Hayır, hayır... elbette o iblisleri dinlemedim. Bu odadaki Amanda ve Cody bir süre daha işime yarayacaklardı... buradan çıktığımda yüksek ihtimalle yalnız sayılacaktım ve başlarda onların desteğine ihtiyacım olacağını düşünüyordum. Gözlerimdeki bakışı yumuşatırken anlaşmamızı teyit etmek amacıyla Amanda'ya bakarak konuşmaya başladım.
"Size Joker'i verdiğimde beni yeniden buraya tıkmak için bir şey yapmayacaksınız... hayatımı yaşayacağım. Bunda da anlaştık mı?"
Tek kaşım yavaşça havalanırken alacağım cevabı beklemiştim. Olumsuz bir cevap her şeyi berbat edebilirdi ama benden çok Joker'i istemelerine güveniyordum... Joker için benden vazgeçeceklerine dair bir inancım vardı, güçlü bir inanç. Beklediğim gibi de olmuştu. Amanda başını olumlu anlamda salladı.
"Evet. Anlaşma anlaşmadır, sadık kalınacak."
Aldığım cevap beni de yeterince tatmin ettiğinden daha fazla bir şeyler üstelemeye gerek duymamıştım. Konuşmanın devam etmeyeceğini düşünüyorken Cody'nin söze girmesiyle henüz bitmediğini anlamam zor olmamıştı. Bana bakmak yerine Amanda'ya bakarak konuşuyordu, buna alınacak değildim. Patronu oydu en nihayetinde... belki de sadece şimdilik.
"Harley'i bu gece serbest bırakalım mı?"
Evet! Ah Cody, kendini nasıl affettireceğini iyi biliyorsun. Onca elektrik cezasından sonra sana olan öfkemi yavaş yavaş bastırmaya başladın, iyi çocuk. Kıkırtılarımı dizginlemek için ekstra çaba harcıyordum... Beni ne zaman bırakacaklarını gerçekten merak ediyordum. Kendimi ve daha çokta içimdeki bu iblisleri dizginlemesi kolay olmuyordu. Üstelik ben o kötülük dehası iblislerimi susturmayı ve onlarla zıtlaşmayı hiçte sevmiyordum. Amanda bir süre düşündü ve sonrasında Cody'nin sorusunu yanıtladı.
"Buna karar vereceğim. Şimdilik dikkat çekmemesi için hücresine götürün. Senin için sakıncası var mı Harley?"
Pekala... azıcık daha sabır göstermelisin Harley. Bu kadına ters gideceğin zaman şu zaman değil, bu doğru olmaz. Sakinlikle omuz silktim.
"Sanmıyorum. Hücremle vedalaşmak için bir fırsat olur."
Burası doğruydu biraz. Hücreme veda edecektim... buna üzülmüyordum ama evimden ayrılıyor gibi de buruktu bir yanım. Bu yanım kesinlikle duygusal yanım olmalıydı, çünkü iblislerimin alay ettiklerini duyabiliyordum. Amanda başıyla onaylamasından sonra çıkabileceğimizi söylediğinde bu kez yeniden tekerlekli sandalyeye oturdum. Cody beni gerçekten bağlamamıştı. Bağlamış süsü vermişti yalnızca. Amanda'ya gitmeden önce göz kırpıp el salladım. Bu anlaşmadan gerçekten karlı çıkacaktım.
Odadan çıkmamızla beraber Cody kapıda beklemelerini söylediği diğer adamları kovaladı. Sanırım bunu yalnız kalmamız için yapmıştı. Adamlar hızla yanımızdan uzaklaşırken Cody tekerlekli sandalyeyi çok daha sakin ve yavaş ittiriyordu. Bu tempoyla şu uzun koridoru asla bitiremeyeceğimizi düşünüyordum ama amacını görmek, anlamak için buna biraz daha sessiz kalmayı tercih ettim. Gitmeden önce benimle sevişmek isteyeceğini düşünüyordum ama sesiyle bu düşüncelerimi böldü.
"Joker'i sevip sevmediğini anlayamıyorum."
Böyle bir giriş yapması hayli can sıkıcı ve keyif kaçırıcıydı benim açımdan. Özellikle de Joker'e olan hislerim hakkında konuşmak istemiyordum fakat açıkta veremezdim. Elimden geleni yapacağıma dair telkin ettim kendimi içimden birkaç defa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Quinn-Jarley
Fanfiction... "Sonsuza dek seninle kalamam." Kızın duymak istediği kesinlikle bu değildi. Gözleri doluyordu karşısındaki adama bakarken... tüm bu olanlar bu yüzden miydi? Onunla sonsuza kadar kalamayacağı için erkenden kızı ölüme mi terk etmişti? Ne bahane...