BÖLÜM 9

492 124 85
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Birisi yanımda durmuş bileğimi ovalıyordu. Başımda çok keskin bir ağrı vardı. Ovalanmayan kolumu kaldırıp başıma getirdim. Derya'nın sesini duyunca normal ses tonuyla konuşsa bile bana mikrofonla konuşmuş gibi gelmişti. Pürüzlü bir sesle mırıldandım.

"Sus." Derya kalkıp içeri gitti. O sırada yanıma birisi oturdu.

"Rüya, iyi misin? " Kafamı o tarafa çevirdim. Ama başıma giren keskin ağrıyla kafamı diğer tarafa çevirip ellerimle kafamı tuttum. Yanımda oturan Atakan oturmama yardım edip bacaklarımı topladığım yere oturdu.

"Kuziş, iyi misin?" Kafamı iki yana sallayıp ellerimle daha da bastırdım.
"Deniz!" diye bağırınca hafif sesimi yükselterek konuştum.

"Bağırma gerizekalı başım ağrıyor!" O sırada Deniz ve Derya içeri girdi. Derya elindeki suyu ağzıma tutup içirdi. Deniz ise Atakan'ı kenara çekmiş birşeyler söylüyordu. Derya elini gözlerimin altına getirdi.

"Mosmor olmuş." Tekrardan keskin bir ağrı girdi başıma. Bu öncekilerden daha kötü olduğu için hafif bir çığlık kaçmıştı boğazımdan. Deniz ve Atakan yanıma geldi ama onları umursamadan belki elimi yüzümü yıkayınca geçer düşüncesiyle ayağa kalktım. Başımın dönmesiyle tam düşecektim ki Deniz belimden tutup kendine çekti.

"Bu sefer izin vermem."

***

Ağrı kesici içmeme rağmen baş ağrım geçmeyince bizde doktora gelmiştik. Doktor şuan beyin tomografisi sonuçlarıma bakıyordu. Herşeyi anlatmıştık. 2 aydır ağladığımı ve yere düşüp kafamı vurduğumu falan filan. Deniz ağlamamın nedenini sorsa da geçiştirmiştik. Atakan'ı da hiç bir şey söylememesi konusunda uyarmıştım.

"Rüya Hanım." İrkilerek doktora baktım.

"Yaklaşık iki dakikadır size sesleniyorum." hafif bir şekilde gülümseyip cevap verdim.

"Kusura bakmayın, dalmışım." 27 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim doktor da bana gülümseyip konuşmaya başladı.

"Korkulacak bir şey yok. Kafanızı vurmanız sonucu hafif bir hasar oluşmuş. Size bir ağrı kesici vereceğim ama çok ağırdır. Lütfen başınız çok şiddetli ağrımadığı sürece kullanmayın" deyip önündeki kağıda birşeyler yazıp bana verdi. Elindeki kağıdı alıp ayağa kalktım ve kapıya yürüdüm. Kapıyı açacağım sırada doktorun sesini duydum.

"Erkek arkadaşınız var mı?" Arkama dönüp ona baktım.

"Anlamadım?" Oturduğu koltuktan kalkıp masaya yaslandı. Elindeki kalemle oynarken dudaklarında hafif bir tebessüm vardı.

"Eğer sevgiliniz yoksa diyorum," bana bakıp konuşmasına devam etti.

"Benimle çıkar mısınız?" Gözlerimi şaşkınlıkla büyütüp ağzımı açtım. Sonra kendimi toparlayıp sinirle soludum ve bağırmaya başladım.

"Siz ne diyorsunuz? Beni ne sanıyorsunuz? İlk defa gördüğüm birisiyle aşk yaşayacağımı mı?" Parmağındaki alyansa bakıp devam ettim.

"Hem nişanlı yada evlisiniz. Böyle her hastanıza asılıp nişanlınızı ya da eşinizi aldatıyor musunuz?" Alayla gülüp ellerimi iki yana açıp bıraktım.

"Yazık! Çok yazık!" devam edecektim ki kapının hızlı bir şekilde açılmasıyla geri çekildim. Deniz bir eli kapının kolunda bir eli duvarda sinirli bir şekilde bir bana bir doktora bakıyordu.

"Ne oluyor?" Anlatmaya başladım. Ama emin olun 5 dakika içinde olacakları bilsem asla anlatmazdım. Deniz direkt olarak doktorun üstüne atlamış yumruklamaya başlamıştı. İçeri gelen Derya ve Atakan ise beni geri çekmeye çalışıyorlardı. Çünkü doktorun dayak yemesini önlemek için Deniz'i tutmaya çalışıyordum. Deniz ise bana zarar vermeden doktoru dövmeye devam ediyordu.

Gelecekteki Kocan-Yarı Texting (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin