Müziği açıp okumanızı tavsiye ederim. Medyada ekli
Müzik; Mehmet Güreli, kimse bilmezYorumlarınız ve oylarınızla destek olmayı unutmayın lütfen ♡
İyi okumalar Canlarım...:)
__________________________________BÖLÜM 2: KIRGIN KALPLER
*Nerede olsa tanırdı kırgın kalpleri anlatamasalar da gözlerinde derin bir içli bakış bırakırdı*
Hayattan kaçış nedenlerine sığınıp uykunun kollarına kendimizi bırakırken rüyalarla sınanır ruhumuz. Yaşayamadığımız hayatları konuk ederken ruhumuza, ruhumuz; yaşayamadığı hayatların acısını uyanıkken hisseder. Ben hayatımı uykularımda ve hayallerimde yaşayan biriydim. Yaşadığım son dört yılda hayalleri elinden alınmış bir kadındım.
Ayak parmağımdan tutulup ayağımın sarsılmasıyla ayağımı çekmemle "Kalk Aysun" dediğini duyamam bir oldu. "Saat kaç" diyebildim uyku mahmurluğuyla.
"Kalk, kalk yürü. Resul abiye söyleyeyim de seni iş yerine bırakalım"
Yorgunluktan gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Tüm vücudum sızlayarak yatağa yapışmış gibi cansız hissederken "Her tarafım ağrıyor Mehmet" dedim güçsüzce. Açamadığım gözlerim üzerime serpilen bir bardak suyla açılırken hızla doğrulup yüzümü öfkeyle sildim.
"Kalk, kalk hadi hazırlan" derken yüzündeki sevinçli ifade benim bir erkeğin sırtına masaj yapacak ve para kazanacak olmamdan kaynaklanıyordu. Baldırı bol siyah kumaş pantolonunun üzerine kırmızı gömleğini giyip kalçalarından aşağı sarkmasına izin vermişti. Yumurta topuk ayakkabısıyla kilimin üzerinde durmuş 20x30'luk aynanın karşısına geçip saçını tarıyordu. Dalgalı saçlarını ne kadar tarasa da yukarı doğru kıvrılmaya direttiğinde kapının yanındaki masanın üzerindeki limonu cebinden hiç ayırmadığı bıçağıyla kesip yarısını alıp tekrardan aynanın karşısına geçti. Avucuna sıktığı limonu saçlarına özenle sürdü. Özenle taradı. Bu işlemi bir kaç kez tekrarladığında saçlarında tarak izi kalana kadar sürdürdü. Başını iyice dikleştirip gömleğinin iki yakasının ucundan tutup önüne doğru çekip kaşlarını çatarak aynadaki görüntüsüne baktığında dünya üzerinde kendinden yakışıklı kimse yokmuş gibi özgüvenli görünüyordu.
Karyolanın hemen üzerindeki penceren sızan güneş yeni doğduğunun habercisiydi. Güneş doğuyor benim umutlarım hiç doğmamak üzere batıyordu. Benim umutlarımın bittiği yerde Mehmet'in umutları başlıyordu. Hem birbirimize çok bağlı hem birbirimizden çok ayrıydık. Benim özgürlüğüm onun dudakları arasındayken Mehmet hep özgürdü. Portakal toplamaya gidip eve dönerken bile koşar adım yürümek zorundaydım. Eve birazcık geciksem nerelerde oynaştın derler, Mehmet paralı orospularıyla yatınca erkektir elini yıkar evine döner olurdu. Hayat anne rahmine düştüğüm anda ilk golünü atmıştı bana, benim gibi kadınlara... Şimdi ayağa kalkıp ilk golümüzü hayata atma vaktiydi, belki çığlık atarak değil, çekip giderek değil, dimdik durarak başaracağız bunu. Hayat bize bir tokat attığında köşemize çekilip ağlamak yerine başımızı dikleştirip susarak yapacağız bunu, korkarak, kaçarak değil konuşmak yerine susup savaşarak başaracağız. En azından ben bunu denemeliyim. Yıkılmadan son umut kırıntılarımı görmeli ve zenginlerin zevkine zevk katmak için gidip sırtlarına masaj yapmalıyım.
Yumurta topuk rugan ayakkabısını yerdeki kilime vura vura ilerleyip kapının hemen önünde durup "Hazırlan geliriz hemen, mavili şalvarınla kırmızı yazmanı tak onlar güzel" dedi. Giyeceklerim konusunda talimat verdikten sonra kapıdan çıkmak üzereyken "Mehmet bir kez daha mı düşünsek?" dedim. Omzunun üzerinden öfkeyle başını çevirip "Akıllı ol aklını alırım. Hazırlan dediysem hazırlan" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Ve Şehvetin Çekiciliği
Mystery / ThrillerDokunma bana dedi kadın Bana aitsin dedi adam... Uslandırma yöntemi seçen Mehmet'e yıllarca susan Ay Su... Susmalarını bile anlayan genç adamla felaketin ortasından ayağa kalkma hikayesi... Yaptığı hata yüzünden babası ve abisi tarafından işkence...