Bana Lillian'ın 2.5 sene önce Earth-29'a gidip yerlilerin düşmanı Dağlılarla anlaşma yaptığını ve Clarke ile Lexa'yı kaçırttığını, ama sonra ikisi kaçınca onları tekrar yakalama planlarını başlatamadan Lena'nın onu bu evrende hapse attığını, dışarı çıktığı gibi Lexa ve Clarke'ı ayağına, bu evrene getirip sonra dönüş yolu için bilet uzatarak hepimizi oyuna getirdiğini ve Lexa'yı kaçırıp Clarke'ı evine geri yolladığını mı söylüyorsun?" Alex bunları tek nefeste söylemişti. Derin bir nefes aldı.
"Evet. Evet tam olarak böyle oldu."
"Lanet olası Luthor zekası.."
"Lexa'dan tek istediği kanı olamaz. Madi'de Night Blood, Polis'te Night Blood olan 8 kişi daha var ve Lillian 2.5 sene önce bizim dünyamıza geldiyse bunu biliyor demektir."
"Clarke haklı. Lexa'dan istediği farklı bir şey var."
"Flame olamaz. Flame'i nasıl çıkaracağını bilmiyor. Şifreyi bilmiyor." Clarke kendi kendine konuştu.
"Belki de tam olarak buna yoğunlaşmıştır." Lena cevap verdi.
"Flame onun ne işine yarayacak ki?"
"Belki de, Lex istemiştir." Lena mırıldandı.
"Lex'in kanser olduğunu biliyorsun- LEX KANSER! ÖLÜYOR!" Kara ayağa fırladı.
"Oğlunun zekasını kaybetmemek istiyor!" Lena ve Kara birbirine baktı. "LEXA'NIN KANINI KAÇIRMADAN ÖNCE ALDI ÇÜNKÜ İNCELEYİP LEX'E ENJEKTE EDECEKTİ Kİ FLAME LEX'İ ÖLDÜRMESİN!"
"Lanet olsun." Alex ayağa kalktı ve J'onn'u aradı. Ona durumu anlatırken Lena, Kara ve Clarke tekrar sessizleşmişti.
"Lexa'yı bulmalıyız. Her an çok geç olabilir. Night Blood nakli.. İmkansız değil." Clarke parmağını hafifçe kesti.
"Rao.."
**
Çalışmalar hızlanmıştı. Her şüpheli yer inceleniyordu ama Lexa'yı takip etmek imkansızdı çünkü DNA'sı her yerden temizlenmişti.
Clarke ayağa kalktı. Uykusuz gözlerinin altı mosmordu. "Bir fikrim var."
Kara ve Lena monitörden ona döndüler.
"Evime gitmelisiniz. Lexa'nın DNA'sı her yerde."
"Nasıl aklımıza gelmez?!" Lena söylendi.
"Basit düşünmedik." Kara cevap verdi. "Clarke sende bizimle gelmelisin."
"Ben gelemem. Halk Wanheda'yı kolaylıkla tanır. Polis'e girdiğiniz anda devasa kuleyi göreceksiniz. En üst katta sadece iki oda var. Biri Madi'nin. Biri de Lexa ve bana ait. Eski asansörün diğer tarafında kalan oda bizim."
"Elimizi kolumuzu sallaya sallaya girebilir miyiz?"
"Hayır. Madi'yi bulun. Notumu iletin. O size yardımcı olur."
Kara ve Lena birbirine baktı.
"Lexa benden önce de orda yaşıyordu. Her yerde onun izleri var! Ayrıca, Kara dikkatli olmalısın. Evrenimizin dünyasında hâlâ çok fazla radyasyon var. Sana aşırı güç yüklemesi yapabilir. Eğer güçlerin fark edilirse.. Sorun olabilir. Bizim insanlarımız için her şey savaş anlamına gelir. O yüzden, dikkatli olmalısınız."
"Tamam.. Yapacağız." Lena cevap verdi.
Clarke hızlıca bir kağıt aldı ve bir şeyler yazmaya başladı. Kağıdı Kara'ya uzattı. "Lütfen, hızlı olun. Zaman daralıyor gibi hissediyorum."
[Bu bölüm kısa.. Tam burda kesmem gerekiyor gibi hissettim.....]
[Bu arada daha önce fark ettiniz mi bilmiyorum ama The 100'da Kraliçe Nia'yı oynayan kişi Brenda Strong, aynı zamanda Supergirl'de Lillian Luthor'u canlandıran aktris. Bilmeyen varsa ufak bir bilgi köşesi olsun :) ]
Bu bölüm için yorum ve vote sınırlaması koymayacağım kısa olduğu için 😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deep End | Supercorp x Clexa
FanficDevam kitabıdır. Zorunlu olmasa da önce "We'll get through this, together | Clexa" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Clarke ve Lexa'nın yolu bir şekilde National City'e düşerse ne olur? Kendi yoğun hayatında boğulup giden Kriptonlu Kara bu sıkıntı...