1.4 Tabuları Yıkmak?

58 12 12
                                    

Multi Kaan bebeğim. Hdjdjdj

Karşımda bana bakan çocuğa boş bakışlar atıyor ve olanları anlamaya çalışıyordum. Göktuğ ise karşımda ki çocukla kaş göz işaretleriyle konuşuyordu. Karşımda duran 1.80'lik çocuğa bakarken çağırdığı arkadaşları yanımıza gelmişti. Çocuklar bana şaşkınca bakarken bende mal mal duruyordum. Noluyor amk? Yüzümde bir şey mi var?! Maskem yüzünden mı böyle bakıyorlar bana?

"Bizi artık içeriye alsanız..." dedi Göktuğ sıkılmış bir sesle. Çocuklar önümüzden çekilirken ayakkabılarımı çıkartıp içeriye girdim. Kapıdan girince direk salon ve mutfak bizi karşılamıştı. Merdivenin yukarısında ise bir sürü kapı vardı. Çocuklar bakışlarıyla beni rahatsız ederken ben etrafı inceliyordum. Lacivert, beyaz kanepeler, yine o renklerde halı, beyaz bir televizyon ünitesi, bir sürü fifa tarzı oyunların bulunduğu çekmeceler, oyun kumandaları, değişik tablolar ve siyah bir kitaplık vardı odada... Gayet şık bir odaydı.

"Beğendin mi?" adını bilmediğim çocuk sormuştu.

"E-Evet. Çok güzel..." dedim.

"Aaa böyle mal mal dikilecek miyiz? Tanışın bakem kankamlaa!" çocuklar sırıttılar ve sırayla benimle tanışmaya başladılar.

"Ben Kaan ve sende Yankı olmalısın. Tanıştığımıza memnun oldum." dedi. Gülümsedim ve bende ona karşılık verdim. Kaan siyah saçlı, uzun boylu, ela gözlü ve kaslı bir çocuktu. Yani üzerine giydiği şey yüzünden baya kaslı olduğunu belli oluyordu.

"Ben Batu! Yani yeni kankan. Gel buraya bakayım." dedi ve bana sıkıca sarıldı. Gülümseyerek bende ona sarıldım ve geri çekildim. Batu aynı benim gibi açık kestane rengi saçlara sahipti. Yeşil gözleri, kocaman gamzesi, uzun boyu, biraz beyaz teni yüzünden dehşet yakışıklı duruyordu. Valla güzel bir kız olsam direk ona uçardım. Jzjskskskk

"Aslında biz seninle tanıştık ama bir daha tanışalım. Ben Anıl yani müstakbe-"

"Hölöleyy hey!" dedi Kaan ve Anıl'ı dirseğiyle dürttü.

"Müstakbel neyimsin?" dedim anlamak istercesine... Hem Kaan dene çocuk neden öyle değişik şeyler demişti anlamamıştım. Anıl Kaan'a bakıp bana döndü. Tabi o sırada arkamda duran Batu'nun dediklerini duydum.

"Büyük sıçış!"

"B-Ben müstakbel arkadaşın diyecektim de Kaan başka yerlere çekti konuyu" dedi ve Kaan'a baktı. Onlar birbirleriyle bakışırken bende Anıl'ı süzdüm. Açık kestane rengi saçları, mavi gözleri, beyaz teni, büyük gamzeleri ve grupta ki herkesten uzun boyuyla yürüyen bir meteordu.

Allah sahibine bağışlasın.

Onlar ayaküstü sohbet ederken Batu terasa çıkalım diyince tüm grup terasa çıkmak için merdivenlere yöneldik. Merdivenlerden yukarıya çıkarken gözüm bir odaya takıldı. Siyah renk bir kapıydı... Ben kapıyı süzerken Batu benimle sohbet etmeye çalışıyordu. Kapıyı boşverip Batu'ya döndüm.

"En sevdiğin yemek ne?"

"Yemek ayırt etmem aslında ama asla karşı koyamadığım bir yemek var. O da Iskender! Senin en sevdiğin yemek ne?"

"İnanır mısın ben bir iskender canavarıyım! O kadar güzel ki... Bir de cosss diye yağ döküyorlar." Batu gözlerini kapatmış dudaklarını yalarken gülümsedim. Hemde kocaman gülümsedim!

"Ay acıktım valla kanka!" dedi bana sırıtarak eve o anda... MIDEM KONUŞMAYA BAŞLADI! Midemden garip garip sesler geldiğinde Batu kahkaha attı. Önde olan grup bize bakarken Batu bana baktı.

"Demek tek acıkan ben değil mişim? O halde iskender yemeye ne dersin?"

"Vallaha olur derim!" dedim bir anda. Şu an gözlerimden iskender ve kapler fışkırıyordu. Terasa girdiğimizde evin manzarası beni büyülemişti... Deniz çok güzel görünüyordu! Ben mazraya odaklanmışken Batu gelip yanıma oturdu ve telefondan 10 tane iskender söyledi. Ağzımı 'ohaa' dercesine açıp ona baktım. Bana göz kırptı ve evin adresini verdi. Gülümseyerek terası inceliyordum. Teras çok... Sadeydi. Sadece siyah bir L kanepe ve bir masa vardı. Ben terası incelerken Anıl'la bir kaç saniyeliğine  göz göze geldik. Sırıtarak beni izliyordu. Bende ona gülümsedim.

Kusurlar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin