10.Bölüm

755 93 7
                                    

Uçaktan indiği an derin bir soluk alıp verdi Gamze yıllar önce enkazlarla en değerli kaybıyla bırakıp gittiği bu şehre. Şimdi bu kayıbı ona tatdıran adam ile gelmişti.

Bu şehre onun kollarında geleceğini hayal bile etmemişti. Ama olaylar o kadar hızlıydı ki kendisi bile şaşmıştı. O daha çok bir kaç ayını bulur onunla yakınlaşması diye düşünürken şimdi buradaydı. Saçlarını savuran tenini yalayıp geçen rüzgara baktı. Kendisini de o rüzgarda savrulan bir yaprak tanesi gibi görüyordu. Hayat önce bu şehirden savurup başka şehre attımış ve yine o rüzgar onu o şehirden alıp buraya atmıştı.Bir gecede gitmişti ve yine bir gece geliyordu bu kırıklarla mutlu anılırını bıraktığı şehre. Peki ya bundan sonrası ne olacaktı? İşte orası koca bir soru işaretiydi.

Beline değen ellerle içi ürperen Gamze dalıp gittiğini anlayıp kendine gelerek onu yönlendiren Erkam'a uyarak havaalanının çıkışında onları bekleyen arabaya ilerlediler.Kenan valizleri arabanın arkasına atarken Erkam ile Gamze arka koltuğa geçmişlerdi. Ön koltuğun şoför kısmına tanımadığı bir adam otururken Kenan da onun yanına oturmuştu.

"Hoş geldiniz Erkam Bey"dikiz aynasından Erkam'a bakıp. Samimiyet ile konuşan adama aynı samimiyetle karşılık verdi.

"Sağolasın Erdal." dedi. Sonra yanındaki Gamze'ye bakıp gülümseyip devam etti." Bana abi diyebilirsiniz. Çünkü yanımda ki bu kadın yabancı değil. Gamze yeni mimarımız." dedi Kenan ve Erdala itaafen.

"Tamam abi" dedi sevecenlikle Erdal ve yanındaki Kenan'a bakıp tekrar dikiz aynasından arkaya bakarak Gamze'ye Kenan'ı işaret edip göz kırptı. "Ben deniz Erdal şu yanımda oturan asık suratlı adamın kardeşiyim" dedi. Kenan ise onun bu şaklabanlığına karşı kardeşini ensesine bir tane geçirip kızgınca konuşsa da gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Önüne dön gevşek"

Onlar önde kendi aralarında konuşurken Gamze gülerek onları izliyordu. Yanındaki adama döndüğünde onu izlediğini gördü. Öyle bir bakışı vardı ki kendisini narin ve kırılacak bir eşya gibi görmüştü.

"Neden öyle bakıyorsun? " dedi kendini tutamamıştı. Babasından sonra ilk defa kendine böyle bakan bir adam görüyordu karşısında.

"Nasıl bakıyor muşum?" dedi hala bakışlarında bir değişik olmasa da birazda merak vardı o gözlerde.

"Kırılacak narin bir eşyaya bakar gibi sanki beni-"

"Kıracağımdan korkar gibi mi" diyerek sözlerini devam ettirmişti Erkam.

Gamze kuruyan dudaklarını birbirine bastırdı. Boğazındaki yumruyu yok etmek adına yutkunarak başını olumlu anlamda salladı.

Bir zamanlar onu paramparça eden adam şimdi onun kırılmasından korkuyordu...

Ne ironi ama.

"Abi? Gamze Hanımı nereye götüreceğiz." konuşmak için dudaklarını araladığında onu durduran Erdal'ın sesi olmuştu. Kendine gelmek için nefes aldığında Gamze ondan önce davranarak cevapladı.

"İş yerine yakın bir otele lütfen. Ben kendime yen bir ev tutana kadar." Erdal genç kadın hiç konuşmamış gibi Erkam'a baktı cevaplaması yada onun söylemediğini onaylaması için.

"Benim otele sür." dedi sertçe neden bozulduğunu kendiside anlamasa da onu direkt evine götürmek istemişti esasında.Kafasını kendi penceresine doğru çevirdi. Gecede camdan yansıyan ve ona bakan kızı izledi. Kendini seyretmesi hoşuna gitmiş ve sinirini anında yatıştırmıştı ona bakmak. Gözlerine baktı. Öyle güzellerdi ki kaybolmak istedi o gözlerde. Ama o güzel gözlerdeki acıyı çözememişti. O acıyı ne olursa olsun yok etmek için söz verdi. Kendisi sebep olduğu acıyı yine kendisi yok edecekti.O acıyı kendisi yerleştirmişti o gözlere ve şimdi kendine ve bu kadına içinden bir söz veriyordu.

Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin