Belki de gitmeliyim tekrar, sessiz sedasız. Gecenin birinde herkese veda ederek. Ama bilmesin kimse gideceğimi. Bu gidişin sonsuz bir yolculuk olacağını kimse bilmesin. İçim yansın, parçalansın da kimse bilmesin. Bu gidiş öyle habersiz olsun ki ben bile şaşırayım. Nasıl bir adam olmuşum, kimse beni tanıyamamış diyeyim. Ben bile kendimden nefret edeyim bu gidişle.
Belki de gitmeliyim yine ve yeniden, kuşlar bile uyanmamışken daha. Kar yağmadan, etraf beyaza bürünmeden. Dökülen yapraklarla beraber kuruyup gitmeliyim belki de.
Tek bir mesaj içimi yaktı bu gece. Kookie'mden gelen tek bir mesaj...
"Taetae, biz Yugyeom ile barıştık."
Paramparça olmama yetti tek bir mesaj. Oysa ne kadar aciz bu kelimeler, gözleri de kalbi gibi kör olan adama. Şimdi söylesem içimdeki aşkın beni öldürdüğünü, inanır mıydı? Yine şakalarımdan birisi olduğunu düşünüp güler miydi ya da? Bir kere öldürür müydü beni öyle yaparak?
Doğru, belki de en iyisiydi çekip gitmek.
Titreyen ellerimle çalışma masamın üzerindeki tek kağıdın önüne oturdum. Bir mektup yazıp sessiz sessiz gitmek en iyisiydi benim için, bizim için. En fazla nefret eder benden. Çok kötü bir arkadaş olduğumu söyleyip lanet okur ardımdan. Gördüğü dergi kapaklarını yırtar, sokakta posterlerimi gördüğünde başını çevirir, hayranlarımdan uzaklaşır. Bize ait ne varsa yakıp kül eder. En fazla, aşkının beni öldürdüğü sevdiğim, en yakın arkadaşından nefret eder.
Aldım elime o kalemi. İçimdekileri bu bir sayfa kağıda dökmeye başladım:
"Sevgili Kookie'm,
Benim, Tae'n. En yakın arkadaşın, can yoldaşın. Benim, Tanrının bir aciz kulu.
Ömrü, acı çekmekle geçen Taetae. Acılarından kaçtığı halde yakalanan ama sürekli kaçmaya devam eden. İşte, en yakın arkadaşın yine gidiyor. Üstelik bu, temelli bir gidiş. Bana ulaşma ihtimalinizi sıfıra indireceğim bir gidiş. Nereye gittiğimi bilmeyeceksin Kookie, bana ulaşacağın bir numara olmayacak. Bu, ne olduğu belirsiz arkadaşını bir daha görmek ve duymak zorunda kalmayacaksın. Biliyorum, benden nefret edeceksin. Ama bak, en azından giderken olsun sana her şeyi açıklıyorum.
Yıllardır içimde tuttuğum ne varsa açığa vuruyorum.Kook, en yakın arkadaşın Taetae seni çok seviyor. Fakat bu basit bir sevgi değil signore.
Arkadaşlığın ya da dostluğun çok ötesinde bir sevgi. İçimi paramparça eden bir sevgi. Doğru, sana yıllardır aşığım signore. Yıllar önce, bu aşktan korktuğum için çekip gittim. Bu yüzdendi gidişim. Bu yüzdendi kaçışlarım.
Sana verdiğim sözü tutamam diye korktum. Bu arkadaşlık biter de, acizliğime acizlik, yalnızlığıma yalnızlık gelir diye korktum. Her şeyim olan arkadaşım giderse tek başıma kalacağımı biliyordum. Bundan korktum ve senden uzaklaşmayı seçtim. Bu aşk, yüzünü görmeyince kendiliğinden söner sandım. Fakat bir şeyi unuttum. Bu aşk, diğer aşklar gibi değildi ki. Bu aşk beni öldürüyordu Kook.Bu aşk beni öldürüyor. Hoş, senin için gözümü bile kırpmadan öldürüm. Ama bu acıyı artık kaldıramıyorum. Öldürmeyen acı süründürüyor Kook. Buna dayanamıyorum.
İşte tam da bu yüzden gidiyorum. Artık evlisin. İleride bir çocuk bile sahiplenirsiniz belki. Evli ve mutlu olursunuz. Mutlu ol onunla Kook. Bir de beni unut. Ben yapamam ama sen yap. Bilirim, yokluğum sana ağır gelir. Nefretim de.
Seni çok seviyorum Kook. Beni affet.Addio, abbi cura di te signore.
[Güle güle, kendinize iyi bakın
efendim.]
- Kim Taehyung."Sonra toplandım. Bir hevesle yerleştirdiğim tüm kıyafetlerimi geri valizlere yerleştirdim. Ağladım da bir yandan. Notumu yatağımın üstüne koyup hemen yanına da ona aldığım elektro gitarı koydum. Bu ona aldığım son hediyeydi.
İlerleyen vakitlerde arabama bindim her şeyimi alıp. Birkaç saat sonra bu arabaya binmemiş olmayı dileyeceğim aklıma bile gelmeden bindim. Olacakları bilmeden.
Yugyeom ile kavga ettikleri günün akşamı. Tae'nin yanından ayrıldıktan hemen sonra, Kook'un ağzından***
Beni aldattığını biliyorum ve bunun intikamını ondan fena alacağım. Hem de öyle bir alacağım ki bir daha yüzüme bile bakamayacak. Bunu yaptığına pişman olacak. Bir planım da var tabii.
Bu olayı gün yüzüne çıkartana kadar ona inanmış gibi yapacağım. Barışmış taklidi yapıp suç üstü yakaladığımda da boşanma evraklarının hepsini tak tak yüzüne çarpacağım.
İlk iş, herkese aramızın çok güzel olduğunu hissettirmek.Şimdi evdeyim. Televizyonun önünde salak salak oturuyor bay kocam.
Beni görmesine rağmen hiç olası olmadı. Hatta oturduğu yerden kalkıp mutfağa geçti. İşte barışma vakti.
Ardından gidip, tam arkasından sıkı sıkı sarıldım ona.
"Kocacığım, lütfen böyle olmayalım. Seni çok seviyorum."
Sonra da barışıp yatağa geçtik. Uyumak için. Malûm yorucu bir gün olmuştu hayli. Sonra bir mesaj geldi biz tam yataktayken.
Başım göğsünde gelen o mesajı, hiç okumamış olmayı dilerdim tabii.Gönderen: Jin
Tae kaza yaptı Kook. Durumu ağır olduğu söyleniyor magazin oraya akın etmeden hastaneye geçiyoruz. Girişler kapatılacakmış acele etsen iyi edersin.Gönderen: Bay Kedi Yoongi
Taehyung kaza yapmış. Hastaneye gidiyorum. Çabuk gel sen de yoksa kafanı kopartırım.