[Bir süre ara vermiştim, şimdi ufaktan geri dönebilirim :)]
Clarke portaldan geçmesiyle gözlerini kapattı. Açtığında ise, bir sürü insanın ona silah doğrultmasıyla karşılaştı. Bandajlı ellerini hafifçe kaldırırken etrafa bakmaya başladı. Lexa neredeydi?
"Siz kimsiniz? Başkaları da gelecek mi?!"
Kızıl saçlı kadın silahını indirmeden konuştu. Clarke kaşlarını çattı. "Bu portalı bize siz mi açtınız? Lexa nerede?"
"Hayır, biz açmadık!"
"Alex izin ver dertlerini anlatsınlar. K- Supergirl zaten binada." Yeşil gözlü kadın soğuk sesiyle konuştu. Gözleri Lexa'nın gözlerine benziyordu. Clarke'a doğru adımladı. "Lexa dediğin kişi, kahverengi saçlı yeşil gözlü-"
"Evet!" Clarke hızlıca cevap verdi. "O iyi mi? Bir şey yapmadınız değil mi?"
Alex denilen kadın sonunda silahını indirdi. "Sorun yok. Sadece Supergirl onunla kısa bir sohbet ediyor."
"Supergirl'de kim?" Clarke ciddiyetini bozmamak için elinden geleni yaptı. İlginç bir isimdi. Bir yandan ise etrafa bakıyordu. Oldukça ileri bir teknolojiydi. Lexa'nın yokluğunu hatırlaması ile ciddiyetine geri döndü.
"Ne? Kim mi?" İkili şaşkın gözüküyordu.
"Tanımam gereken biri mi?"
"Neyse. Seni de bahsettiğin kişinin yanına alalım ve şu karışıklığı çözelim."
"Lexa mı?" Clarke bakışlarını kızıl kadına geri çekti.
"Evet. Evet Lexa." Burun kemerini sıkarken eliyle askerlere işaret yaptı ve askerler Clarke'ı tutup kadının peşine takıldılar. Yeşil gözlü kadın kızıl kadına yetişip bir şeyler anlattı ve bir kapının önünde durdular. Kapı açıldı.
"Alex, benim kafam karıştı-" Aynı Clarke gibi sarışın ve mavi gözlü olan kadın Clarke'a döndü. "Biri daha mı geldi?"
Alex cevap verdi. "Birliktelermiş."
Clarke'ın üstündeki ilginç kıyafete baktı ve tek kaşını kaldırdı. "Pekâla, seninle de konuşalım." Yeşil gözlü kadına baktı. "Lena-"
"Sonra, Supergirl." Lena denilen yeşil gözlü kadın uzaklaşırken Supergil'in yüzü asılmıştı. Clarke'a bakınca duruşunu düzeltti ve içeri buyur etti. Clarke içeri girdiğinde masada oturan Lexa'yı görünce kocaman gülümsedi. "Lexa!"
Lexa masaya kelepçeli kollarını umursamadan ayaklandı. "İyi misin?"
Clarke kafa salladı. Supergirl ve Alex ikisine bakıyordu. Alex Supergirl'e döndü. "Sorguya bende katılsam iyi olacak."
Supergirl kafa salladı. Clarke ise Lexa'ya bakıyordu ve iyi olduğunu onaylayacak bakışlar atıyor, bir yandan Lexa'nın yarası var mı diye uzaktan kontrol etmeye çalışıyordu.
**
"Evet, Clarke. Portalı siz açmadınız. Bizde açmadık. Peki siz buraya nasıl geldiniz?" Supergirl Clarke'a bakarak konuştu.
"Neredeyiz? Hangi klanın toprakları burası? Lexa'nın ve benim kim olduğumun farkında mısınız? Heda ve Wanheda'yı kaçırmak gerçekten cesaret gerektiren bir şey, tebrikler."
"Hayır. Neyden bahsettiğinizi anlatmaya ne dersiniz?" Alex sordu. "Klan derken ne demek istiyorsun?"
"Clarke, burası bizim bildiğimiz Dünya değil. Etrafa bi' baksana."
Supergirl bu cümle ile ayaklandı. "Barry bir şeyler yapmış olmalı! Siz başka bir evrenden geldiniz!"
Clarke ve Lexa'nın anlamsız bakışlarıyla karşılaşınca gücünü kullanarak hızlıca gitti.
"Bir dakika, ne? Nereye yok oldu?"
Supergirl geri gelmişti bile. Barry'nin ona verdiği cihaz ile bir portal açtı. "Buna mı benziyordu?"
"Evet!" Hızlıca cevap verdi. Lexa soğukkanlıca konuşmaya başladı. "Bizim bir suçumuz olmadığı kanıtlandı o zaman?"
"O haklı. Alex kelepçeleri çıkarabilirsin. Sorun yok."
Alex'in pek hoşuna gitmediği belliydi ama yine de sözünü dinledi.
"Pekâla, ben düşman değilim. Merak etmeyin. Bana evreninizden bahsedin. Arkadaşlarıma ulaşıp sizi geri döndürmek için bu bilgiler bana gerekiyor."
Lexa bileğini ovuştururken ayağa kalktı ve gerindi. "Sizinki gibi değil. İlk geldiğimde dışarısını gördüm."
"Ne gibi?"
"Bence Clarke'da görmeli." Lexa Clarke'ı işaret etti. "Ama onu yalnız bırakmam. Eğer bir yere götürecekseniz geliyorum."
"Kara, J'onn geliyor. Onlardan nasıl bir enerji aldığına baktırmak istedim." Alex Supergirl'e döndü.
"Adı Supergirl değil miydi?"
"Gerek yok." Kara gülümsedi ve ikiliye elini uzattı. "Evet. Ben Supergirl. Aynı zamanda Kara Danvers. Süper güçlerim var ve bir süper kahramanım. Sizin evreninizde olmadığım açık- o yüzden size bunu söyleyebilirim. Ama bu bir sır ve kimse kimliğimi bilmemeli."
Clarke Lexa'ya döndü. "Ai don't wich in emo." (Onlara güvenmiyorum.)
"Em ste kei." (Sorun yok.)
"Bu hangi dil?" Kara'nın ilgisini fazlasıyla çekmişti. Lexa Kara'ya döndü. "Trigedasleng. Yerliler bu dili konuşur."
"Yerliler?" Alex sordu.
"Evet. Azgeda, Trikru, Floukru, Trishanakru-" Lexa Clarke'a baktı ve devam etti. "Skaikru."
"Bunlar..?"
"Klanların isimleri."
"Git gide acayipleşmeye başlıyor." Alex oturduğu sandalyenin arkasına yaslandı. Kara heyecanlıydı. Çok ilgisini çekmişti. "Alex, Lena'yı çağırır mısın? Yani- gitmediyse."
"Emin misin?"
"Evet. Bu bir görev ve profesyonel olmalıyız. O bunu biliyor. Lütfen."
"Sen bilirsin." Alex kalkıp odadan ayrıldı.
"Şimdi siz bu dili konuşuyorsanız, bizim dilimizi nereden biliyorsunuz?" Bir yandan Clarke'ı cama götürdü.
"Burası Dünya. Eminim."
"Evet. Burası Dünya. Ama farklı bir evren." Hızlıca beyaz bir tahtanın önüne geçip anlatmaya başladı. Paralel evrenleri yerlilere anlatmak fazlasıyla zordu.
**
"Bu nasıl mümkün olabilir?" Lexa sordu. Kafası fazlasıyla karışmıştı. Kapının açılmasıyla üçü de kapıya döndü.
"Lena."
"Evet, Supergirl. Beni sormuşsun?"
"Kimliğimi biliyorlar. Rahat olabilirsin."
Lena içeri yürürken yüzüne histerik bir gülümseme takındı. "Bana söylemen 5 yıl, yabancıya söylemen 5 dakikanı almış."
"Lena-"
"Evet Kara, dinliyorum."
Lexa ve Clarke arasında kendi dillerinde fısıldaşıyordu. Kara ikiliye döndü. "Hemen döneceğiz."
Odadan çıktı ve camın arkasına geçti. İkisini izlerken Lena'ya olanları anlatmaya başladı.
[SUPERCORP VE CLEXA'YI AYNI EVRENE SOKTUM UMARIM BECEREBİLİRİM]
[Yorumlarınızı bekliyorum 🥺]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deep End | Supercorp x Clexa
FanfictionDevam kitabıdır. Zorunlu olmasa da önce "We'll get through this, together | Clexa" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Clarke ve Lexa'nın yolu bir şekilde National City'e düşerse ne olur? Kendi yoğun hayatında boğulup giden Kriptonlu Kara bu sıkıntı...