"Biliyor musun?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. Aynı zamanda bana karşı bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı. Bu sefer ondan korkmadan, gözlerimi kaçırmadan durdum karşısında ve cevap verdim. "Neyi?" İlk kez bana bu kadar içten gülümsedi. Hep attığı alaylı gülümsemeler yüzünden olsun, ya da histerik kahkahalar yüzünden olsun hasret kaldığım o gamzelere takılı kaldı gözlerim. "Senin.." dedi ve gözlerime baktı. Yanında kaldığım günden beri ilk kez bana böyle bakıyordu. "Çilek kokunun.." diyerek bana karşı bir adım daha attı ve elini yanağıma çıkarıp incinmemden korkarcasına okşadı. Karanlık bakışları sadece gözlerimdeydi. Biran bile ayırmıyordu gözlerini sanki ayırsa sözleri söyleyecek cesaretini kaybedecekti. "Nereden tanıdık geldiğini.." dedi ve bakışlarını kaçırdı. Ne zaman bu konu açılsa sonu hep benim rezilliğim ile bitiyor ve ben bu sefer kendimi rezil edecek bir hareket yapmak istemiyordum. "Buldun mu?" diye sordum ben onun aksine bakışlarımı ondan ayırmadan. Çünkü sonunda bende ona sırrımı verecektim. Gözlerini tekrar gözlerime çevirdi ve derinden aldığını nefesini yüzüme soludu. Başını olumlu anlamda sallayarak konuştu. "Buldum, kokunun sahibini ve onunla ilgili çok önemli bir şey buldum."dedi elini kalbimin üzerine koydu. Başını eğip burnunu boynumda gezdirdi. "Bir yıl önce kucağımda ağlayan kızın, elimin altında kanatsız kuş misali çırpınan bu kalbinin benim için çarptığını da buldum." dedi gülümseyerek. "Geciktin." dedim dolmuş gözlerimle ona bakarak. Artık çok geçti. Başını beni onaylarcasına salladı. "Geciktim. Artık benimsin." dedi ve beni kendine çekerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
8 parts