10. Bölüm

21 3 0
                                    

"Çağıl!" Uzaktan gelen bir ses ama kim olduğunu anlayamıyordu. Her yer karanlıktı. Yattığı yerden doğruldu. Etrafında birkaç kitaplık vardı ama kitaplıkların hepsinde aynı kitap vardı. Hangi kitap olduğunu görmek için ayağa kalktı ve kitaplardan birini aldı. İsmine baktı fakat harfler karışıktı,okuyamıyordu. Kitabı alıp yerdeki sırt çantasına koydu. Oda kendi odasına benziyordu ama tek fark kitaplıklardı. Odadan çıkmak için kapı kolunu tuttu ama kapı kolu çok değişikti. Hayır,kapı kolu değil;değişik olan,elleriydi. Pençeleri ve değişik tüyleriyle eli kurt eli şeklindeydi. Elindeki çantayı yere düşürdü ve aynanın karşısına geçti. O bir kurt şeklindeydi. Yüzünün her tarafı kıllarla kaplıydı ve asıl sorun ise gözleriydi. Gözleri kırmızıydı.

Derin bir nefes alarak uyanan Çağıl'la yanındaki Demir de uyandı. Demir'in yanında ne işi olduğunu düşündü. Dün gece Rukiye biraz daha iyi olunca onu da alıp eve getirmişlerdi,sonrasında uyumak için dağılmışlardı. Savaş ve Demir de onlarla birlikte kalmışlardı ama hâlâ neden yanında uyuduğunu anlayamamıştı. Yanına dediği de o yatakta yatıyordu Demir ise yerde.
"Ne oldu,iyi misin?"
"Ne işin var burda?"
"Sen beni gözetlemek için gelmiştin,sonra uyuyakaldın." Şimdi hatırlamıştı işte.
"Sen kabus mu gördün?"
"Seni ilgilendirmez." dedi ve koltuktan kalkıp tuvalete gitti. Demir yorganını kafasının üzerine çekti.
Rukiye ise uyandığında gözlerini ovuşturdu. Esneyip etrafına bakındı. Dünkü olaylardan sonra ancak kendine gelmişti. Yatağın yanındaki koltukta uyuyakalan Burak'ı gördü. Kendi üzerinde iki tane battaniye vardı. Birini alıp Burak'ın üzerine örttü. Sonrasında kafasını geri yastığa koydu ve tavana baktı.
"Artık üşümüyorsun sanırım."
"Üşüdüğümü hatırlamıyorum."
"Dün gece neredeyse donacaktın. Seni buraya getirene kadar titredin."
"Gerçekten hatırlayamıyorum,son hatırladığım şey Derya Doktor'un bana birkaç ilacı içmem gerektiğini söylemesi."
"Hiçbir şey mi hatırlamıyorsun?"
"Hayır,ne oldu ki? Önemli bir şey mi oldu?"
"Hayır." Burak'ın bu hallerine anlam verememişti. Bir şey olduysa hatırlamalıydı ama dediği gibi son hatırladığından başka bir şey hatırlamıyordu. Yataktan indi ve tuvalete gitti ama tuvalet doluydu. Burası Senagilin evi değildi,nerede olduklarını bilmiyordu. Hatırlamıyordu daha doğrusu. Tuvaletten Çağıl çıktı. Rukiye'nin uyandığını görünce Rukiye'ye sarıldı.
"Sonunda uyandın. Çok korkmuştuk. İyi misin?"
"Evet iyiyim ama Burak bir şeyden bahsetti,aslında bahsetmedi. Dün Derya Doktor'un bana ilaç içmem gerektiğini söylemesinden sonra bir şey hatırlamıyorum. O arada bir şey oldu mu?"
"Sen biraz yorgundun sonra uyumak istediğini söylemiştin biz de buraya geldik. Sonra ne oldu bilmiyorum Burak yanındaydı sadece."
"Anlıyorum, burası kimin evi?"
"Başakgilin tabii ki,hatırlamıyor musun?"
"Hayır."
"Garip,dün Başak da biraz kötü olunca evde rahat hissedeceğini söyledi,o yüzden buraya geldik. Oraları hatırlamıyor olabilirsin ama evi nasıl hatırlamıyorsun? Bu eve daha önce birçok kez geldik."
"Bilmiyorum şu an kafam çok karışık,neyse izin verirsen çişimi yapacağım,sohbet ederken tutmak zor oluyor." Çağıl eliyle alnına vurdu,sonra kenara çekildi. Rukiye tuvalete girerken Çağıl da odaya geri döndü. Çantasını alıp fermuarı kapatacaktı ama bir ağırlık vardı,bir fazlalık. Çantasını açıp içindeki kitaplara baktı,bir tanesi ona ait değildir. Kitabı alıp baktığında kitabın rüyasında gördüğü kitap olduğunu görünce kitabı elinden düşürdü. Sesi duyan Demir yorganın altından kafasını çıkarttı.
"O neydi lan?"
"Hi-hiçbir şey, kitabı düşürdüm sadece." Gördüğü şey oldukça korkutucuydu ve bunu şimdilik birilerine söylemeyecekti,önce kitabı incelemesi gerekiyordu.
"Kaç gündür okulu asıyoruz,artık okula gitmemiz lazım."
"Öff, kim uğraşacak şimdi?!"
"Gelmiyorsan gelme."
"Senle de hiç konuşulmuyor!" Demir yataktan çıktı. Demir odadan çıkarken Çağıl çantasındaki kitabı tekrar kontrol etti. İlk sayfasını açtı.

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin