Gülümseyen ifadesi sekteye uğradı. "Neden seni rahatsız ediyormuşum gibi davranıyorsun Alaca?" diye sorduğunda manidar manidar güldüm. Gibi mi? "Rahatsız ediyorsun zaten Emir. Sana her seferinde uzaklaş benden demekten yoruldum. Salak mısın anlamıyor musun? Heceleyeyim mi?" diye sordum alayla gülerken. Eğlenceli parıltılarla parlayan gözleri donuklaştı. Yüzündeki ifade şeye... şey işte hayal kırıklığı gibi bir şeye dönüştüğünde içimde anlamsız bir sıkıntı doluştu. Rahatsızca kıpırdandım oturduğum yerde. Yutkundu. "Ben şaka yapıyorsun sanıyordum ama tamam. Gerçekten rahatsız ediyorsam daha da konuşmayız. Eyvallah." Yanağımı dişlerimin arasına kıstırırken öylece çekip giden bedenine baktım. Neydi şimdi bu? Neden huzursuz hissediyordum? Onu kovduğum için üzülüyor olamazdım değil mi? Evet evet kesinlikle böyle bir şey olamazdı. O Emirdi! Kuzgunlardan Emir Eraslandı ya! Benimle laf sokmak dışında konuşmaması gerekiyordu. Diğer olasılıklar bizim için gereksiz ve mantıksızdı. Ama ben neden asıl mantıksız olanın biraz önceki tavrım olduğunu düşünüyordum?