Keyifli okumalar dileriz. ✨
Bölüm şarkısı: Bertuğ Cemil - Yağmur
Zeynep
Dakikalardır gördüklerimi sindiremeye çalışıyorum, olmuyor. Belki gerçek değildir diye gözlerimi kapatıyorum, açtığımda o görüntü yine karşımda. Nasıl bir şey bu, ben ne yaşıyorum, biz ne yaşıyoruz? 18 yaşındayım, 18 yılda yaşamadığım aksiyonu birkaç aya sığdırmış gibiyim.
Gördüğüm manzara karşısında ne yapacağımı bilemeyip, yeniden o'na arkamı döndüm.
"Hoş geldin.."
Duyduğum sesle irkildim. Arkamı dönmeye cesaretim yok. Döndüğümde karşılaşacağım şey ne, ona dair fikrim zaten hiç yok. Bir şekilde cesaretimi toplayıp arkamı döndüm. Karşımda beliren kişi ise beni daha da bozguna uğrattı. Yüzü tamamiyle maskeli, sadece uzaktan görünen gözlerinin yeşilleri belli oluyor. En az Kereminki kadar yeşil..
"Siz.. kimsiniz?"
Yutkundum. O kadar korkuyorum ki şu an. Ben bir dizi karakteri olsaydım eğer, şimdi başımı kaldırıp benden ne istiyosun diye bağırmam gerekirdi ama hayır, ben bir dizi karakteri değilim ve şu an korkudan tir tir titrediğim de bir gerçek.
"Sen beni tanımıyosun ama ben seni oldukça iyi tanıyorum, Zeynep. Ama merak etme, yakında sen de beni tanıyacaksın. Hepiniz tanıyacaksınız beni, çok az kaldı."
"Bak.. bakın, amacınız ne, kimsiniz bilmiyorum ama ben sizi tanımıyorum ve bunun böyle devam etmesini istiyorum."
Konuşmama devam edemedim, ne söyleyeceğimi bile bilmiyorum ki.
"Ama ne yazık ki Zeynep, isteklerimi sana göre yönlendirmiyorum. Ben ne istersem, ne zaman istersem öyle olacak ve siz bunları yaşarken ben uzaktan sizi zevkle izliyor olacağım."
Sinirlerime hakim olamıyorum artık. Hem sinirimin hem korkumun beni yönlendirmesiyle patlamaya hazır bir bomba haline geldim. Saçlarım önüme gelmişti, onları elimle arkaya atarken karşımdaki adamın hareketlerimi dikkatlice izlediğini fark ettim. Bu beni daha da çığrından çıkardı.
"Ya sen kim olduğunu sanıyosun he? Kimsin sen! Ben seni hayatımda bir kere olsun görmedim şimdi gelmiş burda bana laga luga yapıyosun. Bu resimler ne, sapık gibi bizi mi gözetledin bir de! Kimsin sen ha, kim!"
O kadar sinirlendim ki, sesimin voltajını düşüremiyorum. Karşımdaki adam slow motion moduna alınmış gibi, pembe dizi yavaşlığında boynuna uzandı. Saniyeler sonra dışarı çıkan kolyesinin ucuna baktığımda, her şey daha belirgin hale geldi. Bu bir güneş sembolüydü!
"Sen o'sun.. Haftalardır bize güneş sembolüyle notlar gönderen kişi.."
"Aynen, güzelim. Sonunda anladın."
"Bana güzelim deme! Ayrıca sen kimsin, neden maskeni çıkarmıyorsun?"
"Neden güzelim, o kelime sadece Kerem Sayer'e özel mi? Ahh, hiç sanmıyorum. Soruna gelecek olursak da.. Dediğim gibi, her şey benim istediğim zamanda zaten olacak. Şimdi sen sadece önizleme izledin, asıl dizi yakında başlayacak.."
Kerem'den bahsetmesiyle gözlerim yerinden çıkacak kadar büyüdü. Bizimle derdi ne bilmiyorum ama Kerem'e bulaşmasını istemiyorum. Eğer Kerem'e bugün yaşananları anlatırsam işi daha da büyütecek ve ben bu sefer onu hiç koruyamayacağım. O yüzden bugün gördüğüm ne varsa şu anda burda kapanacak.
"Kerem'e sakın bulaşma, anladın mı beni! Kerem'e asla bulaşmayacaksın!"
"Ben hiçbir şey yapmayacağım, hiç kimseye de bulaşmayacağım. Sadece ortaya bir bomba atacağım, isteyen istediğine bulaşacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRPİ GİBİ
Teen Fiction16.bölümden itibaren Güneşi Beklerken.. @kediyedublaj - twitter'da @bobrekyerinde @delirmekalbayim