BÖLÜM 24

161 48 45
                                    

1 Gün Önce, Rüya Engin'den

"Bana bak eğer benimle oyun oynuyorsan seni çok fena yaparım. Anladın mı lan!" Diye bağırdığımda keyifli ses tonunu duydum.

"Merak etme sadece seninle konuşacağım. Elimde sana dair çok önemli şeyler var."

"Tamam geleceğim. Konum at!" Telefonu yüzüme kapattığında gözlerimi devirdim. Gelen bildirim sesiyle konuma baktım ve evden çıktım.

Bisikletime binip konuma gitmeye başladım, yaklaşık 20 dakika sonra oradaydım. Bisikletten inip etrafa baktım. Duvara yaslanmış bana bakıyordu. Hızla yanına gittim.

"Hadi konuş, işlerim var!" Duvardan kendini çekip tam önüme geldi. Aramızda sadece 1 adım mesafe vardı.

"Uzatmadan direkt giriş yapacağım. Pelin'de çıplak fotoğrafların var." Gözlerim kocaman olurken şaşkınlıkla sordum.

"Ne demek çıplak fotoğraflarım var? Nereden bulmuş!?" Sırıttı.

"Ben çektim."

"Ne!?" Omuzlarından iterek kendimden uzaklaştırdım.

"Ne diyorsun lan sen!? Şerefsiz!" Yüzü ciddi bir hal alırken sert bir ses tonuyla konuştu.

"Deniz'den intikam almak istemiştim ama sonra vicdana geldim. Sonuçta artık bizimle bir bağı kalmadı. Ama çoktan almış Pelin, evimden. Yani odamdan."

"Birlikte mi yaşıyorsunuz siz?" Kafasını salladı.

"Kız arkadaşımdı eskiden. Deniz yüzünden ayrıldı benden." Kaşlarım yukarı havalanırken meraklı bir ses tonuyla sordum.

"Nasıl ayırdı? Onunla mı sevgili oldu?"

"Hayır. Pelin çetemize sonradan dahil olmuştu, benim sayemde. Sevgilim olduğu için ama geldiğinde Deniz'e yakın davranmaya başladı. Bundan büyük bir rahatsızlık duyuyordum. Sonra bir gün Deniz'le konuşmalarını duydum. Pelin benden ayrılmak istediğini, Deniz'i sevdiğini söylüyordu. Deniz okkalı bir küfür ettikten sonra haddini bildirdi ona. Olaydan sadece bir hafta sonra Deniz kendine çeki düzen vermiş bir şekilde yanıma geldi. Çeteden ayrılmak istiyorum dedi." Derin bir nefes vererek devam etti.

"Hemen karşı çıktım aramızda en iyi dövüşen oydu. Çıkmak istiyorum diye diretti, tedavi olacağım dedi. İzin vermedim, karşı çıktım. Sonra dayağı yedim. Biz çeteye gelenlerin ismini duvara kazırız o gün duvardaki ismini karalayıp gitti. Bir daha da karşı karşıya gelmedik, onu izledim hep. Zayıf noktasını bulmaya çalıştım. Sonra bir gün seninle birlikte bir köpekle oynuyor. Bizim çocuklardan birisi geldi köpeği aldı gitti. " Sözünü kestim.

"O garip ve korkutucu çocuk çeteden mi?" Kafasını onaylar anlamda sallayıp devam etti.

"O gün anladım onun tek zayıf noktası sendin. Sonra karşınıza çıktım bilerek, bana o gün yumruk atmıştı hatırlıyor musun? O gün sana deli dediğim için atmadı o yumruğu bana. Anlamıştı onu izlediğimi. Ondan uzak dur diye fısıldadığında alaya almıştım. Ama sonra anladım ki o çok seviyor seni. Sonra sizi izlemeyi bıraktım. Bir gün Pelin geldi yanıma, sırnaştı. Bende dayanamadım işte çektim fotoğrafları. O gün sözünüz vardı ve siz dışarı çıktığınızda eve girdim. Cidden balkonun kapısını açık bırakacak kadar aptal mısınız siz?"

"Balkon kapısı açık mıydı?" Kafasını salladı.

"Pelin bana ver dedikçe vermedim. Çektim ama vermedim. Odamdaki çekmeceye sakladım fotoğrafları, akşam eve geldiğimde yoktu. Ve bu sabah birisiyle konuşurken duydum Pelin'i, yarın gel bu konu hakkında konuşalım diyordu. Telefonu masanın üzerine bıraktığında gittim baktım, Deniz. İşte şimdi de sana söylüyorum. Yarına kadar o fotoğrafları bulmamız lazım. Bana yardım eder misin?"

"Bunun bir plan olmadığını nereden bileceğim?"

"Haklısın ama bana güvenmekten başka bir seçeneğin yok. Pelin yaparım dediyse yapar, o fotoğrafları okula yayar Rüya." Kafamı salladım.

"Hadi gidelim o zaman." O motosikletine bende bisikletime bindim ve onu takip etmeye başladım.

***

"Sen şuraya bak bende buraya bakayım."

"Tamam." Tüm çekmeceleri açıp kapattım ama yoktu.

"Bulabildin mi?" Cıkladı.

"Bulamadım, sen?"

"Hayır." Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım.

"Efe?"

"Efendim?"

"Acaba senin odanda mı? Belki senin arayacağını tahmin edip ters köşe yapmıştır?" Parmağını şıklattı.

"Tabi ya! Hadi gel benimle." Onun odasına girdiğimizde hızla yatağının yanına çömeldi. Bende onun yanına oturduğumda yatağın altından demir bir kutu çıkardığını gördüm. Kutuyu açmaya çalışırken aynı zamanda ne olduğunu söylüyordu.

"Bu onun gizli kutusu ve hep benim odam da kalır. Benim bilmediğimi sanıyor ama biliyorum." Kapağını açtığında durdu. Bana bakıp geri çekildi.

"Belki sen bakmak istersin? Ben çekmiş olsam da bakmak istemiyorum." Kafamı sallayıp kapağı açtım ve içinde gözlerimi gezdirdim. Kahverengi zarfı elime alıp içine baktığımda göğsüme kapatarak sakladım.

"Buldum." Hızla ayağa kalkıp salona geçtim ve onu bekledim. Yanıma geldiğinde koltuğa oturdu.

"Kahve yapayım mı? Karşılıklı bir kahve içelim."

"Hayır, fotoğrafları verdiğin için teşekkür ederim. Gitmeliyim." Kapıya doğru ilerlediğimde koltuktan kalktığını gördüm.

"Kalkmana gerek yok, kendi kendimi geçirebilirim." Kapıyı açarak dışarı çıktım ve bisikletime binip eve doğru sürdüm.

***
Rüya'nın Pelin'e Tokat Attığı Gün...

Mağazadan içeri girdiğimde telefonuma gelen bildirim sesiyle arka cebimden çıkarıp baktım.

Efe mesaj atmıştı.

Efe: Pelin Deniz'i çağırdı, şimdi tam zamanı.

Siz: Hemen gidiyorum. Sağol :)

Mağazadan koşarak çıktım ve Efe'nin attığı konuma ilerlemeye başladım. Taksi tutsam çok iyi olacaktı ama zaman kaybedemezdim. Attığı konuma geldiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim ama kimseyi göremedim. Omzuma dokunan elle arkamı döndüm.

"Arka taraftalar." Efe'ye teşekkür edip hızla oraya koştum. Nefes nefese onları dinlemeye başladığımda Pelin'in dediklerine daha fazla dayanamayarak hızla yanlarına gittim ve Pelin'in suratına okkalı bir tokat attım.

""Sen kendini çok mu akıllı sanıyorsun kodumun sürtüğü! O fotoğrafları çoktan aldım ben! Aptal!" Arkamı dönerek Deniz'e sarıldım. Her ne kadar sinirli olsam da ona, asla bırakmayacaktım. O benimdi, sadece benim.

Kavga ettiğimizde gözlerimin dolmasıyla kolumdan çekip kucağına oturttu. Göğsüne sığındığımda konuşmaya başladım.

"Özür dilerim Deniz. Ben çok özür dilerim."

"Özür dileme benden güzelim. Hatalı olan benim, utandığım için anlatmadım sana bunları. Benden uzaklaşırsın diye çok korktum. Beni sevmezsin diy-" Dudaklarımı dudaklarına bastırarak konuşmasını kestiğimde gülümsemesiyle bende gülümsedim.

Onu hep sevecektim, bağımlı olsa da sinirli olsa da onu ölesiye sevecektim.

Dünya denilen şeyin bir kısmı deniz bir kısmı karadan oluşuyordu.
Ben şuanda ikisinin birleştiği yerdeydim.
Sağ tarafıma bir adım attığımda kara, sol tarafıma bir adım attığımda deniz karşılayacaktı beni.
Ve ben sol tarafa adım atarak denizin tam ortasında boğulmayı seçmiştim...

Buraya Rüya'nın fotoğrafları nasıl öğrendiğini vs yazdım belki merak edenler vardır diye. Şimdi derse gidiyorum.

Saat 5'i geçti bu saatte ders mi olur yaf?

Her neyseeeee, umarım beğenmişsinizdir.

Sağlıcakla kalın 🤍

Seviliyorsunuz ❤️

Gelecekteki Kocan-Yarı Texting (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin