4. Bölüm

972 103 2
                                    

Yanında oluşan haraketlilikle daldığı düşüncelerden sıyrıldı Cemre. Bir an ne olduğunu anlamasa da yanına oturan adama baktı. Nereden bulmuştu burayı?

"Fazla düşünme." dedi Erkam, gözlerini karşısındaki manzaraya çevirerek.

Erkam'ı yan profilinden incelemeye dalan Cemre sözlerine anlam veremeyerek kaşlarını çatarak ona baktı. Burada olmasına mı şaşırmalıydı yoksa ona yaklaşmak için çabalarken yanında bulmasına mı sevinmeliydi bilemedi. Dudaklarını araladığın da boğazının kuruluğu ile birkaç kez yutkunup tekrar konuşmak için araladı dudaklarını.

"Nereden çıkardın fazla düşündüğümü?" diyerek ondan gözlerini çekip umursamaz olmaya çalıştı..

"Dün sergide de böyle düşünceliydin. O sergideki çizilmiş resimlerde de böyle idin. Bilemiyorum..." dedi yüzünü Cemre'ye doğru döndürdüğünde. Bir bilmeceyi çözecekmiş gibi dikkatlice baktı derin derin. Yine uzaklara bakıyor ve yine o bilindik hüznü çökmüştü yüzüne."... hep neden bu kadar hüzünlü olduğunu. Ama fazla düşünmek adamı delirtir o kadarını biliyorum. " diyerek devam etti hafif tebessüm ile.

"Belki de hepimiz biraz deliyizdir .. "dedi Cemre omuz silkip yüzünü ona doğru çevirirken. Gözleri birbirini bulmuştu. Öylece birkaç kayboldukların da kendine gelen Cemre olmuş ve kafasını önünü çevirerek göz temaslarını koparmıştı. Erkam kafası iki yana sallarken kendine gelebilmişti. Gülerek karşıladı Cemre'nin sözlerini. Onun gülüşü ile neye uğradığını şaşırmıştı Cemre. Kalbi yavaşca hızlanırken midesinde oluşan kramplar hiçte iyiye alamet değildi. Tekrar bakmıştı Erkam'a.

"Belki de dediğin gibidir." diyerek omuz silkti Erkam onun kendine bakışlarını fark ettiğinde. Cemre'nin gözlerine dalmıştı. İkisi de bir girdaba kapılmak üzereydiler. Bu girdap onları neyle karşılaştırırdı Allah bilirdi.

"Şey "dedi Cemre kendine gelmek adına yutkunurken "be.. ben artık gitsem iyi olacak." diyerek  ayaklandı. Ama bu girişimi Erkam'ın onu kolundan tutması ile yarım kalmıştı.

"Şey "dedi ona dönen Cemre'ye bakarken. Lanet olsun! dedi kendi haline içinden elini ensesine artıp derin bir nefes içine çekerken eski haline geri dönmeye çabaladı.Bu küçük dokunuş bile alt üst etmeye yetmişti içindekileri." Benim sende kalan bir ceketim var..."

"E.. evet. Onu hemen sana getireyim. Adresin veya numaranı verirsen onu sana ulaştırabilirim" diyerek kesti Erkam'ın sözünü tekrar ayağa kalkarken.

"Şöyle yapalım." diyerek oda ayağa kalkıp Cemre'nin karşısında durdu. Boyundan dolayı hafif eğilmişti Cemre'ye doğru." Seninle bu akşam bir yemek yiyelim o zaman da ceketimi almış olurum."

Cemre tatlı tatlı gülümserken Erkam akşam onun yemeğe geleceğini düşünmüştü.

"Hayır gelemem akşam başkasına sözüm var " diyerek onu durdurmasına izin vermeyerek uzaklaştı oradan. Çünkü biliyordu ki Erkam her zaman plancı bir adamdı. Dediğim dedik emir veren bir tipti ve ona boyun eğecek bir kadın değildi Cemre. Şartları kendi belirlemek ve üstünlüğünü hissettirmek isteyen bir adamdı Erkam. Ama Cemre de kendini ona ezdirebilecek bir kadın değildi elbette.

Dik bir şekilde ilerledi. Ne istediğini bilen bir kadın edası ile uzaklaştı. İçindeki karmaşık duygularla. Ve yeni yeni oluşmaya başlayan bu duygular onu ürkütüyordu. Savunmasını kırmasından korkuyordu. En çokta Erkam'a alışmaktan korkuyordu.

Arkasından bakan Erkam ileride duran Kenan'a baş işareti ile yanına gelmesini istedi.

"Buyur ağabey" dedi istifini bozmadan.

"Yarın sabaha uçak biletimizi hazırla eve gidiyoruz."diye emretti. O buluşmasını reddediyorsa Erkam onu karşılıksız bırakmayacaktı. Kimse onun teklifini reddedemezdi. O meydan okuyorsa Erkam da karşılık verirdi. Kimsenin peşinden koşmazdı...

Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin