2.3 Lahmacun Geri Döndü

47 9 45
                                    

Multi Göktuuuuğ 💙 (Bence bu hepsinden yakuşuklu hshdn) Bu arada şarkıyı dinleyin ha!

Gece saat 4'tü. Ben ise balkonda koltuğuma yatıp gökyüzünü izliyordum. Gözümde ki yaşlar kurumadan peşinden yenileri gelip yanaklarımı ıslatıyordu. Şimdi siz diyecekseniz ki en son Yekta'ya sarılıp ağlıyordun. Ne ara eve geldin? Hadi anlatayım o zaman...

Yekta'ya sarılarak yaklaşık 10 dk ağladıktan sonra içimde oluşan öfkeyle ayağa kalkmıştım ve birazcık! Kesinlikle birazcık! Yekta'ya bağırarak odanın kapısını açtırmıştım. Ardından koşarak villadan çıkmış ve yine koşarak balo yerinden ayrılmıştım. Şansıma yağmur yağmaya başlamıştı ve ayaklarım acıdığı için topukluklarıma elime alıp eve kadar koşmuştum. Tabi arkadaşlarımda arkamdan koşuyordu ama ben yol ayrımı olan ve evin yolunu uzatan yola girmiştim ve izimi onlara kaybettirmiştim. Ardından evin yakınlarında bir kaldırıma oturup ağladığım belli olmayacak zamana kadar oturmuş ve eve girmiştim. Annem bir şeyler olduğunu anlamıştı fakat ben çok yorgun olduğumu söyleyerek odama kapanmıştım ve şimdi ise bu durumdayım...

Tekrardan yavaş yavaş yağmur yağdığında yavaşça ayağa kalktım ve beni yağmurdan koruyan kumaşın altından çıktım. Yüzümü gökyüzüne kaldırdım ve gözlerimi kapattım.

"Sende mi benimle birlikte ağlıyorsun gökyüzü?" gülümsedim.

"Gel beraber ağlayalım." dedim ve ellerimi kendime sardım. Sarılırcasına...

"Biliyor musun gökyüzü? Ben hiç bir zaman insanları mutlu etmeyi, güçlü durmayı, gerçekten gülümsemeyi ve kendimi korumayı beceremedim. Hatta aileme bile iyi bir evlat olmayı beceremedim. Alsana beni yanına... Belki o zaman çok yanlız olmam yada insanları üzmem. Ne dersin gökyüzü?"

O anda bir şimşek çaktı. Gülümsedim.

"Bu evet demek miydi?" dedim ve gözlerimi hafiften açtım. Gecenin siyahında gökyüzünde beyaz renk damarlar görünüyordu. Şimşekler ne kadar güçlü ya... Gökyüzünü incelerken odamda bir yere fırlattığım telefonumun çaldığını duydum. Umursamadım. Kısa bir süre sonra tekrar çaldı. Umursamadım. Açmayacaktım. Balodan döndüğümde beri 20'ye yakın arama olmuştu. İç çamaşırlarıma kadar ıslanınca ürperdiğimi hissettim.

İç ses: Ablan o soğuk mezarda 1 senedir üşüyor. Sense daha 10 dakika üşümeye dayanamıyorsun.

Göğsüm sıkışınca bir elim istemsizce göğsümü buldu. Titrek bir nefes aldım ve yağmurla beraber ağlamaya devam ettim. Tanrım benim ne günahım vardı?

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Güneş yeni yeni doğuyordu. Işıkları yüzüme vurduğunda gülümsedim. Sıcacık olmuştum. Üzerime çektiğim ıslak pikemi kenara fırlattım ve yavaşça ayağa kalktım. Balkondan aşağıya baktığımda altımızda oturan Monarica teyzeyi gördüm. Kendisi bir göçmendi. Sabah uyanmış çicekleriyle konuşuyor, onları okşuyor ve suluyordu. Annemin beni sevmediği kadar çok seviyordu çiçeklerini... Demek ki bir çiçek kadar olamamışım. Gözüme ışık gelince tekrar kendimi güneşe döndürdüm. Geceden beri ıslak olan vücuduma çarpan güneş ışıkları tenimi ısıtıyordu.

İç ses: Acaba ablan olmadan kaçıncı gün doğumu bugün?

Ben: 372. Gün iç ses...

Derin bir nefes aldım ve balkondan çıkıp odama girdim. Kendimi halsiz hissediyordum. Sarsuk adımlarla lavaboya gittim. Sıcak suyu ayarladım ve geceden beri ıslak olan giysilerimi çıkartıp kendimi sıcak suya bıraktım. Sıcak su anında buz kesmiş tenimi yakarken rahatladığımı hissettim. Gözlerim istemsizce kapanırken kendime engel oldum. Yarım saatlik bir duş alıp odama geri döndüm ve üzerime kuru pijamalarımı giydim. Ardından balkona yürüdüm ve laptobumu alıp odaya geriye döndüm. Kendimi yatağıma attım ve laptopu açtım. Niks yanıma gelince öpüp onu okşamaya başladım. O ise göbeğimde yatmayı tercih etmişti. Uzun süre onu okşayarak izledim. Ardından bilgisayarda ki işime döndüm. Arama motoruna girdim ve ellerimi klavyelenin üzerinde dolaştırdım.

Kusurlar (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin