PAMUK ŞEKER GİBİ

Mükemmel olduğuna inandığım deli dolu hayatım bir gecede altüst oldu.

Civciv, Kurbağa Prens'le tanıştı.

Yakışıklı bir yüzün, harika bir vücudun, kibir dolu tavırların sahibi Göktürk Hanbeyi'nde tam bir serseri havası vardı. Hiç kimse onun benimle bir pamuk şeker için kavga edeceğini düşünmezdi.

Ben de düşünmemiştim ya zaten...

Ondan etkilemiş miydim? Evet!
Büyülenmiş miydim? Evet!
Tekrar bir araya gelmeyeceğimizi düşünerek ona kafa tutmuş muydum? Sonuna kadar evet!

Fakat bir kez daha düşünecek olsaydım onu gördüğüm an lunaparktan arkama dahi bakmadan kaçardım. Çünkü şu an karşımdaki adam; annemin evlenmem için başımın etini yediği mükemmel damat adayı, lunaparktaki o yakışıklı serseriden başkası değildi.

Bu kader olmalıydı, değil mi?

Benim, yani Rüya Aslanlı'nın belaların eksik olmadığı ve hâlâ sonunda ne olacağını kimsenin bilmediği eğlence dolu aşk hikâyesine davetlisiniz!

"Asıl bundan sonrası zor olacak. O tatlı dudaklarını bir kez daha öpmek için seve seve ölebilirim.''