Geceyi aydınlatan tek şey Ay'dı.
Benim hayatımı aydınlatan tek şeyse kitaplar.
Kitaplar hayatımın büyük bir kısmını kaplardı. Romanlar kaplardı, şiirler, denemeler, biyografiler... Ancak masal kaplamazdı. İlgi alanıma hiç girmemişti. Girdiren de olmamıştı zaten. Ne küçüklüğümde ne de hayatımın herhangi bir alanında masal dinlememiş, okumamıştım. Kimden dinleyecektim ki? Kim alacaktı bana da okuyacaktım? Küçük yaşta ebeveynlerimi kaybetmiştim ben. Onlardan masal dinleyememek yara olarak kalmıştı içimde. Onların gidişiyle masallara küsmüş, kızmıştım. Çünkü gerçeklikle tanışmıştım, gerçek hayatta masallardaki gibi mutlu sonlar yoktu. Ailesiz büyüyen çocuklar vardı. Ben de o çocuklardan biri olarak hep eksik yaşamıştım. Ömür boyu kapanmayacak o eksikliğin yerine yeni şeyler koymaya çalışmıştım. Yeni sevgiler... Hayat da bana o eksiklerin yerine ne koyarsam koyayım kapanmayacağını çok güzel şekilde göstermişti. Yerine koyduklarımı da alarak.
Sonra hiç beklemediğim anda karşıma birini çıkarmıştı yine aynı hayat.
O çıkardığı kişi ise bana masal okumuştu. Sinirlenmiştim ama dinlemiştim de. Dahası uyuyakalmıştım.
Bu benim için bir mucizeydi. Sen bir mucizesin Alp bunu biliyor musun?
"Hafsa?"
Bilmiyorsun, sadece her gece gelip bana adımla sesleniyorsun.
"Uyumuyorsun değil?" diye sordu adımın ardından. Sesinde ima mı vardı yoksa bana mı öyle geliyordu? "Gerçi daha masal oku..."
"Uyumuyorum," dedim bir çırpıda. Cümleye devam etsin istememiştim.
Cümlesini bölüşüme takılmadan soru sorarak devam etti lafına. "Nasıl hissediyorsun?"
"Bir akıl hastanesinde kalıyor gibi?"
"Ne tesadüf, ben de bir akıl hastanesinde çalışıyor gibi hissediyorum."
Nasıl da benden rol çalıyorsun ama... "Bu nasıl çalışmak?"
"Ruhen çalışıyorum," diye verdi cevabını. İçine çektiği derin nefesi duydum önce, ardından nefesini bırakırken kurduğu cümleyi. "Ruhumu besliyorum seninle konuşarak."
Her gün kendi ruhumdan eksiltiyorum ben, sen nasıl eksilen bir ruhtan besleniyorsun Cemil Alp?
Zayıflığımdan ötürü iyice belirginleşen elmacık kemiğimin üstünü ovaladım. Sonra da o ovaladığım yüzümün sol tarafını kapının soğuk metal yüzeyine yasladım. Çoğu zaman olduğu gibi bugün de yerde oturuyordum. Bugün kapının altındaki küçücük boşluktan çok soğuk geliyordu. Dış kapıyı ya da pencerelerden birini, bir yeri açık unutmuşlardı belli.
Belki Alp unutmuştu, aceleyle bana geldiği için...
Benden cevap alamayınca devam eden yine o olurdu. Fakat bu kez öyle olmadı. Cevabımı beklediğini düşünerek araladım dudaklarımı. "Ben güzel şeyler anlatamıyorum ki sana..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALLİCE HALİM ✔
ContoAkıl hastanesinde yatan bir kadın. O hastanenin güvenlik görevlisi olan bir adam. Ve bu; onların birbirlerini buluş hikayesi. *Wattpad'de yayımlanan Hallice Halim isimli ilk hikayedir.