26. Bölüm

809 88 13
                                    

"Tam bir haftadır bu odadasın Cemre!" diye isyan etti Sanem.

O geceden birkaç gün sonra Erkam onu aramış ve Cemre'in yanına gelebileceğini söylediğinde mutlu olmuştu genç kadın. Erkam'ın Cemre'ye ne kadar düşkün olduğunu fark etmişti. Ve bir an Cemre'ye söylediği o sözlerin bu adamdan çıktığına inanamamıştı.

"Çıkmak istemiyorum. çok yorgunum Sanem. Ama sorun bedenimin değil ruhumun yorgun olması." diyerek ona arkasını dönüp pencereye doğru ilerlemişti.

Erkam ve Kenan'ın konuştuğunu gördüğünde sadece tek bir adama odaklamıştı kendini. Erkam'ın çöken omuzlarına solgun yüzüne baktı. Yılların yoramadığı o dinç adamı kendisinin bu hala getirdiğini bilmek. Kendisine kızmasına neden oluyordu.

"Bak." dedi Sanem de aşağıdaki ikiliye bakarken. Erdal'ında onlara katılması ile yine hep bir aradaydılar."O yıkılmaz adamı bu hala sokan sensin. "

"Ne demek istiyorsun Sanem? Onun bana yaptıklarına ne demeliyim." dedi kızgınca Sanem'e bakıp tekrar odak noktasına almıştı Erkam'ı.

"Kızma hemen. Ama o sözleri sana kızgın ve öfkeli olduğu için söylemiş. Sende onun yerine koysana kendini." dedi gözlerini aşağıdan yani Ekam dan bir an bile olsun ayırmayan kadına bakarak. O kendisi fark etmiyor olabilirdi ama bu adama fena halde abayı yakmıştı Cemre.

"Koymadım mı sanıyorsun Sanem? Beni annem gibi faişe konumuna koyması... Ne biliyim işte fazlaca midemi bulandırıyor bunu hazmetmem için biraz daha zamana ihtiyacım var." Sanem onun artık bu konuda kafa yormasını istemiyordu. Kimse sonuçta zamanı geriye alamazdı. Yaşanmı bitmiş birşeydi.

"Mideni bulandıran o değil. O..." dedi düz karnını göstererek. " oradaki mercimek. Ve o mercimeğin babası ile tanışma vakti gelmedi mi?"

Erkam'ın, Erdal ve Kenan'la ettiği sohbetleri sırasında kafasını kaldırıp onların olduğu cama bakması ile hızla geri çekildi Cemre. Kafasını iki yana sallarken Sanem'e baktı yalvaran gözlerle.

"Ben ben bilemiyorum. Lütfen zorlama beni. Kafam çok karışık. Düşüncelerim birbirine karışmış durumda."

"O zaman şu her zaman yaptığın şeyi yap." dedi ona arkasını dönüp dolabına ilerlerken.

Kapağını açtığı dalabı birbirine karıştırırken ona kaşlarını çatarak bakan kadını umursamamıştı,  Eline aldığı eşortman takımını ve üzerinede kapşonlü bir hırka bulmuştu. Akasını dödüğünde ona bön bön bakan kıza baktı.

"Ne yapıyormuşum her zaman ben?" diye sordu eline tutuşturulan giysilere bakarak.

"Hamilelik unutkanlık mı yapıyor kızım sende Cemre?" dedi gözlerini devirerek.

Erkam onu buraya çağırdığı gün bir aczaneye uğrayıp almıştı test çubuğunu. Zorlada olsa yaptırmış ve düşüncelerinin doğru olduğunu o testeki iki çubuktan anlamıştı.
Bu bebek ikisine de iyi gelecekti. Buna canı gönülden inanıyordu.

"Sanem ben-"

"Evet sen şimdi banyoya girip üzerini değitirip buraya geliyorsun. Ve güzel bir koşu yaparak o beynini dağıtıyorsun. Yoksa ben bir dağıtacağım." dedi onun sözünü kesip arkasına geçip sırtından itekleyip zorla banyodan içeri tıktı. Kapıyı da kapattığında zaferle gülümsedi.

Bu kız kadar zor bir kız görememişti. Hayır zaman hızla gidiyordu değil mi? O zaman bizde o zamana inat güzel ve mutlu yaşamalıydık.

Hayat karşımıza her zaman zorluk çukarırdı değil mi? Bizde o zorluklara inat mutlu olmalıydık.

Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin