Bölüm 4

414 22 7
                                    

Ali kuşcu benim için yeni bir umut oldugu sırada etrafı incelemeye başladım.Evler hepsi neredeyse birbirine çok benziyordu.Bunun sebebininde şöyle bir açıklaması oldugunu hatırlıyorum* Evlerin mimarî tarzları kadar mal- zemelerinde de göçebeliğin tesirini görmek mümkündür. Ağaç, kireç, kerpiç gibi dayanıksız malzemelerden yapılmış evler, sanki hemen göç edilecek hissi vermektedir. Bu durum tamamen Osmanlı halkının dünya görüşüyle ilgilidir; çünkü onlar, camilerini, vakıf eserlerini ve yıkılmamasını temenni ettikleri devletlerine ait kurumları, sağlamlığın sembolü olan taş malzemeyle yaparken; evlerde dayanıksız malzeme kullanarak, bâkî olanın Allah olduğunu, kıyamete kadar devam etmesi gerekenin de devlet olduğunu anlatmak ister gibidirler. .*

Bunu yakından bakarken daha iyi anlıyorum. Tarihe dokunmak bende tarifsiz hisler uyandırsada hala içimdeki korkuyu atamadım. Şimdi yapmam gereken Ali Kuşuyu bulup zamanda seyehat ile ilgili her hangi bir bilgisi varmı onu ögrenmek olacak.İlk yapmam gereken nerde oldugunu bulmak ,selanikte bir dönem bulundugunu biliyorum , şu sıralarda istanbul;a yerleşmiş olmalı.

Sorumun cevabı kimde onu biliyorum.Ragıp efendiyle kısa bir sohbet nerde oldugunu ögrenmem için yeterli olacaktır.Eve dönüşü hızlı adımlarla yapmam kimsenin dikkatini çekmedi, herkes farklı telaşede, saga sola koşturuyordu.Eve girdigimde fulya hemen boynuma atladı.

_kızım nerde kaldın çok merak ettik

Ettik ? demekki evde birisi daha vardı.. Acaba agenor ( ela gözlü yakışıklı doktor) olabilirmi? 

_Evde biri dahamı var fulya 

_evet kuzum baban geldi şuan paşalarla üst katta bir husus hakkında konuşuyorlar

Ne konuştuklarını istemsiz bir şekilde merak ettim.Ne kendime nede kafamın içindeki * çık yukarı dinle ne konuşuyorlar, en nihayetinde araştırdıgın tarihin içindesin, sende şahit ol* seslerine hakim olabiliyorum. sanırım ufak bir dinleme yapacagım.

_Fulyacım ben odama çıkıp biraz dinlenmek istiyorum

_Tabi kuzum sen çık iyice bir iyileş kendini toparla

Yukarı sessiz ve hızlı adımlarla çıkarken ne konuştuklarını merak ediyorum.Kapıya yaklaştım ve kulagımı yavaşça kapıya dayadım

_(ragıp  efendi) bu işi halletmenin elbet bir yolu vardır.Bizim topraklarımızda biz den gizli bu işler yapılmaz.

_(merzifonlu kara mustafa paşa) dogru söze ne hacet azizim ,fakat nasıl ıspatlanır. şahitlik yapmaktan her kez çekinir

_(ragıp efendi) elbet yakalarım onları şimdilik biraz sabır edecegiz

Bu konuşmalar bende bir şeyler çagrıştırmasada, etegimi toplayıp, odama girme vaktinin geldigini biliyorum.Odama çıkıp, ipek çarşafların üstüne uzandım ve uykunun o narin kadife kollarına kendimi bıraktım.

Gene merdivenin o tik tak sesleri kulagımı kazıyarak beni uyandırdı.Fulya yukarı çıkıyor olmalı. _Eva tatlı kızım uyan artık , yemekte baban seni bekliyor, senin için tarhana çorbası yaptım

Sanki yıllardır açtım ve bu benim tek yemek yeme fırsatımdı, yatakatan fırlamamdan  korktugu için fulyanın iki adım geriye gidişini fark ettim. Ama ne yapa bilirim açtım hemde kocaman bir kurt kadar. Hem bu benim için fırsattı Ali kuşcuyu Ragıp efendiye sora bilirdim. Hazırlanıp aşşagıya indim. Yer sofrası aynı kafamın içinde olan  resimdekine benziyordu, tahta tabaklar ve tahta kaşıklar bu  hoşuma gitti.

Tarhana çorbasının ismini daha öncede duymuştum ama bukadar lezzetli oldugunu bilmiyordum.Çorbamı yudumlarken konuya girdim.

_baba ( bu kelimeyi söylerken nekadar zorlansamda) sana bir konu hakkında soru sormak istiyorum

_ evet kızım söyle

_Ali kuşcu adında bir bilgin varmış şu an nerede oturuyor.

_Ali efendi galatada ikamet etmekde yavrum , lakin ne için sordugunu merak ettim.

O an aklıma gelen ilk şey azımdan bir anda çıktı

_Bilgisinden faydalanmak için baba. Mektep hocalarım öğrendigim derslere yardımcı olacagını söyledi

Başka soruya maruz kalmak istemedigim için hemen sofradan kalkıp odama çıktım.Heyecanla sabah olmasını beklerken uykuya daldım.Erkenden kalkıp hazırlandım ve galatanın yolunu tuttum.Galataya ulaşmak için ilk yapmam gereken bir sandalcıyla anlaşmak oldu.Çünki şuan istanbulun adalarından burgaz adadayım fakat burdaki insanlar daha buraya antigani diyor , ilerleyen zamanlarda ismi degişecek ama ben bu ismide sevdim. Sonrada faytona binip Ali Kuşcunu kapısının önüne geldim.Kapıyı çalarken neyle karşılaşagımı bilmemek beni tedirgin etsede ,iki katlı evin tahta kapısına son gücüme kadar hızlı hızlı vurdum.Kapı açıldı, kaşlarını çatmış huysuz ihtiyar kızgın ifadelerle bana bakıyordu.

_Kapıyı bu kadar şiddetli çaldıgına göre , işin acele

Karşımdaki adam çok yaşlı görünüyor ,Ali kuşcu bu adam ise işim çok zor olacak

_Dede ben Ali kuşcuyu arıyorum

_Buyur benim

Of neden ben neden..... Konuya girip Ali efendiyle konuşmalıydım, aksi takdirde bu huysuz dede beni kapının önüne koya bilir.

_Ali dede ben ragıp efendinin kızıyım. İlmin çok fazlaymış bir kaç soru sorsam bana cevaplarmısın....

_Gel kızım, ragıp efendiyi tanırım , ne sorarsan bilgim kadar cevap veririm 

Konuya nasıl girecegimi bilmedigimden, sessiz bir şekilde pencerenin önüne yapılmış sedire oturup biraz bekledim. sonra nefesimi toplayıp konuya başladım.

_Ali dede benim sorum biraz farklı ama merakımı yenemedim sana geldim. Zamanda yolculuk sence mümkünmü?

Bu soru Ali kuşcunun kaşlarını çatmasına sebep olsada ,yüzüme ufak bir tebessüm atıp

_Mümkün olmayan bir şey yoktur kızım

Bu cevabı duymayı umutla bekliyordum. Sonunda yolumu buldum.Mutluluktan yerimde durumadım, ayaga fırlayıp heyecanla bagırdım....

_Hadi dede anlat dinliyorum...

Aşk-ı  MechurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin