-Lisa-
Bugün ona yetişemediğim günün üçüncü yıl dönümüydü. Çoktan uçağa binerek gitmişti. Ben ise Lucas'ın attığı adrese gelmiş ancak ona yetişememiștim. Çok geç kalmıştım.
Bu günü kutlamak için suratına koca bir yumruk atmak isterdim. Onu sevmiyorum diyemezdim, çünkü artık ondan nefret ediyordum.
"Aptalsın Lisa. Neden güvendin ki?"
Gözlerim dolarken, pastanenin mutfağındaydım ve satılması gereken ancak kimsenin almadığı kurabiyeleri yiyordum. Fazlasıyla kurumuşlardı ve dişlerimde ağrı oluşturuyorlardı.
Ne boktan bir durumdu bu böyle?
Üç yılım gayet güzel geçmişti aslında. Bana mesaj atmıştı ve sık sık konuşmuştuk. Ancak zamanla konuşma sıklığımız azalmıştı. O da Taemin gibi yapmıştı işte.
Sevgimi elde ederek beni günden güne yalnız bırakmıştı.
Ağzım kurabiye parçaları ile dolarken, gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Ona seni özledim, neden bana yazmıyorsun diyemiyordum bile. Onu değerli hissettirdikçe benden uzaklaşıyormuș gibi hissediyordum. Ve öyle de olmuştu. Artık hiçbir şekilde yazmıyordu. Girse bile çok az konuşabiliyorduk.
Ve ben inanılmaz drecede yalnız hissediyordum.
Köşesinde oturduğum koltuğun üzerindeki kutuya, birkaç saniye önce ısırdığım kurabiyeyi bırakmış ve üzerimdeki hoodiemin kollarını gözlerime bastırmıştım. Böyle olmak istemiyordum, bu berbat hissettiriyordu.
Onunla son kez görüştüğümü bilseydim en azından son kez sövmek isterdim. Ağlamak istemiyordum ancak göz yaşlarım bozuk bir çeşmeyi andırıyordu. Artık göz yaşlarım komutlarımı dinlemiyor ve benden izinsiz birer birer akıyorlardı.
"Lisa! Ne yaptın kurabiyelerime?"
Evet, küçük bir pastanede çalışıyordum. Ancak bu yerin kurabiyeleri benim dişlerimden daha sağlamdı. Müşterileri kovan bir etkisi olmalıydı çünkü saatlerdir tek bir müşteri bile gelmemişti.
"Müşterin bile yok Jennie. Sus lütfen."
"Kalbimi kırıyorsun. Bugün haftaiçi olduğu için yoklar. İnsanların işleri vardır."
"Haftasonu da müşterin olmuyor Jennie."
Jennie en sonunda sinirlenmiş ve yanıma bıraktığım kurabiye kutusunu eline almıştı.
"Yine de bu yemen gerektiği anlamına gelmiyor."
"En azından araya gitmiyorlar."
Yüzümde kalan son ıslaklıkları da hoodiemin koluyla kurulmıș ve koltuktan doğrulmuștum. Kaç saattir burada sinirden ağladığımı hatırlamıyordum.
"Neden bu haldesin? Şu yüzünün haline bak."
"Senin kurabiyelerinden daha iyi bir durumda olduğuna eminim Jennie."
Jennie derin bir nefes almış ve kaşlarını çatmıştı.
"Çok sinir bozucusun bugün."
"Bırak biraz da ben sinir bozucu olayım. Başkaları oluyor da ne oluyor? Yine ağlayan ben, hep ben."
Söylenerek ayağa kalkmış ve pastanenin mutfağından çıkarak dış kapıya doğru ilerlemiștim.
"Yağmur yağıyor! Şemsiyeni al."
"Gözyaşlarım beni yeterince ıslattı. Şemsiyeye gerek yok."
Jennie, bıkkın bir ifadeyle oflamıștı. Ben ise öylece kendimi dışarı atmıştım. Yağmur damlaları üzerime yağmaya başladığında, ellerimi ceplerime sokmuş ve yürümeye başlamıştım.
Arada, daha doğrusu her yarım saniyede bir telefonumu çıkarıyor ve bildirimlere bakıyordum. Mesaj atmak bu kadar zor muydu? Çin'de harf başı ücret mi ödüyorlardı? Mesaj atsa bile kısa kısa cevaplar veriyor ve beni deli ediyordu. Üstelik cevap verme hızı da adeta kansere davet gibiydi.
Birkaç adım daha attığımda, tamamen ıslanmıştım. Yağmuru seviyordum. En azından üşümeme sebep olarak biraz olsun düşüncelerimin yoğunluğunu azaltıyordu.
Tüm hayatımı sorguladığım adımlarım, zil sesimle duraklamıștı. Yabancı bir numara arıyordu. Bir süre cevap verip verememe konusunda tereddüt etmiş ancak en sonunda cevaplamıştım. Ve cevapladığımda duyduğum ses, benim adımı söylemişti.
— Lisa..
— Adımı biliyorsun.
Ve o an bomboş hissetmiştim. Tahmin ettiğim kişi olmaması için bir yanım bana yalvarırken, diğer yanım o olmasını istiyordu.
"Özledim."
Ve arkamda duyduğum ses, telefondaki sesle aynı anda kulaklarıma erişmişti. En sonunda telefonumu kulağımdan indirmiş ve arkamı dönmüştüm.
O kişi Jungkook'tu, ve şu an tam karşımda hareketsiz bekleyerek bana bakıyordu.
ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ
Yaşadıklarımı yazmak istemiyorum ama buna engel olamıyorum...
Bu arada yağmur yağıyor~Diğer bölüm final
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAWBERRY LIPSTICK ♡ LisKook
FanfictionJ: Sanırım artık güzelliğinle sarhoş olabilirim. -yarı texting- -küfür içerir-