sana daha öncedende söylemiştim bunu ama sen beni dinlemeyerek resmen çocuğa ilan-ı aşk ettin ve çıkma teklifi ettin yani. O da bence seni kırmamak için kabul etti teklifini."
Ece, Ezgi'nin laflarından sonra sinirle kaşlarını çattı. "Seviyor işte beni! Tabii seni seven birisi olmadığı için beni kıskanman çok normal." Ezgi, Ece'nin bu sözünden sonra hayretle ekrana bakmıştı.
"Sana inanamıyorum! Nasıl böyle düşünürsün? Ah, her neyse tamam mı? Kapatıyorum. Biraz daha mantıklı düşününce ara beni."
Ekran kapanırken Ece sinirle telefonu yatağa fırlatmıştı. Yamaç sıkıntılı nefesler eşliğinde odanın önünden ayrılarak kendi odasına doğru ilerledi.
Yatağına uzanıp tavanı izlemeye başlarken beyninde dolaşan sorular kalbini acıtıyordu. Belki de Ece haklıydı. Hâlâ Ece'yi seviyor olabilir miydi Ulaş? Yamaç'ın bu düşünceyle gözleri dolarken dudakları büzülmüştü.
Ulaş'a farkında olmadan çok bağlanmıştı ve o hayatında olmasa kocaman bir eksiklik olacakmış gibi hissediyordu. Onun o bebek gibi olan yüzünü göremezse, hoş kokusunu soluyamazsa... hayalini bile kurmak istemiyordu bu durumun.
Sol gözünden bir damla yaş akarken alt dudağını dişledi. Ulaş belki de Yamaç'ı hiç sevmiyordu ve sadece ondan korktuğu için yanındaymış rolü yapıyordu. Yamaç böyle bir şeye inanmak istemesede 'belki de böyledir' diye geçiriyordu içinden.
Telefonuna bir bildirim geldiğinde ne kadar bakmak istemesede daha fazla dayanamadı ve eline alarak ekranı açtı. Mesajı bildirim panelinden okuyarak buruk bir şekilde gülümsedi.
ulasamiyorum: İyi geceler, tatlı rüyalar Yamaç ^-^
ulasamiyorum: Şey sevgi sözcüğü kullanmak isterdim ancak hâlâ biraz utanıyorum sanırım 👉👈
ulasamiyorum: Imm, cevap gelmediğine göre uyuyor olmalısın. Yarın hemen gelse keşke, özledim seni 🙈💕
ulasamiyorum: OFF ÇOK UTANIYORUM ÇOKKK neyse mesajı sileyimde kaçayım ehehe.
Yamaç, mesajları gülümseyen yüzüyle okudu. Ancak hiç birine cevap vermeden telefonu kapattı ve ardından yatakta bedenini yan dönerek uykuya dalmayı bekledi. İçinde hâlâ çok büyük bir sıkıntı vardı...
*
Bu kadar üzüntü yeter, diğer bölümden sonra musmutlu bir şekilde devam ediyoruz dkskdkwkd
Keyifli okumalar. 💜🌈