Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )

Son Söz Ve Hikaye Tanıtımı

1 ay gibi kısa bir sürede bitirmiş olduğum kitabı umarım siz okuyucullarımda beğenmiştirsiniz.

Bu kitabı hayal ederken dinlediğim tek şarkı Şebnem Ferah: Sil baştan şarkısıydı.

Kurgularımı genelde dinlediğim şarkılara göre şekillendirmeyi seviyorum.

bu kitabı beğendiyseniz eğer bu kitabın yan kitabı olan Can Kırıkların'a da beklerim.

Kenan Aksoy ve Sanem Yalçın'ın hikayesine buyurun. Kenan'ın yaşadığı acıları yaşayalım sizlerle....

İyi günler...

Ve unutmadan diğer hikayelerimede bekleniyorsunuz...

PARDON BENİMLE EVLENİR MİSİN?

"Yaşlısın"

"Küçüksün!"

"Yaşlısın!!" diyerek burnumu havaya kaldırdım. O inatçı ise ben ondan daha çok inatçıydım. Bu yaptığım hareketle daha da yakınlaşmıştık birbirimize. Nefesi yüzümü yalayıp geçerken ben nefessizlikten boğuluyordum.

"Ya sabır.." diyerek birkaç adım uzaklaşıp arkasını döndü ve homurdanmaya devam etti. "Allah'ım ben sana ne yaptım da çoluk çocukla uğraştırıyorsun beni!!" diyerek kapının oraya doğru ilerlediğinde sinirle konuştum.

"Allah'ım asıl ben ne yaptım da yaşlı bunaklarla uğraştıyor-" devamını getiremedim ben ve ah benim şu susmayı bilmeyen çenem birgün ölümüme sebep olacaktı.

Aynen seni mal!! O şom ağzını ne zaman kapatmayı bileceksin bilmiyorum ki!!

Bana hızla dönen bir ton koyulaşmış gözlerde öyle bir bakış vardı ki. Eğer o bakışlar birini öldürebilseydi -Ki o ben oluyorum- şuan ben mefta olmuş olurdum. Helvamı fıstıklı yapın lütfen.

"Sen!!"

Bedeni de bana dönerken üzerime doğru tehditkar bir ifade ile yürümeye başladı. Şuan kalbim korkudan üç buçuk atıyordu. Anlımdan terler akmak için can atıyordu. Yutkunmamak için  can atsamda yutkunmuştum.

Geriye doğru kaçmamak için kendimi zor tutuyordum. Allah'ım sen yardım et. Bugün burada ölürsem unutmayın helvam fıstıklı olsun!!

Adam şimdi seni deşecek sen hala helvanın fıstıklı olmasını mı düşünüyorsun!! Salak!!

Kapa o çeneni iç ses helva önemli.

Yanıma geldiğinde ben iyiden iyiye tırsmıştım. Aramızdaki neredeyse otuz santimlik - evet o bir doksan ben ise bir atmış santimdim.- mesafeyi kapatmak için bana doğru eğildi.

"Sen bana ne dedin?" dediği sırada sol ayağını öne attığında bende sağ ayağımı geriye attım. Aynı şekilde sağ ayağını öne attığında ben sol ayağımı geriye attım.

Biri bu halimizi -tabi ayaklarımıza bakıyorsa- görse dans falan ettiğimizi sanabilirdi. Ama işin rengi yukarıya bakınca değişiyordu. O kadar korkutucuydu ki gözlerimden ayrılmayan ela gözleri kalbim hızını birkaç kat daha artırmıştı.

Ve dans hareketimiz sırtımın soğuk duvarla bütünleşmesi ile bitmişti. Soğuk duvar beni kendime getirirken kendime gelebilmiştim nihayet. Gözlerimi yumduğumda burnuma dolan kokusu beni hem rahatlatıyor hem de korkutuyordu.

Lanet olsun bu genç yaşta ölüp gidecektim!!

Nihayet jetonunuz düştü Nare Hanım. diyerek kinayeli bir sesle konuştu iç sesim.