Gece ve gündüz.
Kerem ve Zeynep.
İkisi de birbirinden farklı ama aslında ikisi de birbirine oldukça bağlı.
"Peşimi bırak,"
Bir cümle, iki kelime. Aklımı karıştıran şey sadece bu iki kelimeydi. Kerem'e fark etmeden o kadar alışmıştım ki, beni yanında istememesi çok ağır gelmişti.
Birlikte pasta yaptığım, dans ettiğim adam; bir anda düşmanım olmuştu.
Sürekli değişiyordu tavırları. Bir an çok iyiydik, bir an ise en dibi görüyorduk sanki.
Peki ben bunu neden bu kadar önemsiyordum? Barış hayatımdayken, Kerem'i hayatımın neresine koymuştum ki?
Önce bunu sorguladım, o benim için neydi, düşmanım dediğimi neden bu kadar önemsiyor, birlikte olduğumuz anlar beni neden bu kadar mutlu ediyordu?
Aklım karıştı sonra, bocaladım. Değişen neydi, bilmiyordum. Düşündüğümde bana yol gösteren hiçbir şey yoktu. Tek bildiğim, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığıydı.
16.bölümden itibaren, yine güneşi bekliyoruz. Çetrefilli ilişkileri yaymadan, daha olması gerektiği gibi yaşatarak..
Harcanmış Melis&Barış ikilisini hak ettiği yerde gördüğümüz, bolca Kerem-Aksel-Zeynep üçlemesine bağlı, gereksiz aile dramlarının olmadığı, daha sade ve güzel bir güneşi beklerken hikayesi yaşamaya var mısınız?
O zaman 16.bölümden itibaren, Kirpi Gibi'yle yeniden Güneşi Beklerken diyoruz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRPİ GİBİ
Novela Juvenil16.bölümden itibaren Güneşi Beklerken.. @kediyedublaj - twitter'da @bobrekyerinde @delirmekalbayim