25. Bölüm

804 85 0
                                    

Geldikleri havaalanına girmeden son kez bakabilmişti arkasına. Kalbi bu şehirde hatta bu ülkede kalırken kendisi adını dahi yeni öğrendiği bir ülkeye gidiyordu. Timur peşine düşmesin diye yapıyordu.

Ama biliyordu ki Erkam onun gerçek yüzünü bildiğine göre onu bir daha görmeyecekti. Çünkü Erkam kendisine yapılan bir yanlışı asla affetmezdi.

"Sanem biletleri ver." diyen ağabeyine onaylayarak çantasını açtı. Cemre ise vücudunda oluşan titreme ile etrafına bakınma isteğine karşı koyamamıştı.

Sanem çantasına koyduğuna emin olduğu biletleri arıyordu.

Lanet olsun! dedi kendi kendine bir küfür savururken.

"Versene Sanem biletleri." dediği sırada arkasından gelen sesle bedeni ve tüm kalbi titredi Cemre'nin.

"Bunları mı aramıştın?" arkasındaki adama döndüğünde gözleri gözleriyle buluştu.

O gözlerde bir sürü anlamın geçtiğini görebiliyordu Cemre.

"Benim hayatıma bu kadar kolay girebilmiş olabilirsin. Ama bu kadar kolay çıkabileceğini mi sandın Cemre Hanım?" demesi ile içi titremişti genç kadın. İçini titreten onun sesinden duydu ismiydi. Sanki ilk defa duymuştu ismini.

Cesur olmaya çalışarak yutkundu. Ah cesur olmak kolayda değildi. Kendini ona kaptırmamalıydı. Hoş istese de kaptıramazdı. Çünkü aklından daha onun annesi ile kendisini aynı kefeye koyduğu çıkmıyordu aklından.

"Hayır çıkıyorum." dedi omuzlarını dikip kendini olgun bir kadın haline sokarken. Yavaşca ona yaklaşırken gözlerini gözlerinden çekmemişti. Erkam'ın yutkunduğunu gözüne takılan adem elmasından anlıyordı. Onunda aslında kendisinden bir farkı yoktu değil mi?

"Çıkmıyorsun ve benimle geliyorsun." dedi Erkam kararlılığını ortaya koyarak.

Cemre'nin bileğinden tutup kendine çekerken karşı koymaya vakit bulamadığı için burnunun onun göğsüne çarpmasına engel olamamıştı. Kafasını kaldırdığında onunla burun buruna gelmesi bir olmuştu. Midesinin ağzına geldiğini hissetti. Aklından çıkmasını isteyipte bir türlü çıkaramadığı görüntüler yeniden üşüştüğünde ellerini onun göğsüne koyup hızla itekledi.
Erkam'ın birkaç adım gerilemesinden fırsat bulup arkasını döndü.

Ona onaylamaz gözlerle bakan Sanem'e odaklındığında neden böyle baktığını anlamamıştı. Tekrar tutulan bileğine bakmayıp ona doğru gelen Sanem'e bakmaya devam etti. Sanem neden birşeyler yapmıyordu?
Neden onu bu adamdan kurtarmıyordu ki?

Sanem ona yaklaşıp sarıldığında şaşkınca bakmakla yetindi. Duyduğu sözlerle dumura uğramıştı adeta.

"Git Cemre. Evinde kalbinde bu adam iken bedenin başka yerde sadece acı çekecek." sessizce konuşup ayrıldı. Ona güven verircesine kapatıp açtı gözlerini  ve biraz daha ondan uzaklaştı.

Erkam, Sanem'in ne söylediğini duymuştu. Öyleydi değil mi? Kendisi nasıl Cemre'yi evi gibi görüyorsa Cemre'de onu evi gibi görüyordu. Bu ona tarifi imkansız bir mutluluk veriyordu. İşte bu yüzden bu kadının gitmesine izin veremezdi. Kendiside en az Cemre kadar acı çekecekti.

Bu kadının kendisinden başka gidecek hiç bir yeri olamazdı.

Cemre'yi çekiştirerek havaalanının çıkışına doğru ilerledi. Arkasından bakmakla kalan diğerleri ise Sanem'e çevirmişti bakışlarını.

"Bakmayın bana öyle. Buradan gitseydik kötü olacaktı onlar için" dedi giden ikilinin arkasından tebessüm ve iç çekerek bakmakla kalmıştı.

Kim bilir belki böyle onunda elinden tutup götüren biri olurdu. Tekrar hala orada dikilen ikiliye döndü. "Hadi bizde başka bir otel bulalım kendimize" dedi çıkışa ilerlerken.

Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin