S

107 12 4
                                    

Teklifi başta kulağa harika geliyordu. Ancak düşüncesizce hareket etmemeliydim. Aynı zamanda bu Batman'in beni test etmek için yaptığı bir şey, yönelttiği bir soru olabilirdi. Baştan kaybetmeye hiç gerek olmadığından bir süre sessiz kalıp bunu kafamda ölçmeyi tercih ettim. Asansör durmadan hemen önce cevabımı ona söylemek üzere dudaklarımı araladım.

"Hayır."

Batman aldığı cevaba şaşırmış gibiydi. Bana öncelik tanıyıp asansörden inmemi beklemiş olsa bile asansörden inmemizin ardından önüme geçerek bana öncülük etti. Bunu yapmasına söyleyecek bir şeyim yoktu çünkü zaten yolu bilmiyordum. Onun bana nereye gitmem gerektiğini göstermesi gerekiyordu. O ilerledikçe adımlarını ardından takip etmeye devam ettim. Aynı zamanda verdiğim cevabın aslında doğru olup olmadığını düşünmekle meşguldüm kendi iç dünyamda.

"Neden? Onda yaratacağın şok etkisin göremiyor musun? Üstelik tüm planını benimle birlikte mahvetmen büyük bir rezillik olur onun için. Bundan faydalanmayı düşünmez misin?"

Evet, belki yeterince iyi bir fikirdi bu. Ama aklıma yatmayan şeyleri göz ardı etmeyecek kadar akıllanmıştım son olanlardan sonra. Artık tamamen yalnız başımaydım ve gelmeyi başardığım şu noktadan dahi düşersem bir daha gün ışığını göremezdim. Kaşlarımı yavaşça kaldırdığımda beni getirdiği odaya göz gezdirmeyi de ihmal etmemiştim. Söyleyeceği bir şeyler olduğunu anladığımdan ben önce davrandım.

"Evet, iyi olabilirdi. Yinede bu kadar erken olması işime yaramaz. Hemen önlem almasını yada plana koyulmasını istemeyiz. Soygun planlarında da yakalanma ihtimaline karşın bir kaçış planı olur mutlaka, oradan tüyebilir."

Söylediklerimin ardından aklıma gelen şeyi de ekledim.

"Hem ben seninle istişare yapacağımızı sanıyordum. Söylediklerin bunu çağrıştırmıştı yani."

Sanırım söylediğim her şeyle ilgisini çekmeyi başarmıştım. Benden böyle cevaplar beklemediğinin de farkındaydım. Hakkı da yok değil tabii, Joker'e aşık olan yanımı o hücrenin içerisinde bırakmamış olsam kesinlikle bu teklife balıklama atlardım. Onu bırakmakla en iyisini yaptığımı anladım tekrardan. Bu kez sadece ben, isteklerim, hırslarım ve bana istediklerimi almamı sağlayacak hırstan çok daha fazlasını veren iblislerim vardık. Kötü olmayı yeni yeni öğreniyor olamaz mıydım?

"Burası senin odan olacak. Burada olduğun müddetçe bu odada kalabilirsin."

İçerisinde bulunduğumuz odayı işaret ederek konuşmuştu. Aslında söylediğim şeylere cevap vermediğinin farkındaydım ama üzerine gitmeye gerek yoktu. Onun tahmini olarak ne düşündüğünün zaten çoktan bilincindeydim. Çantamı duvarın dibine bırakıp etrafımda dönerek 360 derece boyunca süzdüm odayı. Tutsak olduğum o hücreden çok daha geniş, güzel, düzenli ve konforluydu. Belki Harley Quinn imajı için fazla sadeydi ama şıktı. Etrafımda attığım turun ardından sabit durdum.

"Beğendin mi?"

Benim mavi gözlerim onun koyu kahve gözlerini bulunca hafifçe tebessüm etmekle yetindim. Bir çılgınlık yapıp burada kahkahalara boğulmayacaktım elbet. Bunu zaten benim için yapan birileri vardı... iblislerim. İblislerim olan biten her şeyi görüyor, duyuyor, düşünüyor ve bunlara olabildiğince gülüyorlardı. Üstelik bana fikir vermek konusunda da gecikmiyorlardı. Bu kadar sıkı bir çalışma tempoları olduğu için onlara çok şey borçluydum.

The Quinn-JarleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin