1.0 İpucu

51 11 10
                                    

Multi: Ozbi-Gölgeler Şehri (Yankı'nın Emir ile dinlediği şarkı bu ⬆)

Arkama dönüp Yekta'ya baktım. Bana doğru hızlı adımlarla geliyordu. Ben ise sadece onun ateş saçan mavi gözlerine bakıyordum. Hayatımda ilk defa bir okyanusun alev aldığını görüyordum... Hızlı adımlarla yanıma geldi ve tamamen dibime girdi. Çok yakın olduğumuzu düşünüp geri çekildim ama o bileğimden sıkıca tutup beni kendine çekti. Vücudum ona çarparken kafamı havaya kaldırıp ona baktım. 1.97'ydi ayı! Kaşlarımı çatıp ona baktım o ise eğilerek bana bakıyordu.

"Amacın ne ha?! Neden benden uzak duruyor, bana soğuk yapıyorsun!?" dedi öfkeyle

Ne yani bu yüzden mi bu kadar sinirliydi?

"Sen daha iyi bilmez misin Yekta! Ben sana güvendim. Sana inandım ben! Yıllarca içimde sakladığım herşeyi salak gibi sana güvenip anlattım ben! Sen ise gidip ses kaydı almış, tüm sosyal medyaya yaymışsın. Şu anda seni hayatımdan çıkarmam gerekiyorken yapamıyorum. Lanet olsun ki sana bağlandım! O yüzden şimdi bırak beni ve karşıma bir daha ASLA çıkma!" diye bağırdım ve elimi sertçe çektim. Şaşkınca açılan gözleri ve ağzını görünce ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu fark ettim.

"Biliyor musun sana oscar falan vermeleri lazım. Mükemmel oynuyorsun şuan!" dedim ve güldüm. O ise hala bana aynı bakıyordu.

"N-Ne?! Senden neyden bahsediyorsun Yankı?!"

"Salağa yatmak mı?! Hahaha mükemmel taktikmiş. Salağa yatmaya devam et Yekta... Hani demiştin ya 'Ben karanlıkta bile seninle kaybolmaya razıyım.' diye. İşte kaybolamazsın benimle! Çünkü ben yok oldum. Şimdi git ve başka birini... Bul!" gözümden akan yaşı hızlıca silip, arkama döndüm ve koşmaya başladım. Neden herşeye ağlıyordum ben ya?

Düşüncelerimden kurtulamıyordum. Neden yapmıştı bunu? Neden?! Neden?! Gözümden akan yaşlar maskemi ıslatmıştı. Maskemi hırsla çıkartıp yanından geçtiğim çöp kovasına attım. Çöp kutusunun yanında durup arkama baktım. Yoktu... Gitmişti işte! Başka birine gitmişti! Ben sadece onun için bir oyuncak olmuştum. Şu anda kendimi bir hevesle alınan, birkaç gün oynanıp, kafası kolu koparılan bir barbie bebek gibi hissediyorum. Son kere arkama bakıp, sokaklarda ilerlemeye başladım. Kulaklığımı kulaklıklarımı taktım ve ayaklarımı izleyerek yürümeye başladım. Maske olmadığı için kendimi kötü hissediyordum. Sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Kafamı ayaklarımdan kaldırıp etrafıma bakındım. 2 tane yaşıt olduğumuzu düşündüğüm çocuklar hariç kimse bakmıyordu. Derin bir nefes verdim. Yine içim daralıyordu. Bana bakan çocuklara son kere bakıp ilerlemeye devam ettim. Eve gitmek istemiyordum bu yüzden adımlarımı limana çevirdim. Limanın sessiz köşelerinde içki içen insanları görünce onlardan uzak bir kayaya oturup, denizi izlemeye başladım. 10-15 dk sonra omzumda hissettiğim elle bir anda arkama döndüm ve Emir'i gördüm. Derin bir nefes verip, önüme döndüm. Korkmuştum... Hemen yanıma oturdu ve denizi izlemeye başladı. Ona ayıp olmaması için kulaklığımı çıkaracakken bana engel oldu.

"Benim yüzümden çıkarma. Beraber dinleyelim." dedi ve kulaklığımın tekini kendi kulağına taktı. Bir kaç dakika boyunca aramızda sessizlik olurken Emir bu sessizliği bozdu.

"Ozbi'yi sevdiğini bilmiyordum."

"Kendisine aşığımdır." dedim ve gülümsedim.

"O zaman desene seni daha hiç tanımıyorum."

"Evet. Beni daha hiç tanımıyorsun." dedim ve denize bakmaya başladım. Aramızda sessizlik olurken Emir bu sessizliği yine bozdu.

"Yekta bu sıralar çok garip Yankı. Biraz önce onunla tartıştığınızı gördüm. Nedenini de az çok tahmin edebiliyorum. Sence Yekta böyle birşey yapmış olabilir mi?" dedi ve bana bakmaya başladı. Dolu gözlerimi onunkilerle buluşturdum.

Kusurlar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin