Uzun bir aradan sonra buradayım! İyi okumalar^•^
Yirminci bölüm: "Acıyor diyorum ya, yalan. Parçalanıyor..."
Mevsim'den
"Korkma Mevsim, çıkacağız buradan."
"Yeter artık Melih!" diye bağırdım. Sandalyeye bağlı şekilde dizilmiştik. Önde Melih, Merve ve ben vardım. Fuat denen adam hala gelmemişti, ama bize ilaç vermeye devam ediyorlardı. Hangisi gerçek çözemiyordum çünkü ilaçlardan dolayı halisülasyon görüp duruyordum ve kafamda bin tane yabancının sesi dolaşıyordu.
Şuan Melih'in ve Merve'nin gerçek olup olmadığına dair bir kanıya varamıyordum. Ya değilse? Ya bu da beynimin bana bir oyunuysa?
"Sabahtan beridir buradan "çıkacağız korkma" diyorsun Melih..." dedim önceki bağırışımdan daha sakince.
"Bunun hakkında kesin konuşamazsın. Anlattıkların doğruysa Çınar şuan hastanede can çekişiyor ve belki öldü. Bu şaka değil, bitti rüya uyan artık. Sabah akşam ilaç alıyoruz, ne enjekte ediyorlar bilmiyorum, bilöiyoruz. Belki şuan siz gerçek bile değilsiniz, kafamdaki senaryolardan bir tanesi belki de gerçeksiniz bilmiyorum ama kötüyüm. Açım, susuzum ve tuvalete bile çok zor götürüyorlar." dediğimde nefeslerim kesilmeye başlamıştı. Kriz mi geçiriyordum?
"Mevsim..."
"Özür dilerim." diye fısıldadım kendimi sakinleştirmeye çalışarak.
"Mevsim!" ne Merve'nin ne de Melih'in sesi kulaklarımdan beynime ulaşıyordu.
"Özür dilerim." dedim tekrar. Gözlerimi sımsıkı kapatıp açtım.
"İyi misin kuzum?" Merve'ye dönüp kafamı sallamakla yetindim.
"Uyanmışsınız hepiniz." dedi Fuat içeri girerken.
"Babam nerede?"
"Saldım." dediğinde şaşkınlıktan kaşlarımı kaldırdım.
"Neden?" dediğimde kaşlarını alayla çattı.
"Memnun olmadın mı?"
"Oldum ama öldürmeye çalışırken neden?"
"Bir bonus yaptım diyelim."
"Arka-" cümlemi kesti.
"Başka bir bonus yapamam Mevsim."
"Biliyor musun?" diye devam etti.
"...annen..." dediğinde yutkunup Merve'ye döndüm, o da bana döndü.
"Ne olmuş anneme?"
"Babanı aldatmış, patronuyla." dediğinde yutkundum, biliyordum hissetmiştim bir şeyler olduğunu.
"Babana söylediğimde daha da şaşırdı, sen de pek şaşkınlık göremedim..." kollarını önümde bağlayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Biliyor muydun?" dediğinde kafamı iki yöne salladım.
"Acıdın mı ona?" dedim babamı bırakmasına dair vurgu yaparak.
"Acıdığın için mi bıraktın?"
"Hayır ama..."
"...çıkacak aile katliamı daha da güzel gözüktü gözüme." dediğinde güldüm.
"Babam öyle biri değil."
"Babanı ne kadar tanıyorsun ki?" dediğinde gülümsemem yüzümden silinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA MIKNATISI (KİTAP OLACAK)
Teen Fiction"Nereye kaçarsak kaçalım bu anılar hep peşimizde olacak." "O zaman uyuyalım." **** Mevsim, İstanbul'a taşındığı ilk gün bir gece yarısı markete diye çıkarken sokak ortasında bıçaklanan birinin yardımına koşuyor. Etrafta kimse olmadığı için suçlu sen...