Merhaba canlar^•^ oy ve yorum atmayı unutmayın! İyi okumalar...
Yirmi üçüncü bölüm: "Kanın kokusu daha acımasızca geliyor artık, gördüklerimden de emin değilim, çünkü siyahın beyaza karıştığı bir evrendeyim..."
"Uyandın şükür." dedim gülerek. Çınar gözlerini birkaç kere kırpıştırdıktan sonra bize baktı. Ama bizi algılayabildiğinden emin değildim, bakışları çok...çok boştu. Sanki önündeki bir duvara bakıyordu.
"Çınar, iyi misin?" Merve elini Çınar'ın saçına koyup okşadı. Gerginlikten dişlerimle dudağımı ısırdım.
"Merve?" dedi Çınar mırıldanarak.
"İyi misin?" dedi Merve gözleri dolmuşken.
"İyiyim. Önemli bir şeyim yok." dedi Çınar gülümsemeye çalışarak. Biliyordum canı acıyordu.
"Aslan gibi kardeşim be tabii ki iyidir." dedi Melih Çınar'a sarılırken.
"Birkaç ay alçıyla gezip fizikoterapi göreceksin." dedim. Çınar kafasını sallayıp gülümsemeye çalıştı.
"Siz nasıl kurtuldunuz?" diye sordu Çınar.
"Babam kurtardı." dedim.
"Taburcu işlemlerin hazır, kaç gündür götünü devirip yatıyorsun." dedi Melih, gülerek söylemişti.
"E kızlar hadi çıkın dışarı." dedi Çınar ayağa kalkarak.
"Neden?" diye diretti Merve.
"Üstümü değiştireceğim ama eğer kalmak istiyorsan kala-" Çınar cümlesini tamamlayamadan Merve kızarmıştı. Hızla kapıdan çıktığında sesli gülmüştüm bu haline.
"Mevsim?" dedi Melih sorarcasına.
"Hı?" dedim homurdanarak. Bir süre gözlerimin içime baktığında zar zor kavramıştım. Ben de Merve gibi hızla kapıdan çıktım. Melih ve Çınar'ın bu aptal durumumuza karşı kahkahaları geliyordu.
"Mevsim?" arkamdan gelen Berat'a döndüm.
"Efendim?"
"İyi misin?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım.
"İyiyim bir şey mi oldu?"
"Hayır, dün Melih'le aranızı hallettiniz mi diye soracaktım." dediğinde kıkırdadım.
"Teşekkürler cesaretlendirmen için, hallettik. Sen neredeydin?"
"Çınar'ın annesini ikna edip eve götürdüm. Çınar'ı taburcu olur olmaz eve götüreceğime söz verdim. Anne yüreği işte. Şimdi Çınar'ı alacaktım da Melih üstünü değiştirmesine yardım ediyor."
"Sen kurtarmışsın depodan." dedim.
"Evet, deponun yerini zor buldum."
"Nasıl buldun ki depoyu." diye sorduğumda sinsice gülümsedi.
"Babam baş komiserdi Mevsim." dediğinde sesli güldüm. Nasıl unuturdum bunu?
"Merve nerede?"
"Önden gitti." dedim. Hastanenin çıkışına doğru geldiğimizde gözlerim Merve'yi aradı.
"Orada." dedi Berat. Gözlerim Berat'ın bakışlarını takip etti. Onu görmemle yanına doğru koştum.
"Mevsim yavaş düşeceksin!"
"İyiyim ben." dedim Berat'a dönmeden. Merve bizi görünce oturduğu kaldırımdan kalktı.
"Neden kaçtın öyle korktum." deyip sımsıkı sarıldım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA MIKNATISI (KİTAP OLACAK)
Teen Fiction"Nereye kaçarsak kaçalım bu anılar hep peşimizde olacak." "O zaman uyuyalım." **** Mevsim, İstanbul'a taşındığı ilk gün bir gece yarısı markete diye çıkarken sokak ortasında bıçaklanan birinin yardımına koşuyor. Etrafta kimse olmadığı için suçlu sen...