Yüreğim deprem benim. Ruhum zede. Her yaşım bir yıkıntı. Her yaşım bir enkaz. Her anım bir göz yaşı. Her nefesim yardım çığlığı. Bakışım mülteci benim. Kederim mülteci. Çocukluğum mülteci. Ruhum mülteci. Yüreğim deprem benim. Bitmeyen mutsuzluk. Ve acı. Çokça acı. Hayatım ilk depremini 17'sinde gördü. İlk depremini okula gideceğini düşünüp uyuduğu bir pazar gecesinde hiç ummadığı bir yangına uyandığı gün anladı. Ve bir daha hiç uyanmadı. Bir depremdi oysaki. Ama tüm hayatımı enkaz altında bıraktı. Bayım. Acı bana. Kederliyim ben. Acılıyım. Yorgunum. Çok yorgunum. Sana geldim dinlenmeye. Tutar mısın elimden? Hayır mesele tutman değil. Mesele bırakmaman. Kalsaydım enkaz altında bir yardım dilenseydim. Gözyaşlarım ağıt olsaydı, nefesim yangın. Tutar mıydın ellerimden yanacağını bile bile. Bak geldim kapına. Aç onları bana. Ben mülteciyim sana. Yine tut kollarımdan ama çıkarma beni o enkazdan. Çıkarma ki öleyim huzurla. Çıkarma ki o alçak dünya bana sadece duvarlarını yıkmış olsun. Çıkarma ki tek bildiğim yük sırtımdaki enkazların yükü olsun. Yalvarırım bayım. Tut ellerimden ama beni çıkarma o enkazdan. Kesilsin nefesim. En azından sadece sırtımdaki duvardan. Oyza insanların kestiği nefes, duvarların altından daha ağır. Yinede tut ellerimden bayım. Ben seninle bambaşka bir dünyada, yikilmamış duvarların, mutlu evkerin, acı olmayan sokakların, kahkahalarla dolu bahçelerin, yemyeşil ovaların ve çocukların ölmediği bir yerdr bambaşka bir mutlu son yazayım. Bu sonda kan ölmesin, ölüm olmasın. Çocuklar bayım... Çocuklar hep mutlu olsun. Onlar yaşasın. Onlar yaşasın ki biz yaşayalım. Onlar hiç bir enkazın altında çaresiz kalmasın. Bunu yapabilir misin bayım. Bana bu dünyayı verebilir misin? Ey sana ait kalbimin hükümdarı söyle bana sana mülteci olan bu kulununda dileklerini tutabilir misin?
Bölüm 5:Yüreğim Deprem
"İşler karıştı Kartal. Kızı almaya geldiler"
Hayat bana hep degersizliği hissettirmişti. Hep ikinci plana atılmayı hep bir çöpmüş gibi uzak durulmayı. Kendimi her zaman mikrop gibi hissederdim. Bir virüs gibi sanki insanlara dokunsam onlara bulaşıcak ve bir daha ölmeden bırakmayacakmış gibi. Cok mutlu dostluklarım oldu. Cok mutlu ailem. Belki kimilerine göre çok mutlu bir hayatım oldu ama bu hissi hiç bir zaman atamadım. Piskolijide buna ne ad verilir bilmem ama benim nazarımda bu his berbat bir şeydi . Ergenlik yıllarımda hayatıma giren ve o günden bu güne beni asla bırakmayan bir his. Bazen oturduğum tek katlı müstakil evimizin camından bakıp 'ben neden böyleyim?', diye düşünürdüm. Sorgulardım. Cevabını alamadığım sorular tüm beynimi kurcalardı. Daha küçük bir çocukken babam elimi bıraktığı an bu gelirdi aklıma. Minicik beynimde kocaman sorular dönerdi bir dönme dolap gibi. Annem bana her kızdığında nefret ettiğini düşünürdüm. Arkadaşım bana her küstüğünde aslında bunu bu zamana kadar istediğini ama şimdi söylediğini düşünür dururdum. Ve bir gün bir deprem tüm ailemi benden aldığında ise onların beni istemediğini aslında enkaz altında saklanıp ben gittiğimde geri çıkacaklarını düşünürdüm. 36 saat 5 dakika. Gözlerim kan çanağı. Bacaklarım titriyor ve direniyor göz kapaklarım uykusuzluğa. "Kalk kızım" diye bir ses geliyor uzaklardan. Komşumuz Ayşe teyzeden geldiğini anlıyorum. "Donacaksın kalk artık"Umursamıyorum. Suratıma değen su damlaları yağmurun habercisi. Ama ben hala benimle saklambaç oynayan ailemin oradan çıkmasını bekliyorum. Çocukluğum, gençliğim, ailem, evim. Hepsi 10 saniye içinde yok oldu. Kendimi nasıl dışarıya attığımı, nasıl o enkazdan sağ çıktığımı hatırlamıyorum. Tek hatırladığım bir pazar gecesi okula gideceğim diye hazırladığım çantamdı. Tanrı öfkelendi ve yeri salladı.Masum yürekler, minik çocuklar, anneler, babalar... Ve binlercesi bu öfkenin altında kaldı. Gözlerimi açtığım an büyük bir sarsıntı dört bir yanımı sardı. Yüreğim korkudan hızlanırken kendimi yataktan çıkardım. İçeriden sesler geldiğini hatırlıyorum.
"Anne" diye bağırdım koridora doğru yol alırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesik Kanatlar Ve Kırık Canlar
Teen FictionVe gökyüzünde kuşlar özgür kaldı,benim kalbimde esir... Yılların acısı bir günde gider miydi? Her baktığında içinin acıyla yandığı kişi, ruhuna su serpebilir miydi? Bir zamanlar mutsuz sonla yazılmış bir kitap yeniden mutlu bir hikayeyle değişebilir...