7. Bölüm: Bugiardo

597 92 25
                                    

...

İki gündür, yaptığım tek şey onun mesaj atmasını veya aramasını beklemekti. 

O gün Luke gittikten sonra suratındaki hayal kırıklığını hatırlıyorum, midesi bulandığı için gitmek istediğini söylemişti ve dönerken asla tek bir kelime etmemişti. 

Tavırlarını inceleyemeyecek kadar utandığımdan, sadece yere bakarak sessizliğimizi bozmadan yürüyebilmiştim. 

Ondan kızgınlık, sorgulama beklemiştim ama bütün yol boyunca susmuştu. İki gündür  de suskunluğunu koruyordu. 

Bir oda kadar küçük evimde dört dönüyor, onun yazmasını bekliyordum. Normal şartlarda, bugün akşam üstü pizzacıda buluşacaktık.

Gitmeli miydim bilmiyorum. Sadece onu görmek için evden çıkmak istiyordum, onun dışında bir şeyi görmek istemiyordum. 

Eğer gitmezsem, onu görme ihtimalimi yok etmiş olacaktım. 

Başımı perdeden yansıyan batan güneşin ışığın çevirdim ve önümdeki masadaki telefonumu alıp saate baktım. 

Buluşacağımız saatin yaklaştığını gördüğümde, başımı tekrar pencereye çevirip güneş ışığına baktım.  Onu pizzacının vintage ortamında, akşam güneşi güzel gözlerinin ışığıyla kesişirken görmeyi deli gibi özlemiştim. 

Güneşi izlediğim kısa bir kaç saniyeden sonra yerimden kalktım ve telefonumu cebime atıp, kapının yanındaki eskimiş portmantodan ceketimi alıp evden çıktım. 

...

Spordan cidden nefret eden birine göre pizzacıya fazla hızlı yürüyerek gelmiştim. 

Nefes nefese girdiğim pizzacı, nefeslerim düzensiz olmasına rağmen hala hızlıca üst kata çıkan adımlarım. 

Üst kata çıktığımda ve oturduğumuz masaya baktığımda, küçük bedeni, vintage mavi koltukta oturmuş güneş izliyordu. 

Gözlerindeki hayal kırıklığı ile birleşen batan güneş ışınları, kucağına koyduğu elleri ve parmaklarıyla oynamasına kadar her şey onu daha çok özlememe sebep oldu. Hızlı adımlarımın onu izlemek için durduğu saniyelerden sonra tekrar haraketlendim ve ona doğru ilerleyip aramızdaki mesafeyi kapattım. 

Karşısındaki koltuğa oturduğumda bana döndü, şaşırmış gözükmüyordu. 

Göğüsüm hala hızlıca inip kalkarken sadece içimde tutamadığım iki kelimeyi söyledim. "Seni özledim"

Yüzünde buruk bir gülümseme belirdi ve güzel gözlerini yere çevirip bir kaç saniye düşündü. "Beni sevdiğin,"

Kaşları çatıldı ve dudaklarını yalayıp devam etti. "Beni sevdiğin için yalan söyledin."

Yutkundu. "Üzülmemi görmemek ve hevesimi kırmamak için."

Gözlerini bana çıkardı. Bakışları sorar gibiydi.  "Bana bunun dışında hiç yalan söylemedin."

Hızlıca başımı olumlu anlamda salladım. "Başka yalan söylemedim bebeğim."

Gülümsemesi güzel yüzüne yayıldığında on gülümsettiğim için gülümsedim. "Bunu bir daha yapma."

Tekrar hızlıca başımla onayladım ve devam etti. "Yalana katlanamıyorum."

Beklemeden onayladım. "Özür dilerim güzelim."

İç çekti. "Seni olduğun gibi seviyorum, bana yalan söylemene gerek yok. Seni her şekilde istiyorum."

Güneşin ışıkları azaldığında ve mavi gözlerindeki ışıltı geri dönüp karanlıkta parladığında, onu bir daha üzgün görmemek için elimden geleni yapacağıma dair kendime söz verdim. 

...

Piazza dei Miracoli || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin