1.8

2.3K 233 157
                                    

Taemin'in gidebileceği tüm mekanlara bakmış ve en sonunda onları bulmuştum. Ancak kalbim sinirden kendini hırpalıyor, gözlerim ise onların her hareketini inceliyordu.

Bu durumda olmam sinir bozucuydu.

Çok geçmeden omuzuma sarılan ellerle, önüme dönmüş ve yanımdaki kıza bakmıştım. Farklıydı işte, ondan farklıydı. O an neden o hareketi Lisa'nın bana yaptığını hayal etmiştim bilmiyordum. Belki de arkadaş konumunda olduğum tek kız olduğu içindi.

Yanımdaki kız benimle konuşmaya çalışırken, Taemin'in Lisa'ya olan yaklaşımları ve Lisa'nın çekingen tavırları, bunu istemediğini çok net gösteriyordu. Zaten bu duruma daha fazla dayanamayarak yanımdaki kızın kollarını itmiş ve bir süre arkamdan bana sövmesine izin vermiştim. Ancak o an umrumda olan tek kişi Lisa'ydı.

Onu önemsiyordum, belki de arkadaşçaydı. Bilmiyordum.

"Selam."

Ortama aniden girerek koltuğa yayılmış ve kızgın bakışlarımı Taemin'le bulușturmuștum. Birkaç saniye önce aldığım içkiyi kadehlere doldururken, şişe her an kırılacakmıș gibi sımsıkı tutuyordum.

"Hayırdır Jungkook, normalde yanıma gelmezsin sen. Son zamanlar beni fazla önemsiyor gibisin."

"Seni değil..." ve gözlerim Lisayla buluşmuştu. Ancak cümlemi tamamlamaktan vazgeçmiştim ve kadehleri onların önüne bırakmıştım.

"Her neyse işte, tek başıma içmek istemedim."

Taemin abartılı bir şekilde gülmüş ve ardından arkasına yaslanarak başını bana çevirmişti.

"Sen tek başına içmeyi seviyorsun diye biliyordum."

Bunu Lucas'tan sonra tekrar bana söyleyen Taemin'e göz ucuyla bakarken, bir süre düşünme fırsatım olmuştu. Aslında Taemin üst sınıflardandı ve onu uzun süredir tanıyordum. Şimdiye kadar da hiçbir sorunumuz olmamıştı.

"Lisa ile barışmışsınız."

Lisa daha fazla sessizliğini koruyamamıș ve ayağa kalkmıştı. Bana kızacağını düşünmüştüm ancak yanılmıştım. Belki de şu an barda olduğu için bu kadar gergindi. Taemin ile barışmak için buraya kadar gelmiş olması komikti.

"Gidiyor musun?"

Taemin'den önce davranarak konuşmaya başlamış ve dikkatle Lisa'ya bakmıştım. Buraya kadar geldiğine göre, hatta ona istediğini vermeyi bile düşündüğüne göre bunu çok basit bir durum olarak görüyordu.

"Dans edelim mi?"

Lisa ve Taemin'in gözleri beni bulduğunda gülmüştüm. Hemen sonrasında da Lisa bir süre Taemin'e bakmış ve yutkunmuștu. Bunu fark ettiğimde dudaklarımı birbirine bastırarak ayağa kalktım ve Lisa'nın elinden tutarak barın ortalarına doğru ilerledim. Çarptığım bedenlerin Lisa'ya çarpmaması için, onu hemen arkamda tutuyordum.

"Jungkook, ben gitmek istiyorum."

Müzik sesi yükselirken, derin bir nefes aldım ve Lisa'nın elinden tutarak birkaç adım geriye çekildim. Daha sonra tek bir adımla mesafeyi kapatmış ve tuttuğum ellerini omuzlarıma koymuştum.

"Neden? Hem buraya kadar geldin, öylece gidecek misin yani?"

Ona zarar vermek gibi bir düşüncem yoktu. Sadece bu ortama ait olmadığını bilmesini istiyordum. Ve evet, ben de buraya geliyordum. Ancak benim de harika bir insan olduğum söylenemezdi.

"Çok kötüsün."

Onu müziğin ritmine göre hareket ettiriyor ve onunla dans ediyrodum. Ancak o bu durumdan oldukça rahatsız olmuş görünüyordu.

"Hala nasıl Taemin'le beş yıl sevgili kaldığını anlayamıyorum. Ya da bana karşı farklı görünmek için rol yapıyorsun."

Lisa omuzlarımdan iterek kendini geriye çektiğinde, sinirli bakışlarını yüzümde gezdirmiști. Yine de yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyordum.

"Bunu sen söyledin Lisa. Ona istediğini vereceğini söyledin. Daha ortama ayak bile uyduramıyorsun. Gerçekten onunla-"

Ve beni susturan şey, yanağıma inen sert tokat olmuştu. Bunu ikinci kez yaşıyordum ve bu durum artık can sıkıcı olmaya başlamıştı.

Hemen sonrasında da Lisa masaya dönmüş ve Taemin'e hiçbir şey söylemeden ceketini alarak çıkışa ilerlemişti. Ben ise arkasından ilerlemiştim. Onu öylece bırakmaya niyetim yoktu ve daha onu kötü hissettirmek istiyordum.

"Taemin'in hayalleri suya düşmüş olmalı."

Bardan çıkmış ve sokak ışıklarının aydınlattığı kaldırımda yürüyorduk. , Lisa önde bense arkadaydım ve aramızda birkaç adım vardı.

"Her neyse, sıkma canını sen. Taemin işini görecek birini bulur."

Lisa en sonunda durmuș ve bana dönmüştü. Sinirden gözleri dolmuştu ve nefes nefese kalmış bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Kes sesini piç kurusu!"

Gülerek ellerimi ceplerime koymuş ve sırtımı yanımızda kalan eski bir binaya yaslamıștım. Hala küfürün ona yakıştığını düşünüyordum. Onu kızdırmak gerçekten çok eğlenceliydi. Ancak çok geçmeden ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkarmış ve yere fırlatmıştı.

"Her şeyin karşılığı olur öyle mi?"

Gözlerim Lisa'nın kızarmış gözleriyle buluştuğunda, bu ani sakinliğine anlam verememiștim. Halbuki az önce onu sinirden kudurtmayı başarmış ve zaferimi kutluyordum. Ancak yanıma yaklaşmış ve kollarını boynuma sararak beni öpmeye başlamıştı.

Pekala, böyle bir şeyi gerçekten beklemiyordum.

Karşılık verip vermemek arasında tereddüt ederken, çilek aromalı rujunun hoşuma gitmesi ve kollarımı beline sarmam bir olmuştu. Ancak dudaklarının hemen arkasından tattığım metalik tat, ve gözyaşları yüzünden ıslanmış yanaklarını hissettiğimde duraklamıștım. O da çok geçmeden geriye çekilmiş ve kızarmış gözleriyle yüzüme bakmıştı.

"Neden durdun?"

"Ne?"

Kolları hala boynumdaydı ve ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Karşılık veriyorum işte. Mutlu olmalısın."

Kendisini bana bastırarak boynumu öpmeye başladığında, her ne kadar bu durum hoşuma gitse de böyle olmamalıydı. Yine de kendime engel olamadığım ve beni öpüyor olduğu gerçeği beni çılgına çeviriyordu.

Ve buna daha fazla direnebileceğimi sanmıyordum.

İnce beline sardığım ellerimi sıkılaștırarak onunla yer değiştirdim sırtını duvara yasladım. Tam devam edecekken yüzündeki ifade beni durdurmuștu. Beni durdurabilen bir şey olması şaşırtıcıydı. Normalde sonuna kadar giderdim. Ancak Lisa gözlerini sımsıkı kapatmış ve zar zor nefes alıyordu.

Sanırım artık Taemin'den daha şerefsiz olduğumu gururla söyleyebilirdim.

Kendimi Lisa'dan uzaklaştırdığımda, bir süre başını eğmiş bir şekilde beklemişti. Hava soğuktu. Bardan çıkarken aldığı ceketin yere düştüğünü fark ederek yerden aldım ve Lisa'ya yaklaşarak omuzlarına koymak istedim. Ancak sıçramıştı, sanırım onu korkutmuștum.

Çok geçmeden elimde beklettiğim ceketi hızla almış ve koşarak uzaklaşmıştı. Ve ben arkasından gidemeyecek kadar kötü hissetmiștim.

Bu hikaye 50 bölüm olursa şaşırmayın,
konu hoşuma gitti xd

STRAWBERRY LIPSTICK ♡ LisKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin