Aile? Sevgi? Aşk? Hayır, hayır... Onun bu hayatta sahip olduğu tek şey bir dosttu, o da bir yangında kül olana kadar.. Peki kaybettiği dostunun yerini doldurmaya çalışanlar onu hayata bağlayabilecek mi? Yoksa onun hayatı daha başlamadan mı bitti? ### "Yoksa korkuyor musun?" Derken duvara yaslanıp kollarını göğsünde bağladı. Melis ona doğru bir adım attı ve parmak uçlarında yükselip gözlerini Furkan'ın kahverengi gözlerine dikti. Gözlerine birkaç saniye baktığında kendisi bile rahatsız oluyordu. İstediği şey Furkan'ın da rahatsız olmasıydı. "Gözlerimin görünmesinden mi?" Derken sesi buz gibi olsa da Furkan yandığını hissediyordu. Daha önce ona sarılmıştı, uyuduğunda başını omzuna yaslamıştı ama hepsinde Melis hazırlıksızdı. Ya ne olduğundan haberi bile yoktu ya da aniden olduğu için tepki verememişti. Şimdi yüzleri arasında birkaç santim varken ve bedenleri birbirine bu kadar yakınken ne yapacağını şaşırmıştı. Üstelik ona yaklaşan da Melis'ti. Gerilemek istese de sırtını yasladığı duvar buna müsaade edecek gibi değildi. Bakışları istemsizce genç kızın gözlerinden dudaklarına kaydığı sırada başını iki yana sallayarak tavana baktı ve başındaki şapkayı çıkararak genç kızın başına hızla geçirdi. O kadar sert davranmıştı ki şapka genç kızın yüzünü tamamen kapatmıştı. "Sen kazandın." Derken tutmakta olduğunun farkında bile olmadığı nefesini hızla verdi. Melis ayaklarının üstüne basıp da yüzünün tamamını kapatan şapkayı yukarı kaldırırken Furkan çoktan Melis ve duvar arasından çıkmıştı. Ufacık bir kızın nasıl olup da üzerinde bu kadar yıkıcı bir etkisi oluyordu anlamıyordu. Bakışlarını Melis'e çevirdiğinde duvara yan olarak yaslanmış ve kollarını göğsünde bağlamış halde kendisini izlediğini gördü. İstemsizce güldü Furkan. "Eğleniyor musunuz küçük hanım?"
39 parts