19. Bölüm 'Helalim'

925 143 127
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın! Keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı: Helalim

Kapıma vurulmasıyla önümde ki dosyadan başımı kaldırıp "Gel

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıma vurulmasıyla önümde ki dosyadan başımı kaldırıp "Gel." Dedim.
Kapı usulca açıldı. Ardından en sevdiğim gözler görüldü kapının arasından.

"Hoşgeldin, otursana." Dedim gülümseyerek önümde ki koltuğu göstererek.

İçeriye girip kapıyı kapadı. "Öyle çok vaktim yok güzelim, yarın müsait misin diye sormak istedim."

Bir dakika.
Bana güzelim mi dedi az önce?

Kızaran yanaklarımla yüzüne boş boş baktım. Bir an afallamıştım. Ah Doğan alışık değilim senden bu lafları duymaya. Alıştıra alıştıra söyle lütfen.

"Yanakların kızarınca daha güzel oluyorsun."

Ne dedi ne dedi?
Yanaklarım kızarınca daha güzel oluyor muşum?

"Allah aşkına ne diyorsun Doğan?" Pek yüz vermemek gerekiyor dimi? Sonra alışır, sürekli söyler.

"Ah Hafsa, ne zaman utanmayı bırakacaksın? Nişanlıyız artık farkındaysan."

Bak birde utanmadan ne diyor ya! "Alışık değilim Doğan, değilim!"

"Ha yani birde alışık ol istersen."

Bu dediğine gözlerimi devirdim. "Doğan, beni sinir etme lütfen."

Bıyık altından güldü önce, sonra "Sinirli olduğunda da çok tatlı oluyorsunuz Hafsa Hanım." Dedi.

E bu kadar da yeterdi ama! "Doğan odamdan çık lütfen! Hemen şimdi!"

Gülerek "Tamam tamam, sakin ol maviş gözlü." Dedi. "Yarın müsait misin?"

Sandalye ile geri çekilip çekmeceyi açtım. Beyaz renkte ki, üzerinde minik minik kaktüs desenleri olan ajanda mı çıkardım. Programımı kontrol edip "Sevda ile buluşacaktım ama erteleyebilirim istersen." Dedim Doğan' a bakarak.

"Aslında," dedi. "Çok iyi olur."

Kafamı onu onaylar şekilde salladım. "Tamam, Sevda' ya söylerim ben. Kesin çok kızacak bana."

"Ben konuşurum istersen, çok önemli şeyler söyleyeceğim derim." Dedi Doğan gözünü kırparak.

Yahu, şu adam göz kırpmadan duramıyor mu?
Ya da her göz kırmasın da kalbim hızlanmak zorunda mıydı?

"Neymiş o önemli şeyler?" Dedim kalbimin hızlanmasını yok sayarak.

"Yarın saat altı da hazır bir şekilde, kapının önünde bekliyor olacağım."

SÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin