BÖLÜM 30

156 41 44
                                    

"Deniz sakin ol illaki bir açıklaması vardır, sakin ol." Dedim ona sarılarak. 

"Nasıl bir açıklaması olabilir ki Rüya? Bizden habersiz evlenmesinin nasıl bir açıklaması olabilir?" Saçlarını okşarken umutsuzca konuştum. 

"Bir açıklaması vardır, sakin ol." Kafasını sallayıp benden ayrıldı. 

"Arayacağım ve buraya çağıracağım." 

"Tamam ara… Yada dur! Ben arayayım." Telefonu elime alıp bizimkilere baktım. Abim kafasını onaylar şekilde salladığında telefonda Derya'nın numarasını bulup arama tuşuna bastım. Telefon çaldı ve en sonunda Derya'nın sesi duyuldu. 

"Efendim?" Derin bir nefes alıp Deniz'e baktım. Kızgın ama meraklı gözlerle bana bakıyordu. Ablasının onun haberi olmadan birşey yapmayacağını biliyordu, bir sebebi olduğuna inanıyordu. 

"Şey, ben Rüya." 

"Rüya, Deniz-" 

"Deniz yanımda, seni yanına çağırıyor gelebilir misin?" Sıkıntılı bir nefes verdi. Birşeyler oluyordu ve biz bilmiyorduk. 

"Gelemem şuan, önemli bir işim var." 

"Ne işin var?" 

"Bunu sana söyleyemem, üzgünüm. Deniz'e onu sevdiğimi söyle, onu üzecek hiçbirşey yapmadığımı da.." 

"Peki, tamam." Telefonu kapatıp Deniz'e uzattım. 

"Ne dedi?" 

"Gelemeyecekmiş, işi varmış." Bağırarak telefonu arkama fırlattığında irkildim. Gözlerini bana çevirip buruk bir bakış attı. 

"Ö-özür dilerim." 

"Tamam, sorun değil." Arkadan Ecrin'in çığlığı geldiğinde ikimiz birlikte oraya baktık. Koşarak ve çığlık atarak bize doğru geliyordu. Gülümseyip Deniz'e baktım. Çoktan kollarını açmış, Ecrin'i kucağına almıştı. 

"Baldız?" Ellerini çırparak bana gülümsedi. 

"Abii!" Hepimiz kahkaha atarken abimin homurdanmasını duydum. 

"Senin abin benim, o enişten!" 

***

"Rüya," Dedi mırıldanarak. 

"Sence Derya'nın bir sebebi var mıdır?" Kafamı çıplak göğsünde ilerletip rahat bir pozisyon buldum. 

"Tabiki vardır, eminim vardır." Elini çarşafın altına saklanmış tenimde gezdirdi. 

"Neden söylemiyor o zaman?" 

"Zamanı gelince," dedim uykulu bir ses tonuyla. 

"Zamanı gelince söyleyecek." 

"Rüya." 

"Efendim Deniz?" Kafamı göğsünden itip ayağa kalktı. Yerdeki havluyu beline sarıp banyoya ilerledi. 

"Heeey nereye?" 

"Gidiyorum ben." 

"Nereye ya?" 

"Baha'nın yanına!" Çarşafı bedenime sarıp ayağa kalktım. 

"Ne demek Baha'ya? Gidemezsin!" Dudaklarıma bir öpücük kondurup pantolonunun düğmelerini ilikledi. 

"Hadi akşama yemeğe çıkacağız, sen hazırlan." Diyerek kapıyı çekti ve çıktı. Gözlerim dolu bir şekilde arkasından bakarken telefonumun çalmasıyla irkilip makyaj masama doğru ilerledim. Telefonu elime alıp burnumu çekerek açtım. 

Gelecekteki Kocan-Yarı Texting (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin