*Sabah,Çağıl'ın ağzından*
Sabah başımdaki ağrı ile uyandım. Her gün olmak zorunda mıydı? Çok erken uyanmış olmalıyım ki daha güneş bile zor gözüküyordu. Telefonumu alıp kilidi açtım. Bildirimleri tek tek silerken bir tanesinde durdum. Demir'den gelmişti.
"Bu saatte mesaj atmak istemezdim ama önemli olunca bekleyemedim. Eğer bana inanıyorsan bugün okul çıkışında benimle gelmeni istiyorum,inanmıyorsan yapabileceğim bir şeyim yok. Sana birkaç şey göstermek istiyorum ve bu benim için önemli. Belki kanimayı bulmanıza yardımcı olur."
Cevap yazmadım. Dün akşam biz eve geldiğimizde bana mesaj atmıştı,Başak'ın çığlığını duyduğunu ve Savaş'ın da ona her şeyi anlattığını söyledi. Ona güvenmiyorum ama Savaş'ın anlatmış olma ihtimali ve Başak'ı duymuş olma ihtimali gayet yüksekti. Ayrıca şu sıralar gruba dövüş dışında faydam olmadığını düşünüyorum, belki de gitmeliyim.
Yataktan çıkıp çok uğraşmadan toplamaya çalıştım. Mutfağa inip kahve yaptım ve masaya oturdum. Bir süre telefondaki mesaja baktım. Tam bir şey yazacaktım ki birden çevrimiçi oldu. Anında telefonu kapatıp masaya koydum. Ne diyeveğimi bilmiyordum ve bu saatte ikimiz de çevrimiçiysek illa ki bir şeyler yazacaktır. Öyle de oldu zaten. Telefon titreyince biraz bekledim. Sonra dayanamayıp aldım.
"Uyandırdım mı yoksa?"
"Hayır."
"Gelecek misin?"
"Bilmiyorum."
"Sana yardımcı olabilirim,Çağıl."
"Yani size.""Bilemiyorum."
"Kanima hakkında bilmeniz gerekenler var."
"Sana neden güveneyim, birden bana mesaj atıyorsun. Seni tanımıyorum bile."
"Haklısın ama risk almaya değmez mi senin için? Kanima hakkında bilmeniz gerekenleri bildiğimi söylüyorum."
İkna olmaya başlıyorum sanırım.
"Ters bir şeyini fark edersem,ölümünü Sana seçtiririm."
"Sonunda,istersen seni şimdi bile almaya gelebilirim."
"Okul?"
"Önemsiyor musun?"
"Evet."
"Peki,okuldan sonra bir yere kaybolma."
Cevap vermeden telefonu kapattım. Sıkıcı ve zorlama konuşmadan sonunda kurtulmuştum. Üst kata Burak'ı kontrol etmeye gittim. Odanın kapısı kilitliydi. Neler oluyor?
Kapıyı birkaç kere daha açmayı denedikten sonra omuz attım. Kapı açıldıktan sonra içeriye baktım. Coşkun koltukta yatıyordu ama Burak yoktu. Pencere de açıktı. Yaptığım gürültüden dolayı Coşkun uyandı.
"Neler oluyor?"
"Burak yok Coşkun!" Coşkun Burak'ın yattığı yere baktı.
"Nereye gitti? Bir ses olsa kesin duyardım."
"Kapı kilitliydi. Kim götürdü ya da nerde bilmiyorum. Sen diğerlerine haber ver benim bir yere gitmem lazım."
"Nereye?!"
"Bilgi almam gereken biri var."
Telefonumu alıp Demir'i aradım.
"Acilen buluşmamız gerekiyor. Muhtemelen kanima Burak'ı aldı."
"Tamam,hemen geliyorum. Konum atar mısın?"
"Tamam." Telefonu kapattım ve ona konum attım. Kapının önünde onu bekliyordum. Bir araba durdu ve korna çaldı. Pencereyi açınca Demir olduğunu gördüm. Hemen arabaya bindim ve kemerimi taktım.
"Ne zaman fark ettiniz Burak'ın olmadığını?"
"Seni aramadan 5 dakika önce. Onun olduğu kapı kilitliydi. Odada Coşkun da vardı ama hiçbir şey duymadığını söylüyor,duysa uyanırmış."
"Kanima yüzündendir muhtemelen. Kanimanın felç eden zehri de var. Her neyse bunları gittiğimiz yerde tüm detaylarıyla anlatırım. Sonra kanimayı aramaya gideriz." Bir şey demedim. Burak'a daha kötüsü Rukiye'ye bir şey olmasını hiç istemezdim. Biz yoldayken Başak aradı.
"Çağıl,nerdesin?"
"Kanima hakkında bilgi alacağım,Burak'ı bulmamıza yardımcı olabilir."
"Tamam, şimdi sana bir şey söylemem lazım. "
"Ne oldu,kötü bir şey mi?"
"Evet,Rukiye de yok."
"Nasıl yani? Ben odadan çıkarken ord-. Hayır değildi. Allah kahretsin,değildi. Nasıl dikkat etmem! Tamam ben acele ediyorum şimdi, siz de dikkatli olun."
"Tamam,sen kimle birliktesin." Demir'e baktım.
"Önemli değil orası. Hadi görüşürüz."
"Görü-" Daha lafını bitirmeden kapatmıştım.
Yol boyunca da konuşmadık. Araba durunca etrafa baktım. Bir eve gelmiştik. Ben daha çok bi depo gibi yer beklemiştim. Demir arabadan inince ben de indim. Evin önünde dikiliyorduk. Kapıyı çaldı. Biraz daha bekledik. Ona dönüp sinirli bir şekilde bakarken kapı açıldı.
"Kimsiniz?" diyerek bir silah doğruldu bize. Tam harekete geçecekken durdurdu beni.
"Benim,Demir. Misafirim ile geleceğimi söylemiştim." Adam kapının arkasından çıkıp silahı indirdi. Demir içeri daldı,ben de peşinden girdim. Merdivenlerden aşağı indi. Çok hızlı hareket ediyordu,tamam acelemiz var evet ama onunki agresif bi hızdı. Anlam veremedim. Bodrum katı olduğunu tahmin ettiğim yere indik. Burası tamamen silahla doluydu;pompalı tüfekler,taramalılar,tabancalar,oklar ve yaylar ve daha fazlası. Gözüm oklara ilişti,Savaş'ın dün kullandığına benziyordu. Demir bir kitap alıp ortadaki büyük masaya koydu ve sandalyeye oturdu. Karşısındaki sandalyeyi gösterince ben de oturdum.
"Şimdi,kanima bir kertenkelenin insan vücuduna bürünmüş hali,tam olarak insan gibi değil ama farkı anlayabilirsin. Kuyruğunun ucundan salgıladığı zehir ile herhangi bir canlının ensesini çiziyor ve o zehir uzun bir süre felçliğe sebep oluyor. Kurt adamlardan daha hızlı geçiyor ama insanlarda kolay olmuyor. Dişlerindeki zehir ile de bayıltıyor,bundan kurtulmanın tek yolu bahsettiğim iki zehri birleştirmek,ikisi birlikte bir panzehir oluyor."
"Anladım,peki kanimayı bulma kısmı? Kanima bize kendisi gelirmiş biz onu bulamazmışız."
"Evet,kanima sadece istediği zaman ortaya çıkar. Hatta kendi istediği zaman değil,ustası istediği zaman."
"Nasıl yani? Ustası mı?"
"Evet,kanima kendi dönüşümünü kontrol edemez,ustası onu kontrol eder."
"Ustayı nasıl bulacağız,ustayı kimi seçtiğini nerden bileceğiz?"
"Kanima ustasıyla direkt olarak bağlantı kurar,yanına gider ama ona saldırmaz. Ayrıca kanima ustasının özelliğini alır yani ustasının bir korkusu ya da zaafı varsa kanima da ondan korkar ve onun zaafını kendi zaafı seçer."
"Ya kendi zaafı? Kendi zaafını zarar verir mi?"
"Eğer ustası zorlamazsa hayır."
"Peki kendi dönüşümünü kontrol etme yolu yok mu?"
"Eğer kanima intikam için değil de koruma için kullanılırsa zamanla öğrenir. Bu arada intikam demişken kanimalar genelde intikam için kullanılan silah gibidirler. Ustasını da içindeki intikam duygusuna göre seçer."
"Ya kanimanın içindeki iyi biriyse? Yani ustası tarafından zorla kullanılıyorsa, böyle bir şey olabilir değil mi?"
"Eğer öyleyse ve zorla kullanılıyorsa onunla gerçekten güçlü bağı olan biri onu kendine getirebilir. O zamandan itibaren de dönüşümünü kontrol altına almaya başlar."
"Anladım,peki biz kanimayı görmeden onu kontrol edeni tanıyacağız?"
"Kaçırdığı kişilerden,Burak'ı ve Rukiye'yi almıştı değil mi? Belki de usta size karşı ya da aranızdan birine karşı bir intikam duygusu besliyordur. Son 3 günde size düşman olacak birini biliyor musun?"
"Hayır yani bizim önümüze 5 milyon dolar koyan biri var ama kim olduğunu bilmiyorum."
"Ben biliyorum."dedi arkamızdan biri. Ayağa kalktım hemen. Merdivenlerden inen Savaş'ı görünce sinirlenmeye başladım. Ona kimse güvenmiyordu ama bize çok yardım etmişti. Hatta sorun da buydu,bize çok yardım ediyordu. Sinirle hırladım.
"Hepinizin ölüsüne para ödülü koyan kişiyi bilen tek kişiye zarar vermek istemezsin Çağıl."
"Gayet de istiyorum şu an."dedim. Çok fazla sinirlenmiştim ve buna anlam veremiyordum. Normalde sinirimi yatıştırabilirim ama şu an yapamıyordum. Demir'in elinde bir kumanda gördüm o sırada. Kumandadan bir düğmeye bastı. Çok yüksek bir ses geliyordu, kulağımı kapattım. Sonrasında arkamdan biri ağzıma bir pamuk tıkadı. Karşı koymaya çalışsam da hem kulağımdaki acıya hem de bayılmayı karşı gelemedim ve bilincimi kaybettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf
Manusia SerigalaKendi halinde yaşayan bir grup genç ormanda dolaşırken bir kurt sürüsü saldırısına uğrar. Daha sonrasında başlarına gelen olaylarla hayatta kalmaya çalışırlar.