final ep, part01 (m)

2.6K 127 126
                                    

Beklettiğim için üzgünüm ancak dolu dolu geldim, biiir sürü yorum bekliyorum ❤️ (bölüm sonundaki açıklamayı atlamayın lütfen)

iyi okumalar meleklerim 💓

❗❗❗

uyarı, bu bölüm;

dirty talk,

bazı kinkler,

ve smut sahneleri içerir!

.

Boşluktaydım, fazla boş hissediyordum. Yaptığım hiçbir şey anlamlı gelmiyordu ve ben fazlasıyla perişan biri oluvermiştim.

3 haftadır, tam 21 gündür görmemiştim onu. Birbirimizle tek kelime konuşmamıştık, nerede ne yapıyor onu bile bilmiyordum ve bu her aklıma geldiğinde elimden gelen tek şey ağlamak oluyordu.

Gurur yapmıştık belli ki, ikimizden biri bile aramızı sıcak tutmak adına harekete geçmemişti. Yirmi bir gün ne ki diye düşünmeyin, ben onun gözlerine bile bakamadığım için küçük bir çocuk gibi sızlanırken şimdi ise tüm bedeninden, tüm ruhundan mahrum kalmıştım.

Yeni günlere uyanasım, yemek yiyesim, duş alasım, özbakım yapasım, hatta konuşasım bile yoktu.

Jisung'tan önceki hayatıma dönerim belki diye düşünmüştüm, mümkünatı yoktu. Ben onsuzken çok yarımdım ve biliyordum, o da şu an öyle hissediyordu.

Herkes, herkes görmüştü günden güne nasıl çöktüğümü. Jisung'la bir aralar bir olmama müsaade etmeyen Chan hyungum bile, onun yokluğunun sonuçlarının varlığındaki sonuçlardan daha beter olduğunu anlamıştı.

Ama ne Minho hyungumun, ne de Chan hyungumun elinden bir şey geliyordu. İlişkiler iki kişi arasında olurdu ve biz şu an Jisung'la "iki kişi" olabilecek bir konumda bile değildik.

Ellerimle oynamaya devam ederken gözlerimden yeni damlaların düşmesine izin vermiştim, sanki Jisung beni duyabilirmiş gibi "Yapamıyorum," diye acıyla kısılmış sesimle fısıldadığımda bunun daha çok içimden kopan sessiz bir çığlık olduğunun farkındaydım.

Yatağımın ucuna oturmuş toparlanmakla alakalı planlar yapıyordum kafamdan. Ancak hepsi avuçlarımdan kayıyor ve ben hiçbir şey yapamıyor gibi hissediyordum.

Gözlerim yatağın karşısındaki aynaya kaydığında yüzümde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Jisung yokken çökmüştüm ben, kelimenin tam anlamıyla yıkılmıştım.

Gözlerim korkunçtu, ağlayıp şişmekten kocaman olmuşlardı ve uykusuzluktan dolayı da daima hassas ve gerginlerdi. Saçlarım uzamış ve birbirlerine girmişlerdi, onlara çeki düzen verecek bir gram güç bile hissetmiyordum parmaklarımda. Parmaklarımın tek yeri Jisung'un yumuşak tutamlarının arası gibiydi. Yüzüm de şişti, kıpkırmızıydı ve eski karizma halinden de eser kalmamıştı. Çokça zayıflamıştım, hep bir depresif ruh halindeydim ve bundan dolayı hyunglarım da oldukça endişeliydiler.

Yaklaşık on dakika önce çalan zil sesinden anladığım kadarıyla Felix de evdeydi şu an ve ben bu Jisung'suz geçirdiğim 3 hafta boyunca kimseyle adam akıllı bir iletişime geçememiştim.

Dahası artık gerçekten canıma tak etmişti, Jisung'la bile bu dünyaya ait değilmişiz gibi hissediyordum.

Kendime bir dünya yaratmak ve tanrımı da Jisung yapmak istiyordum, hayal adına gerçekleştirebileceğim tek şeydi belki de bu.

devil eyes, hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin