Cemil Alp Sungur'dan...
Ben bir kadın sevdim.
Ve o kadın benim sonum oldu.
Hangi son böylesi güzel olabilirdi? Bilmiyordum. Hiçbir başlangıcın yerini tutmayacak kadar güzel bir son olabilir miydi? Olmuştu. Onun sayesinde. Sevdiğim kadın sayesinde. Onunla birlikte sona gelmiştik. Bunu bilmek bile üzmüyordu beni çünkü ben istediğimi başarmıştım. Onu hepsinden kurtarmış, özgürlüğünü geri kazanmasında ufak bir rol oynamıştım. Yöntemimin yanlış ya da doğru olması hayatımda ilk kez umurumda değildi. Tek önemsediğim sonuçtu. Ve o sonuçta da Hafsa istediğine kavuşmuştu. Evladına...
Sanırım tam da burada size neler olduğunu anlatmam gerekiyor.
Pekala, başlıyorum.
Her şey Hafsa'nın yazdığı notu bahçede bulmamla başladı aslında. Deli olmadığıma inansınlar istiyorum. Yazdığı cümle tam olarak buydu. Ve ben biliyordum ki o istedikten sonra yapamayacağı şey yoktu. Çok ısrar ettim ona, isteğini kendi elleriyle alsın diye defalarca ona doktorlarla konuşması gerektiğini söyledim, dinlemedi beni. Dinlemediği için hak vermedim diyemem. Çünkü öğrendim ki buraya girerken canını yakanlardan biri de onlarmış. Onu dinlemeyen insanlara dil dökmek istememişti. Kararına saygı duyup başka bir yol bulmayı denedim. Güzellikle değilse zorla olacaktı, bunu anlamak için katip olmaya gerek yoktu. Burada devreye okuduğum Şarkılarda Buluşuruz kitabı girdi. Sonundaki eklemeyi bilerek yaptım, o soruyu bilerek sordum ona. İstersen seni kaçırırım buradan, dedim. Onun kaçma işine bakışını görmek istedim. Her ne kadar canımı yaksa da gördüm. Kaçmayı istedi. Bunun için de benimle konuşmaya başladı. İlk söylediği 'istiyorum' kelimesi yarım bıraktığım kitaba devam etmem için değildi, onu oradan çıkarmam içindi. Görmezden geldim, günlerce aklımı kemiren bu düşünceyi görmezden geldim.
Ona bir plan düşündüm.
Ağlayarak kendini kanattığı o gece emin oldum, planımı uygulamaya koyacağımdan.
İnsanların ona inanmasını istiyordu, rahatça konuşacağı ortam oluştuğunda da inanacaklarını biliyordu içten içe. Ona bugünkü ortamı oluşturması için yardım ettim. O gece, ağlayarak bana neden inanmıyorlar diye isyan ettiği gece, ona planımdan bahsettim.
"Seni hepsinden kurtaracağım."
Ağlaması iç çekişlere döndüğünde kısık sesle sordu. "Nasıl?"
Sonunda duymuştu sesimi. Bunu kaybetmemek için hızlıca lafa girdim. "Kaçma planını anlatacağım sana, beni dinle. Kendini toparla lütfen."
"Toparladım," dedi sesi aksini belli ederken. "Anlat."
"Sana gündüz kaçacağını söylemiştim. Şöyle yapacağız, ben gündüz güvenlikçilerinin yarın işe gelmemelerini, hasta olmalarını sağlayacağım, grip olacaklar endişelenmemize gerek yok. Fakat herkese yapamam bunu, aynı anda 10 kişi birden hasta olursa işkillenebilirler. Yalnızca iki kişi kalacak güvenlikte. Onlar da dış kapıyı koruyor olacak zaten. Tek yapman gereken onların öğlen yemeğine çıkmasını beklemek. Eğer ikisi aynı anda yemeğe çıkarsa ne ala, kolayca kapıya geleceksin, seni dışarıdan alacağım. Ama eğer biri gider biri kalırsa senden benim duyacağım şekilde ıslık çalmanı istiyorum. Böylece sorun olduğunu anlayıp içeri gireceğim, ben kalan güvenlikçiyi oyalayacağım sen de o sırada çıkacaksın dışarı. Bu kadar, tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALLİCE HALİM ✔
Short StoryAkıl hastanesinde yatan bir kadın. O hastanenin güvenlik görevlisi olan bir adam. Ve bu; onların birbirlerini buluş hikayesi. *Wattpad'de yayımlanan Hallice Halim isimli ilk hikayedir.