Aradan belirli bir zaman geçmişti. Lena elinden geleni yapıyordu ve sürekli çalışıyordu. L-Corp'u iyice boşlamış, tamamen bu olay üstünde odaklanmıştı. Kara bir suç çetesini geçtiğimiz günlerde yakalamış, Lexa ve Clarke ile evde vakit geçiriyordu. Herkes birbirine iyice ısınmıştı.
"Lena yoldaymış." Clarke Lena'nın ona verdiği telefonu kapatırken içeri adımlayarak konuştu. Lexa ayakta, Kara önünde bir şey yapıyorlardı. Clarke yanlarına yaklaşınca Kara kafasını çevirdi.
"Bu da ne?"
"Lexa bana savaş boyası yapıyor! Sonra kılıç kullanmayı öğrenmeyi deneyeceğim çok heyecanlı!"
"İstediğiniz kadar birbirinizin suratını boyayabilirsiniz ama karımın bir uzaylı tarafından yanlışlıkla öldürülmesini istemiyorum."
Lexa gülümsedi ve Clarke'ı yanağından öptü. "Kara'nın bizimle güçlerinin bir olacağı bir odaları varmış. Merak etme! Süper kahramanı döveceğim."
"Bu kadar oyun yeter. Hem hazır Lena yok konuşalım. Kara, artık Lena ile konuşmaya ne dersin? Birbirinizden kaçıp duruyorsunuz!"
"1 aydır kendine işkence ediyor. Kafasını karıştırmak istemiyorum."
"Ya kafası zaten karışıksa ve sen bunu toparlayabilirsen?"
"Barry Speedforce'dan çıkmış. Bu gece gidip onu görmem lazım. Cisco kayıplarda. Eğer Cisco'yu bulursak bu olay tamamen biter."
"Kaçma Kara!" Lexa ellerini beze sildirip Clarke'ın yanına geçti. "Zaman kaybediyorsun. Bize anlattığın üzere siz en yakın arkadaştınız ve onun sana yaptığı bir hamle ile senin sırrını öğrendi. Değil mi?"
"Evet. Öpüştük, sonra gözlüğümü çıkarınca.."
"E tamam işte! Sana karşı hisleri olduğunu biliyoruz. Bu kadar korkacak bir şey yok." Clarke Lexa'nın sözünü tamamladı.
"Biz Clarke ile tanıştıktan en fazla 1 ay sonra onu öptüm bile! Hadi ama sen Supergirl değil misin? Altı üstü birini öpeceksin."
"Direkt öpersem kabalık olmaz mı? Bana kırgın. Ve affetmiyor."
"Tecrübelerime göre... Aslında o kadar da kötü olmuyor." Clarke Lexa'ya flörtöz bir bakış atarken Kara boğazını temizledi ve Clarke konuşmaya devam etti. "Seni kendisinden uzaklaştırdığında tamam diyip susuyorsun. Ama o senden efor bekliyor. Emin ol."
"Siz ilk ciddi aranız açıldığında, nasıl barıştınız?"
Lexa ve Clarke kısaca düşündü. "Ben Lexa'nın halkından 300 kişiyi canlı canlı yakmıştım. Yani aramızın açılma sebebi buydu."
"Taamam..?"
Lexa devam etti. "Sonra Arkadia'da yangın çıkınca Trikru'dan bir sürü kişi alıp Arkadia'ya yardıma gittim ve Clarke'ı, Madi'yi ve Clarke'ın en yakın arkadaşı Octavia'yı çıkardım. Clarke beni bir daha göreceğini bile düşünmüyormuş. Ama 1 ay boyunca aklımda o vardı. Yani oraya gitmem ve onunla konuşmam için bu aynı zamanda bahane olmuştu."
Clarke tebessüm etti. "Hey..! Bunu hiç söylememiştin."
Kara bakışan ikiliye dönüp tekrar boğazını temizledi. "Odaklanır mısınız..?" Clarke ve Lexa tekrar ona odaklandı. "Yani... Zarar mı görmeliyim?" Kara sordu.
"Böyle dediğinde saçma geldi." Lexa elindekileri bırakıp koltuğa oturdu. Kapının açılma sesiyle Kara yüzündeki yarım yamalak savaş boyasını eliyle silmeye çalışırken yüzünde dağıttı ve Lena'nın seslenmesiyle refleks ile o tarafa döndü.
"Ben geldi- Kara, bu halin ne?" Lena ciddiyetini koruyamadı. Diğer tarafa döndüğünde Clarke ve Lexa gitmişti bile. Göz devirdi. "Başardım."
"Ne?"
"Evrenlerini buldum."
"Ciddi misin?"
Lexa ve Clarke odaya geri döndüler. Kara onlara döndü. "Lena, başarmış."
"Ne?"
"Eve dönüyorsunuz."
"O kadar hızlı değil." Lena Kara'nın sözünü kesti. "Bana verdiğin cihazı bu evrene ayarlayamıyorum. Earth-29 sizin eviniz. Yani yanılma oranı da olabilir ama-"
"Barry dönmüştür, onunla görüşmeye gidiyorum." Kara hızla ciddileşti. Clarke cebinden Madi Lexa ve kendisinin fotoğrafını çıkarıp tebessüm etti.
"Kara yüzünü silsen iyi olur." Lena ufak bir tebessüm etti.
**
"Earth-29'dan yerliler National City'e geldi ve Lena'nın evinde hep birlikte yaşıyorsunuz. Doğru mu anladım?" Barry Kara'ya baktı.
"Evet. Cisco'ya ihtiyacımız var. Clarke ve Lexa'nın eve dönmesi için."
"Nasıl geldiler çözebildiniz mi?"
"Hayır, bir portal açıldı ve DEO'ya geldiler."
"Dedikleri ne kadar doğru biliyor muyuz? Onlara güvenebilir miyiz?"
"Evet."
"Cisco nerede bilmiyorum. Bazı sorunlar yaşıyor. Ama ona ileteceğim. Seni bulacaktır."
"Teşekkür ederim Barry. Gerçekten."
"Ne demek." Barry gülümsedi. Kara cama doğru adımlarken el salladı. "Iris'e de selamlarımı yolla. Görüşürüz!" Uçarak uzaklaştı.
**
Ertesi sabah herkes birlikte kahvaltısını yapmış, sessizce oturuyorlardı. Kapının çalması ile Lena ayaklandı. Kapıya giderken Kara Clarke'ın kaş göz hareketleri yapması ile Lena'nın peşine takıldı.
"İyice Octavia'ya döndüm. Bana sürekli bunu yapardı."
Lexa güldü. "Evet. Farkındaydım." İç çekti. "Herkesi çok özledim."
"Evimize dönüyoruz, az kaldı."
Lexa gülümsedi. "Evet. Keşke Madi'de buraları görebilseydi. Yeni yerleri keşfetmeyi çok seviyor, biliyorsun."
"Evet. Asla unutamayacağı bir anı olurdu." Gülümsedi ve elini Lexa'nın dizine koydu. "Burda seninle olduğum için mutluyum. Eski zamanlardaki gibi, ufak bir macera oldu bizim için."
Lexa ufak tebessümüyle Clarke'a uzanıp karısını öptü ve dizinin üstündeki ele parmaklarını kenetledi. Soğuk yüzük tüylerini diken diken ederken eli kendine çekip öptü. "Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum." Clarke gülümsedi.
"Hey, çocuklar! Cisco geldi! Eve dönüyorsunuz!" Kara içeri yürürken seslendi.
**
"Evet, hazır mısınız?"
Kara önce Lexa sonra Clarke'a sarıldıktan sonra Lena'da ikiliye sarıldı. "Sizinle tanıştığım için mutluyum." Lena tebessüm etti. Kara dudaklarını büzmüştü. "Sizi gerçekten özleyeceğim."
"Sizi barıştıramadan ayrılıyor olmak üzücü." Clarke Kara'ya ufak bir tebessüm etti.
Kara boğazını temizledi. Cisco portalı açınca herkes o tarafa döndü.
"Önce sen." Lexa'ya kafasıyla işaret etti. Lexa Clarke'a tebessüm etti. "Öbür tarafta görüşürüz."
Clarke tebessüm etti ve Lexa ona bakarken portaldan geçti. Cisco kolundaki cihazına hızlıca ufak bir iki dokunuş yaptı. "Evet, sıra sende Clarke." Tebessüm etti. Clarke Lena ve Kara'ya gülümseyip el salladı ve portaldan geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deep End | Supercorp x Clexa
FanficDevam kitabıdır. Zorunlu olmasa da önce "We'll get through this, together | Clexa" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Clarke ve Lexa'nın yolu bir şekilde National City'e düşerse ne olur? Kendi yoğun hayatında boğulup giden Kriptonlu Kara bu sıkıntı...