BÖLÜM 11

763 44 5
                                    

Selâmünaleykûm ♡

Keyifli okumalar :)


"Öyle işte Eda."

"Yaaaa Dilaaa kuşum... Siz şimdi, Azat Enişteyle berabersiniz. Ben hissetmiştim ama bir şeyler olacağını, bakışlarından düğünde o olayda hemen seni arkasına almasından..."

Başımı salladıktan sonra eğmiştim. Eda'ya bakamazken elimi destek verirmişçesine sıktığında başımı kaldırıp kollarımı hemen ona sardım. Canım benim...

...

Eda'yla yaptığımız uzunca muhabbetten sonra evime doğru gitmeye başladım. Ellerim cebimde eve doğru yürürken aklıma gelenle olduğum yerde durdum. Azat'a konuşmamız gereken bir konu olduğunu bildiren ufak bir mesaj attım. Yaklaşık on dakikanın sonunda sahile gelmişti. Onu görmemle içimde oluşan heyecana engel olamıyordum. Utancımdan yüzüne bakamıyordum orasıda ayrı ya...

"Bir şey mi oldu?"

Sesindeki korkuyu iliklerime kadar hissetmiştim.

"Hayır hayır sadece konuşmak istediğim bir konu var. Korkulacak bir şey değil, merak etme."

Rahatlayan yüz ifadesiyle konuştu.

"Seni dinliyorum..."

"Nasıl konuşacağım, ne diyeceğim, nasıl diyeceğim bilmiyorum. Yani hiç nasıl konuşacağımı bilmiyorum. Hani şimdi biz..." devamını getirmekte o kadar utanıyordum ki...

"Birlikteyiz..." Azat'ın lafımı  tamamlamasıyla utancım beş kat daha katlandı. Birlikteyiz kulağa çok güzel geliyor Azat ve ben... Ah çok güzel... Kendime gelip konuşmama devam ettim.

"Birlikteyiz ya, ben diyorum ki ailelerimize mi söylesek. Yani böyle hem haram, hem de içim hiç rahat etmiyor."

"Güzelim benim, doğrusunu söylemek gerekirse ben de bu konuyu konuşmak istiyordum seninle. En müsait bir anı bekliyordum."

Ailelerimize söylemeye karar vermiştik. Onunla vedalaşıp ayrılacağım vakit arkamdan yürüyeceğini söylemişti. Aklıma gelenle utanmıştım. Öncesinde de böyle olmuştu. İsteği üzerine havanın kararmasını düşünerek kabul etmiştim. İçim şimdi çok rahattı. Rabbimin rızasına uygun yaşamak istiyordum. Bu düşüncem her şeyden önemliydi. Böyle olması gerekti.

...

Geç kalkmanın üzerine hızla hazırlanıp annemin yaptığı nefis poğaçalardan bir tane alıp annemin azarını yememek için yanağından uzunca öptükten sonra poğaçadan ısırık almadan konuşarak evden ayrılmıştım.

"Allah'a emanet annem..."

Ayakkabılarımı giyerken bir taraftan poğaçamı bitirmeye çalışıyordum. Son lokmayı da bitirdim mi Dilara'yı tutana aşk olsun!

Hızlı hızlı hastane yoluna doğru ilerliyordum. Bir taraftan da mahallemin hatunlarına selam vermeyi ihmal etmiyordum. Yüzümdeki gülümseme eşliğinde selamlarımı verdikten sonra hemen köşeyi dönmüştüm. Hızlı olmam gerek-

"Ahh..."

Birine çarpmamla sendelemiştim. Burnum fena halde sızlıyordu. Mübarek duvara çarptım. B-ben çarptım ah...

DİLDÂDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin