Hayatsızlar, hayatın adaletsizliğiyle bir akşam yemeğine çıkmışlar. Yollar engebeli ve kumluymuş. Şık kıyafetlerle, bedenlerindeki yara izlerini ve ruhlarındaki iyileşmeyen acıları gizlemek istemişler. Maskeli şeflerin yaptığı, iki yüzlü garsonlarınsa getirdiği tek ayak üstünde söylenmiş yalanlarla doyurmuşlardı karınlarını. Boğazlarından geçen her bir lokma birer ateş parçasından ibaretti. Gözyaşlarıyla giderilen susuzlukları vardı onların. Onların dediğim, hayatsızların... --- "Yani... Tanımak isterdim seni ama buna izin vermiyorsun. Annen hakkında bile tam bilgi vermiyorsun. Sorsam şimdi baban ne demek istedi diye, ona da asla cevap vermeyeceksin ama ben içimde binlerce senaryo uydurup en boktan olanını seçip hikâyenin sonunu bir şekilde tamamlayacağım." Dönüp en alay dolu ifademle yüzüne baktım. "Sana ne be benim hikâyemden. Sen sadece bir bölümsün, bir paragrafsın belki de. O kadar. Ötesi olmaz. Nokta geldiğinde yeni bir bölüme, yeni bir cümleye başlayacağım. Hikâyemin ortasında gelip de beni başa saramazsın neticede." "Öyle olsun Lila Hanım. Hikâyenin en azından bir parçası olmaktan şeref duyarım. Tamamı olamadık ama..." 🥂 Janet Suhh - In Silence
32 parts